On yıl önce 19 Mayıs’ın ardından yazdığım yazıyı, eskiyi hatırlamak adına tekrar yayınlıyorum. Yazdığım konularda nerelere geldiğimizi önümüzdeki günlerde yazacağım.
İşte 10 yıl önceki yazım;
GELECEĞİMİZİN TEMİNATI GENÇLER
Geçtiğimiz haftalarda 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile 19 Mayıs Atatürkü Anma, Gençlik ve Spor Bayramını kutladık. Kutlamalarımızın nasıl olduğunu anlatmama gerek yok, hep nutuklar çektik. ‘Gençlerimiz bizim geleceğimiz’ dedik. Kısacası kutlamalar kanunlarda olduğu için kutlamak zorunda kaldık. Bayramlara halkın katılımı ise çok eski yıllarda kaldı.
Evet, gençler bizim geleceğimiz. Ama bizim gençlere verdiğimiz değer hep sözde. Ağzımızı açtıkmı Atatürkçüyüz, ama tatbikata geldimi ‘canım sende’ deyip geçiyoruz. Dünyada çocuklara ve gençlere bayram veren tek ülkeyiz. Atamız bunu iyi düşünmüş. Ama çocukları ve gençleri geleceğe hazırlama için en az uğraşı verende bizleriz.
Ülke genelinde bu konuyu eleştirmek benim haddime düşmez. Sadece bu konuyu kısaca anlatmak gerekirse gençliğini yaşamayan, üretmeyen, test çözen bir toplum yetiştirmeye çalışıyoruz.
İlçemizde neler yapıyoruz, benim irdelemem ve eleştirmem gereken burası. Çünkü insan önce kendisini eleştirmeli. Bizler iyi bir Atatürkçüyüz. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Ama bence biraz lafta gibi geliyor. Atatürk en büyük önemi kime vermiş; çocuklar ve gençlere değil mi? Bundan kimsenin şüphesi olmasın.
Biz neler yapıyoruz.
Atatürk’ün doğumunun 125’inci yılını kutlama komitesi kuruyoruz. Bu çok güzel bir olay. Bu komite Atatürk’ü anmak için değişik etkinlikler yapıyor. Elbette bu etkinlikler olmalı, ama bence Atatürk’ün önem verdiği gençlerin geleceğe hazırlanması, onların eğitilmesi konusunda da çalışmalar yapmalı bu komite.
Nedir bu ilçenin eğitim sorunları. Aklıma geldiğince bazılarını aktarayım belki komitemiz dikkate alır.
1- İlçemizde Atatürk’ün adını taşıyan bir ilköğretim okulu var. Okulun durumu içler acısı minik öğrenciler sabah ve öğlenci olarak okuyor. Yer sorunu bir türlü çözülemedi.
2- Lise sorunumuz var. Değerli büyüğüm Çetin Kaur adına yakışanı yaptı, mevcut liseyi büyüttü ama yetersiz. Yirmi binden fazla kişinin yaşadığı yan yana iki kasabamız Mavikent ve Beykonak bunların ortasına bir lise harika olur.
3- Kasapçayırı İlköğretim Okulunu yıktık ama bir türlü yenisini yaptıramadık.
4- Mavikent Durali Yazıcı İlköğretim Okulu yetersiz kaldı. Yeniden okul inşaatı oğlu tarafından yapılacak ama okulun etrafında bulunan ve deniz kenarındaki kumların Mavikent’e gelmemesi için ağaçlandırılmış bir sahadan on ağacı yıkmak için bir türlü izin alamıyoruz. Bu ülkede neler için ormanların talan olduğunu düşündükçe insan üzülüyor.
5- Gençlerimizin spor ve sosyal etkinlik yapacağı alanlar yok.
6- Halkeğitim Merkezinin bir binası bile yok. Gençlerimiz çeşitli konularda buralarda eğitim görsün.
7- Ziya Gökalp İlöğretim Okulu Pansiyonunun bahçesine bir ana okulu yapılıyor. İnşaatını gördüm. Onu kim akıl etti bilmiyorum. Ama beş yaşındaki miniklerin oraya taşınmasının ne kadar zor olacağını herhalde düşünemediler. Daha merkezde bir yer bulunabilirdi herhalde. İstendiği zaman bazı kuruluşlar çok rahat yer bulabiliyorlar.
Bunlar aklıma gelenlerden bazıları, Bence Atatürk’ün doğumunun 125’inci yılında Atatürk’ün sevdiği şarkıları dinlemekten önce gençlere önem versek iyi olur diyor. Gençlerimizin gözlerinden öpüyorum.