Amasra’da Türkiye Taş Kömürü’ne ait maden ocağında 14 Ekim 2022 tarihinde meydana gelen ve 42 işçinin öldüğü facianın üzerinden geçen 5 ayın sonunda TBMM’de kurulan Komisyon çalışmalarını tamamladı. Komisyonun hazırladığı rapora muhalefet şerhleri de verildi. Konuyla ilgili TBMM’de bir basın toplantısı düzenleyen CHP’li üyeler; Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu, Zonguldak Milletvekilleri Ünal Demirtaş ve Deniz Yavuzyılmaz, İzmir Milletvekili Kani Beko ve Antalya Milletvekili Aydın Özer komisyonun raporunda facianın oluş sebeplerinin yetersiz şekilde ele alındığını, eksiklerin yanı sıra hataların da bulunduğuna dikkat çekti.

FACİA KADER DEĞİL, BİLİNÇLİ

CHP’li Özer, “Geçmişte 389 madencinin yaşamını yitirdiği Mustafakemalpaşa, Dursunbey, Karadon, Kozlu, Soma ve Ermenek’teki 6 büyük maden faciasının yaşandığı dönemde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı olan ve siyasi bir sorumluluk almamış birinin AKP’li Taner Yıldız’ın komisyon başkanı olması demek, bu işi sorumluya teslim etmek demektir. Biz şu mesajı alıyoruz; daha önce de sormadığımız gibi, şimdi de kimseden hesap sormayacağız. Bu yozlaşmanın önüne geçmemiz lazım” diye konuştu.

Facianın kader değil, bilinçli yapılan hataların acı bir sonucu olduğunu ve hesabının hem adli hem de siyasi olarak sorulacağını belirten CHP’li Bankoğlu ise “CHP olarak bizler sorumluluğumuzun ve görevimizin bilincindeyiz” dedi.

14 MAYIS SONRASI YARGI İŞLEYECEK

CHP’li Beko ise Türkiye'nin Uluslararası Çalışma Örgütünün (İLO) sözleşmelerine uymadığı için bu tür kazaların siyasi iktidarın denetimi altında görev yaptılar ve maalesef iş cinayetlerinin bazılarına neden sürekli yaşandığını ifade etti. Beko, “İş sağlığı ve güvenliği uzmanları yıllarca işverenlerin ve oldular. Bu uzmanlar mutlaka bağımsız olmalıdır” dedi.

Ocakta patlama olan bölgedeki metan seviyesini ölçen sensörün bağlantısının yanlış yapıldığını ispatladıklarını ancak söz konusu evrakın üzerinde kazadan sonra değişiklik yapıldığını iddia eden CHP’li Yavuzyılmaz, suç duyurusunda bulunacaklarını bildirdi.

CHP’li Demirtaş ise kazanın gerçek sorumlularının yargı önünde hesap vermediği sürece bu tür faciaların yaşanmaya devam edeceğini söyleyerek “14 Mayıs’ta iktidar değişimi yaşanacak. Yargı, tarafsız ve bağımsız olduktan sonra Amasra faciasındaki yargı süreci de olması gerektiği gibi ilerleyecek” diye konuştu.

GENEL HAVALANDIRMA

RİSK DÜZEYİ ÇOK YÜKSEK

Cumhuriyet Halk Partisi’nin Komisyon Raporu’na verdiği Muhalefet Şerhinde olası maden facialarının önüne geçebilmek için 66 öneri sıralanıyor. Ulusal bir madencilik politikasının oluşturulmasından mevzuatta yapılması gereken değişikliklere, TTK’da yönetim ve ocaklardaki zafiyetlerden iş sağlığı ve güvenliği eksiklerine kadar birçok konuda önerilerin yer aldığı muhalefet şerhinde facianın analizi ise şu hususlarda irdeleniyor:

· Amasra’da elektriğe bağlı tutuşturma kaynaklarının oluşma olasılığı çok sık tekrarlanıyormuş. Maden ocağında etkin bir tozla mücadele yürütülmüyormuş. Nitekim bunlar Sayıştay raporlarına da girmiş ama dikkate alınmamış!

· Ocağın genel havalandırma sistemindeki sorunlar nedeniyle risk düzeyi “çok yüksek” seviyedeymiş. Genel havalandırma sorunlarına yol açan yönetsel sorunlar, doğru kurgulanmayan gaz izleme ve elektrik sistemiyle, tutuşma kaynaklarının oluşması açısından da belirleyici olmuş.

· TTK yapısında 2019’da değişim yapılmış. Amasra dahil tüm kurumlarda havalandırma, tozla mücadele ya da tehlikeli gazların takibi ve kontrolü konularında özel olarak görevlendirilmiş Müdürlük, Baş Mühendislik veya Mühendislik unvanı kaldırılmış.

· Çalışma düzeninde disiplin kalmamış. İşe devamsızlık söz konusu, vardiyalarda çalışanlar tam bilinmiyor, yönetimde denetim eksikliği ve zafiyet var, aksaklıklara zamanında müdahale edilemiyor.

· Personel ve işçi yetersizliği nedeniyle 2 kişinin yapması gereken işi 1 kişinin yapması söz konusu. Örneğin gaz izleme merkezinde personel eksikliği yüzünden minimum 2 teknisyen çalışması gerekirken 1 teknisyen çalışıyor.

· Amasra maden ocağına faciadan 35 gün önce verilmiş olan; asgari sigorta şartlarına devam etmediği kanaatine varılan bir ekspertiz raporu var. Yani ocakta güvenlik riski nedeniyle ferdi kaza sigortası yapılamayacağı raporlanmış. Bu da demek oluyor ki, madencilere yapılmış bir sigorta poliçesi olmadığı halde faaliyetlere devam edilmiş.

· Yeraltı iş güvenliği eğitimi eksikliği ve yetersizliği var. İfadelere de yansıdığı üzere, işçilerden bazıları ferdi oksijen maskesini facia sırasında deneyerek takabilmiş.

· Acil durumlara hazırlık yok, süreci doğru yönetecek liyakat sahibi yönetici yok.

Editör: Bayram Mahir ÇEVİREN