Anamız, eşimiz, yarimiz olan kadınlar. Yanlarında huzur bulduğumuz, mutlu olduğumuz kadınlar. Girişimci yürekli, dayanışma ve paylaşma ruhu içinde olan kadınlar. Yaşamlarını kazanabilmeleri için gece gündüz demeden çalışan, çabalayan özverili kadınlar. Hepsinin ötesinde elini taşın altına koyan idare eden, yöneten kadılar.
Tadınların özgür olmalarını istemek, onları kazanmak, onların kişiliklerine saygı göstermektir. Kadınları bir yere iterek, ötekiliyerek, ötekileştirerek bir yere varılamaz. Kadınların ellerinin değmediği hiç bir şeyde bereket olmaz, berekettir kadın.
Kadınların gülmesine söz edenlerde var. Gülmek kadınlarında hakkıdır. Kadın gülecek kadınlığını, kişiliğini bilicektir. Kız çocukları çoğunlukla topluma kazanrılmalıdır. Küçük yaşta evlendirilip, çocukluğunu yaşamadan sorumluluk verilmesi doğru değildir.
Hatayı karşıdaki kişide arayıp suçlamak kolaylığı çok basit bir kurnazlıktır. Bana uyacaksın, beni örnek alacaksın şeklindeki zorlamalar, dayatmalar tutarsız tercihlerdir. Hiç kimse bir başkasını kendi tercihini seçmeye zorlayamaz. Her kişi kendi tercihini kendisi yapacaktır.
Son günlerde insanlar karşısındaki kişiye kendini anlatmaya çalışıyor. Herkes kendini anlatma derdine düşmüş halde “Ben böyle bir kişiyim” deyip duruyor. Halbuki dinlemeye yönelmenin olumlu getirisi olacaktır.
Günümüz koşullarında nedense bazı yersiz komplekslerde yaşanıyor; üstün olma kompleksi bunlardan biri. Kişi bir şekilde üstün olduğunu kanıtlayıp rahatlamayı aklından geçiriyor. Bir bakıma bağdaki üzümü yemekten ziyade bağcıyı dövmek daha tercih edilir hale geldi. Özümüzü yaşayabilirsek üzüm yemeyi tercih önceliğimiz olacaktır.
Birbirimizi sevmek unutuldu mu acaba? Birbirimizi sevmeyip rol mu yapıyoruz? Sevgimizi yitirdik mi? Sevgimizi yitirme konusunda gerileme olduysa bunun farkına varılması iyi olacaktır.
Kucak açmak giriş kapısını aralamaktır. Kucak açmak, kadın-erkek her türlü sağlıklı ilişkinin başlangıcıdır. Kucak açmak bir sıcaklık, bir iyimserlik, bir yumsaklıktır.
Kendimizle barışık olursak karşımızdaki kişiye daha içten bakabiliriz. Güzel bakmasını bilen karşı tarafı etkilemesini de bilecektir.
Kendimizde beğenmediğimiz halleri, karşımızdaki kişide görüp öfkeleniyoruz. Bazen araya yersiz kıskançlıklarda giriyor. Öfkeye yenik düşmemek önemlidir.
Kadınlara şiddet senelerce hep konuşuldu. Şiddet azalmadı, çoğaldı. Şiddet şiddeti yaratır. Kabalık, kabadayılığa yol açar. Kabalık ilkelliktir. Hayvansal bir duygudur. Orman hakimiyeti yaygınlaştığında olayların önüne geçmek kolay olmayacaktır.
Birde bazı kişilerin kadınlara yönelik gelişi güzel konuşmaları oluyor. Bu konuşmalar akılla, mantıkla bağdaşmıyor. Kadınları ve toplumu yaralayıcı bu söylemler hiç hoş olmuyor. Bu kişiler kendilerini bilmiş olsalar herhalde böyle bir sonuç yaşanmaz.
Hamile kadınların sokağa çıkmaları, yürüyüş yapmalarından neden rahatsız oluyorsun? Daha kolay doğum yapmaları için doktor önerisiyle yürüdüğünü bilmiyor musun? Normal olan, bir durumu kafa yapına göre şekillendirip anormal duruma sokarak kaş altından çirkin çirkin bakmalar senin çıkmazındır.
Bu bakışlar çocuklara ve kadınlara karşı acımasızlığı gösterir. Haksızlıkların yaşanmadığı ortamlarda değişimdir kadın. Güç ve gönül birliği ile engeller arasında aşılabilecek hedeflere ulaşabilecektir. Sevgilerimle…