Bu gün fazla yazma yerine biraz görsel olsun istedim.
Su Kullanım Hakkı yönetmeliği 14’üncü maddesi.
Doğal hayatın devamı için bırakılacak su ve üzerindeki projeler
MADDE 14 – (1) Şirket, dere yatağının su alma yeri mansabında doğal hayatın idamesini sağlar ve bu kesimde su haklarını karşılayacak miktardaki suyu kesintisiz ve dalgalanma yapmadan yatağa bırakır. Doğal hayat için dere yatağına bırakılacak suyun miktar ve zamanlaması, kurulacak hidroelektrik enerji üretim tesisleri ile ilgili şirket tarafından hazırlanarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığından onay alınacak olan ÇED raporu, Proje Tanıtım Dosyası’nda belirlenir. Ancak, doğal hayatın devamı için mansaba bırakılacak su miktarı projeye esas alınan son on yıllık ortalama akımın en az % 10’u olması zorunludur. ÇED raporu sürecinde ekolojik ihtiyaçlar göz önüne alındığında bu miktarın yeterli olmayacağının belirlenmesi durumunda miktar arttırılır. Belirlenen bu miktara mansaptaki diğer teessüs etmiş su hakları ayrıca ilave edilecek ve kesin proje çalışmaları belirlenen toplam bu miktar dikkate alınarak yapılır. Nehirde son on yıllık ortalama akımın %10’undan daha az akım olması halinde suyun tamamı doğal hayatın devamı için mansaba bırakılır.”
Burada da görüldüğü gibi son on yıllık ortalama akımın en az yüzde 10’u doğa için bırakılması gerekiyor. Birde yaklaşık 7000 yıllık çevrede yaşayan insanların doğal kullanım hakkı var. Onunda tespit edilip ondan sonra elektrik üretilmesi gerekiyor.
İşte 06 Mayıs 2016 tarihinde doğaya bırakılan su;
DANIŞTAY 14. DAİRESİNİN Esas No: 2015/3252, Karar no: 2016/1078 sayılı kararı ile iş kökünden çözülmüş ve Doğal Sit alanı olan Alakır vadisinde bu tip tesislerin yapılamayacağına hepimize lazım olacak Yüce Türk yargısı karar vermiştir.
Bu karara rağmen 06 Mayıs 2016 tarihindeki durum.
HUKUK VE DOĞA HEPİMİZE LAZIM…