Bu satırları kalbimin orta yerinden yazıyorum. Kalbimin orta yerinde düşlerim var. Abartısız gülüşlerim var. Kalbimin orta yeri korunaklı, güvenli, bozulmamış, el değmemiş, tahribattan uzak kalmış bir bölge. Güzel mi güzel, çiçekler, çocuklar gibi. Kalbimin orta yeri düşündüğüm, yaşamak istediğim cennetim. Kalbimin orta yerinde özgürüm, kuşlara benzer. Kanatlarım var, uçuyorum Uçmanın keyfini yaşıyorum. Kalbin orta yerinde olmak yaşamak çokta güzelmiş.
Oysa bir kafamızdaki dünya birde yaşadığımız gerçek dünya var. İnsanlar olarak bu iki dünya arasında savrulup gittiğimiz zamanlar oluyor. Dünya çok güzel, doya doya yaşamak doğaya yakın olmak benimsemek, kucaklamak, sevmek. Ayrıca kıymetini bilmekte, güzelliğe farklı bir boyut kazandırır.
Denizde yüzmenin, dağ bayır gezmenin, yürekten iki bakışın, sıcaklığın, serinliğin, ormanın, ağaçların, çeşit çeşit renk renk meyvelerin kendine göre özel bir tatları vardır. Sağlıklı ve dengeli bir yaşam nasıl olursa, nasıl kurulursa, gerçek dünya ile kafamızda dünya arasında mutlaka örtüşme yaratmalı, kendimize göre yeni bir yaşam kurabilmeliyiz.
Kötü olmak zorunda değiliz. İyi duyguların peşinde koşarsak iyi oluruz. Kötü duygularsa bizi kör eder, kötürüm eder. Pisliğin kötülüğün içinde kaybolur gideriz. Daha doğrusu iyi niyetli olup iyi düşünenler kârda, kötülüğe talim edenler zarardadır. Candan, kandan, yakınlar olarak güzel duyguları paylaşmak her insana düşen görev olmalıdır.
İki dost sokakta karşılaşırlar. Dostlardan birisi diğerine; ne var, ne yok diye sorar, yanıtlayan dost iyilik, sağlık, güzellik der. Hal-hatır sorma işi diğer dosta gelmiştir. Sizde ne var, ne yok diye sorduğunda yalnız güzellik diyebilmiştir.
Çünkü hastadır, sağlığı yerinde değildir. Çevresinde iyilikten eser kalmamıştır. Sancılı, sıkıntılı, mutsuzdur. Güzelliğin olduğunu söylemesi onun için umuttur. Umut ilerideki günlerde iyilik ve sağlığı da beraberinde getirecektir.
Yaşam paraya endeksli olunca işin seyri değişiyor. Çelişkiler artıyor, yaşam zorlaşıyor. Güven duygusu kayıplarıyla geleceğimizden endişe duyuyoruz. Oysa bunların ikisi de zorunlu ihtiyaç.
Düşmanlıklar ve kötülükler çoğalırsa insani ilişkilerde gerileme olur. Komşuluk ilişkileri zayıflar, aile bağları gevşer, yardımlaşma ve paylaşım olağan canlılığını yitirir.
Bunların dışında bir de korku var, korku sardı her yeri, korku çoğaldı. Evlere yüreklere girdi. Korkunun olduğu yerde huzur yoktur. Korku, korkuyu, korku cehennemi yaratır. Korku insanı sindirir. Korkunca insan kendi içinde kaybolur gider. Korkmamak, cesur olmak gerekiyor, yanlış yapanlar korkmalı, paraya tamah edenler hak gaspı yaratanlar, kul hakkı yiyenler korkmalı. Ahlar vahlar ve yüreklerin acısı bir gün mutlaka çıkacaktır. Geleneksel yaşantımızda ahhh! almak hiçbir zaman onaylanmamıştır.
Yakıp, yıkıp, zulmetmek insanlık ayıbıdır. Ayıba çanak tutanlar kaybedecek ayıplarının altında kaybolup gidecektir.
Kalbimin orta yerinde “ne ezen, ne ezilen, insanca Hakça bir düzen vardır. Dirlik, birlik içinde kardeşçe özgür bir yaşam vardır. Kalbimin orta yerinde dünyayı kucaklamak vardır. Vahşetten, dehşetten, şiddetten, terörden, cinayetten, kadın ve çocuk istismarlarından kurtulmak vardır.
Kalbimin orta yerinden sesleniyorum. Kalbimin orta yerinde buluşma dileklerim ve sevgilerimle….
Cafer GÜNDOĞDU
0539 979 35 29