Antalya ilinin turisttik bir ilçesi olan Kumluca’nın tarihi oldukça eski çağlara dayanmaktadır. Konumu sebebi ile birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan ilçe batı Akdeniz bölgesi de yer almaktadır. Kumluca bölgesinde ki ilk yerleşim yeri ilçenin 5 km doğusunda bulunan bir tepe eteklerinde kurulmuştur. 1830 yılında kurulmuş olan ilk yerleşim yeri Iğdırmağardıç Bucağı Kumluca ve kemer olarak ikiye ayrılmıştır. Daha sonrasında Kemer Antalya’ya bağlanırken, Kumluca Finike’ye bağlanmıştır. Kumluca bölgesinin zamanla gelişerek büyümesi ardından 1958 yılında Finike’den ayrılarak ilçe olmuştur.
Likyalılar, Romalılar ve Fenikeliler bölgede yaşamış olan önemli medeniyetlerdendir. Bölgede birçok iz bırakmış olan bu medeniyetler öncesinde göçebe yaşam etkili olmuştur. Olympos, Corydella, Rhodiapolis, İdebessiois, Gagae gibi önemli kentler bulunmaktadır. Tarihi yapılarının bu kadar fazla olması sebebiyle turisttik bir ilçe haline gelen Kumluca 1991 yılında yapılan arkeolojik kazılarla birçok eser gün yüzüne çıkarılmıştır.
Kumluca Coğrafyası
1253 km2 yüz ölçümüne sahip olan ilçe Antalya bölgesinin en önemli turizm ilçelerinden biridir. Antalya şehir merkezine uzaklığı 90 km olan Kumluca ilçesinin üç tarafı dağlar ile çevrilidir. İlçenin güneyinde Akdeniz, batısında Finike ilçesi kuzey batısında ise elmalı ilçesi bulunmaktadır. Akdeniz ikliminin hakim olduğu ilçede yazlar kurak geçerken, kışlar ılıman geçmektedir. Tatilcilerin uğrak mekanı haline gelmiş olan Kumluca her yıl binlere turist ağırlamaktadır.
Kumluca Ekonomisi
İlçenin ekonomisi büyük ölçüde tarıma dayanmaktadır. Tarıma el verişli iklimi ve toprakları sebebiyle sebze yetiştiriciliği oldukça yoğun yapılmaktadır. Bunun yanı sıra ilçenin iç bölgelerinde seracılıkta gelişmiştir. Yaz aylarında özellikle turistler ekonomiye büyük ölçüde katkı yapmaktadır.
Kumluca Turizm ve Antik Yerleşimler
Antalya bölgesi konumu ve iklimi sebebiyle yıllarca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan bi bölgedir. Akdeniz’in bölgesinin en fazla turist çeken şehirlerinden biri olması sebebiyle turizme büyük katkıları olmuştur. Antalya iline bağlı olan Kumluca ilçesi antik kentleri ile bilinmektedir. Antik şehirlerin sayısının fazla olması özellikle günü birlik gezilerin vazgeçilmez adresi haline gelmiştir. İlçede gezip görülecek yerlerin sayısı oldukça fazladır. Antalya şehrinin önemli ilçelerinden biri olan Kumluca da Kıyıbandı, Adrasan (Çavuş), Olimpos Koyu ve Kemer-Çıralı kumsalları yer almaktadır. Tatilciler için biri 5 yıldızlı olmak üzere 2 adet turizm tesisi bulunmaktadır.
Adrasan (Çavuş)
Oldukça etkileyici bir plaja sahip olan Adrasan koyu 2km boyunca uzanan bir kumsala sahiptir. Kumluca ilçesine 30 km uzaklıkta bulunan bu koy, Antalya merkezine ise 95 km uzaklıktadır. Ulaşımın kolay olması sebebiyle tatilciler tarafından tercih edilmektedir. Bölge halkının genel olarak balıkçılık ile ilgilenmese sebebiyle turizmin geliştiği bir bölge değildir. Büyük tesisler bulunmasa da tatilciler için küçük pansiyonlar bulunmaktadır. Yürüyüş için gerekli olana ve doğal güzelliklere sahip olan Adrasan turizm konusunda her gecen gün gelişmektedir.
Rhodiapolis
Sarıcasu köyü yakının da bulunan bir tepede yer almaktadır. Kim tarafından kurulduğu ile ilgili birçok teori bulunsa Oda ismi sebebiyle Rodoslular tarafından kurulduğu düşünülmektedir. Oldukça önemli bir kent olan Rhodiapolis bir koloni şehridir. Kenti özel kılan birçok özellik bulunmaktadır fakat bunların başında dünya üzerinde ki ilk hastane kompleksinin bu kentte kurulması gelmektedir. MÖ 575 yılında kurulmuş olan hastane bölgenin başka insanlar tarafından duyulmasına sebep olmuştur. Kente civarda bulunan şehirlerden birçok kişi gelerek şifa bulmayı amaçlamıştır. Dönemin izlerini taşıyan bu hastane Herakleitos tarafından kurulmuştur. Herakleitos birçok felsefe ve tıp çalışmasına imza atmış olan dönemin saygın bilim adamlarından biridir. Günümüzde kentin sadece kalıntıları görünüyor olsa da medeniyetlerle ilgili birçok bilgiye ulaşılmasına olanak sağlamıştır. Kentte dikkat çeken yapılardan biri Grek planı ile yapılmış olan 1500 kişilik tiyatrodur. Her yıl binlerce turist çeken bu tiyatronun yanı sıra kentte sebasteion, agora, nekropol alanları, su sarnıcı, Asklepios ve Hygenia’a adanan tapınak, hamam bulunmaktadır.
Olympos Antik Kenti
Olympos kenti Likya bölgesinin doğusunda yer almaktadır. Antalya şehir merkezine 80 km uzaklıkta bulunan bu kent yüksek dağların çevrelediği korunaklı bir vadi içerisinde kurulmuştur. Akdeniz’in ikinci en önemli liman keti olan Olympos muhteşem bir doğal güzelliğe sahiptir. Deniz ticareti acısından büyük bir görev üstlenen kent aynı zamanda birçok medeniyete de ev sahipliği yapmıştır. Konumu sebebi ile birçok istilaya uğramış olan kent sanat eserleri ile dünyaya adını duyurmayı başarmıştır. Kuruluş tarihi ile ilgili kesin bir bilgi olmamakla birlikte kazılarda bulunan ilk yazılı belge Likya dönemine aittir. Likya birliğinin sikkeleri kentin ekonomik durumu hakkında bilgi alınmasına olanak sağlamıştır. Likya birliğine bağlı olan Olympos kenti oy verme hakkını sahip 3 kentten biridir. MÖ 168 yılında oy verme hakkına sahip olan Olympos kentinde tapınaklar, heykeller, agora ve kale kalıntıları yer alıyor.
Gelidonya Feneri
Gelidonya burnu kırlangıç burnu olarak da bilinmektedir. Kırlangıç kuşlarının göçlerine tanık olması sebebiyle kullanılan bu isim özellikle yerli halk tarafından tercih edilmektedir. 227 m yükseklikte inşa edilmiş olan Gelidonya feneri çok uzun yıllar boyunca elle çalıştırılmıştır. 2000 li yılların başında bölgeye elektrik getirilmesi ile birlikte elle çalışma devri sona ermiştir. Fenerin 1934 yılında Fransızlar tarafından inşa edildiği düşünülmektedir.
Suluada
Görenleri hayran bırakan bir güzelliğe sahip olan Suluada özellikle son yıllarda tatilciler tarafından tercih edilmektedir. Tatilcilerin vazgeçilme adreslerinden biri olmayı başarmış olan Suluada beyaz bir kumsala ve turkuaz rengi bir denize sahiptir.
Piri Reis 16. Yüzyılda yazılan Kitab-ı Bahriyesinde Suluada’yı şöyle anlatmaktadır; Şilden Burnu; büyük dağlardan gelip, denize inmiş, sarp kayalık bir limandır. Karşısında dört küçük ada vardır. Burna en yakın olan; sivri bir adadır. Ada ile burun arasına demirlenirse, 35 kulaç vardır. Fakat burnun yarım mil kadar poyraz tarafına demirlenirse; 60 kulaç su vardır. Poyraz tarafında büyük bir ada daha vardır. Ada ile sahil arasında büyük parçalar (gemiler) geçer. Burası derindir. Ada’nın poyraz tarafında büyük bir bucak vardır. O bucak’ta bir incir ağacının dibinde bir kayığın su almasına elverişli küçük bir kaynak vardır. Yaz-kış suyu eksik olmaz. Önü de iyi yataktır. (Gemilere barınma yeridir).
Kumluca Deve Güreşleri
Ülkemizde gelenekselleşmiş olan deve güreşleri göçebe hayatının yaşandığı dönemlerde ortaya çıkmıştır. Özellikle kervancılıkta kullanılan develer günümüzde sadece spor amacıyla yapılmaktadır. Deve güreşi gelir elde etmek amacıyla yapılmaktadır. Bölgede yapılan organizasyondan elde edilen para ise eğitim, sanat, kültür ve sağlık alanlarında kullanılmaktadır.
Kaynak: www.antalyagezirehberi.net