Kış mevsimiydi. Soğuk ve karlı havalar başlamıştı. Hava şartları hedeniyle doğada yiyecek bulamayan kurt kasabaya indi. Kıyıda, köşede bulduğu artıklarla karnını doyurdu. Ohh! dünya varmış dedi.
Kasabanın sokaklarını dolaşmak istedi. Bir köpekle karşı karşıya geldiler. Hal hatır soruldu. Sıra sohbete gelince yakınmalar oldu. Kurt, köpeğe “Böyle kötü havalarda perişan oluyorum. Yiyecek bulmada zorluk çekiyorum. Aç kalıyorum” diye yakındı.
Köpek, “Benim böyle bir sorunum yok, sahibimin peşinden ayrılmam, ona bekçilik yaparım geceleri, sabaha kadar havladığım olur” dedi.
Kurdun boynunun kalınlığını gören köpek, “Niye boynun kalın?” dedi. Kurtta, “Kendi işimi kendim yaparım. onun için.” dedi.
Köpeğin boynundaki halka kurdun dikkatini çekmişti. Bu halkanın ne olduğunu köpeğe sorduğunda köpek, “Her zaman çıkıp dolaşamıyorum. Bazen bir zincire bağlıyorlar, evin önünde bağlı kalıyorum canım sıkılıyor ama katlanıyorum. Ne yapayım?” dedi.
Köpeğin evin önünde zincire bağlanması veya kulübeye kapatılması kurdu kuşkulandırdı. Kurt, korkmuştu. Benimde başıma benzer bir durum gelebilir diyerek ordan hemen ayrıldı.
Kurt dağlarda bayırlarda özgürce dolaşıyor, kuytu bir yer bulunca orada yatıyor, aç kalınca dışarı çıkıp bulduğu bazı yiyeceklerle açlığını gideriyordu. Bu yaşam kurdun doğal yaşamıydı.
Kurtla köpeğin bir araya gelmesi kurtla köpeğin tercihlerini de ortaya koymuştu. Kurt, “Benim meskenim dağlar, aç kalsamda doğada özgürüm, vazgeçmem.” demişti.
Köpek, “Ben sahibime sığınırım. Ona hizmet ederim. Evin önünde zincire bağlasalar da, benim için başka bir yol ve seçenek yok.” dedi.
Kurtla, köpek örneğinde görüleceği gibi kurtla köpeğin tercihleri arasında yüzseksen derece fark vardı. Kurt dağlarda özgür, köpek sığıntı, bağımlı ve bağlıydı.
Kurt ile köpek arasındaki bu hallerin acaba başka bir ifadesi olabilir miydi? Veya yaşanan bazı olaylarla benzerlik kurulmak istenirse acaba neler söylene bilirdi?
Bu toprakların kendine göre bir kokusu, tarihsel bir dokusu mevcuttur. Bu koku ve dokunun insanlar üzerinde kalıcı etkisi vardır. Bu etkinin bir sonucu olarak tutsak olarak yaşamak bu topraklarda yaşayan insanların harcı değildir.
Anadolu topraklarında yaşamını sürdüren insanların yaşamı doğayla içiçedir. İnsanlar kendilerini doğanın bir parçası olarak kabül ederler. Doğa havası, suyu, yeşili, mavisi, taşı, kuşu, dağı, bayırı, herşeyiyle insanları bağlar. Doğadan gelen her güçlük, doğal kabul edilir, katlanılır. Ona göre yaşam sürdürülür. İnsanlarımızın doğaya olan bu yaklaşımları kenvdilerinin güçlü ve kişilikli olmalarına neden olmuştur.
Bu topraklarda yaşayan insanların başka karekteristlik özellikleri de vardır. Mert ve yiğit kişilerdir. Kalleşlik bilmizler. Cesur ve kahramandırlar. İleri görüşlü ve uyanıktırlar. Uyduruk şeylere papuç bırakmazlar.
Çalışkandırlar, ekmeklerini taştan çıkarırlar, merhametlidirler. Geleneksel ve özdeğerlerine bağlıdırlar. Dürüst ve dost yanlısı insanlardır. Güçlü iradeleri vardır. Yalana, yanlışa pirim vermezler. Sevmesini bilirler. Kendilerini istismar edenlere acımasız olurlar. Yeri gelince hesap sormasını bilirler.
Teslimiyetçi değildirler. Teslim olup “Sen bilirsin” demezler. Zalimin karşısında arslan kesilirler.Mazlumun yanında olan kişilerdir. Yollarını karanlıkta bulacak kadar becerikli olan kimselerdir.
Cumhuriyete dayalı hayat tarzını görmüş ve benimsemişlerdir. İçlerine sindirdikleri bu yaşam tarzından geri dönüş eğiliminde olmaları mümkün değildir. Kul olmak, bir kişinin buyruğuna girmek, boyun eğmek bu topraklarda yaşayan kim varsa kabul edeceği bir durum değildir.
Ahmak hiç değildirler. Onun karakteristlik ve kültürel özelliklerinin alt yapısı tarihseldir. Bu tarihsel yapının ışığında önünü görecek, kendisini enayi yerine koyanlar olursa onlara en büyük dersi verecektir.
Bu topraklarda milliyetçilik duyguları hep var olmuştur. Bundan sonrada olmaya devam edecektir. Anadolu toprağı kutsaldır. Atalarımızın bize bıraktığı mirastır. Kanımızla, canımızla, tüm varlığımızla korumak görevimizdir.
Yurt demek özgürlük demektir. Yurt yoksa özgürlükte yoktur. Ülkemize gelen Suriyelilerin özgür olduğu söylenebilir mi? Bu toprakların korunması için güçlü orduya gereksinim vardır. Ordunun zayıflaması, güçsüz hale getirilmesi kolay lokma olmadır. Kolay lokmayı yemek için iştahı kabaranlar çok olacaktır.
“Gelin tanış olalım” geleceği birlikte kuralım. Birlikte sevgi ile omuz omuza yaşayalım.
“Muhtaç olduduğumuz kudret, damarlarımızdaki asil kanda” bu toprakların kokusunda, tarihsel dokusunda mevcuttur.