Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Kumluca Belediyesi meclis üyesi olan iş insanı Şefik Durdaş ve ailesi, basın mensuplarıyla bir araya geldi. Milazel Cafe’de düzenlenen Kahvaltıda, Şefik Durdaş'ın kardeşleri Şener ve Ömer Durdaş ile yeğenleri Durmuş ve Emre Durdaş, gazetecilerle sohbet etti. Şefik Durdaş, son zamanlarda Kumluca Belediye başkan adaylığında isminin ön plana çıkması konusunda ve çıkan dedikodulara açıklık getirdi.
Hesap veremeyeceği hiçbir durumun söz konusu olmadığını belirten Durdaş, Beykonak'taki arsa ve mevcut fabrikanın istinat duvarının yolun içinde kalması gibi konulara açıklık getirdi.
YAYGARA KOPRANLAR İŞİ TİCARETE DÖKTÜ
20 yıllık belediye meclis üyeliği süresince hiçbir devlet kurumundan ihale almadığını ifade eden Şefik Durdaş, şunları söyledi: "Beykonak'ta kardeşimle ortak 600 metrekarelik arsayı bir şahıstan satın aldık. Söylendiği gibi belediyeden ihale yoluyla almadık. Almamızın nedeni, hemen yanında 3000 metrekarelik arsamıza dahil etmek içindi. Daha sonra bazı dedikodular yayıldı, hatta bunu siyasi malzeme haline getirdiler. Ailemizi iftira attılar. Daha sonra arsa üzerinde işgalci durumda olan aile ve Beykonak Muhtarı yanıma gelip bu arsada yaşayanların arsayı satın almak istediğini söylediler. Konuşulanlardan rahatsız olduğum için arsanın değerini kendilerinin belirlemesini istedim. Hiç sesimi çıkarmadım, o dönemde arsanın değeri 500.000 TL ile 600.000 TL arasında olmasına rağmen bu yeri 150.000 TL'ye sattım. Bu kadar siyasi malzeme yapılmasına rağmen böyle bir karar aldım. Nitekim bunu dedikodu yapıp siyasi malzeme yapanlar, altı ay sonra arsayı beş katına sattıklarını duydum. Bu kadar yaygara koparıp yaşadığımız yeri bizden aldınız diyen insanlar, bu işi ticarete döktü. Durum budur.”
Şefik Durdaş, ayrıca fabrikalarının istinat duvarının yolun içinde kaldığı iddialarına yanıt verdi:
HİÇBİR İŞTE YASAL OLMAYAN BİR YOL İZLEMEDİK.
“1999 yılı yerel seçimleri öncesi dönemin belediye başkanı Hüseyin Gürkan'dan bu arsayı satın aldık. Bu arsa, tarla vasfında ve dikili mandalina bahçesiydi. Satın almadan önce tarlanın imar durumunu araştırdık ve tarladan yol geçtiğini öğrendik. Durumu Hüseyin Gürkan'a aktardık, sorunu çözün ve yol terkini yapın, ardından tapuda kalan kısmının parasını ödeyip alalım dedik. Arazi sahibi Hüseyin Gürkan, yol terkini bir haritacıya yaptırdı. 1999 yılı öncesi, bu yerde Mahkeme kararı ile imar planı değişikliği yapılmış, yani ikinci bir plan mahkeme kararıyla oluşturulmuş. Ancak, 653 metrekarelik yol terkini, mahkeme kararından önceki ilk plana göre fazladan yapılmış. Biz bu durumu Tarımsal amaçlı paketleme tesisimizi 2008 yılında inşa ederken öğrendik. Yani bizim dışımızda olan bir durumdu. Bahçe duvarını inşa ederken, yerin tespiti için ölçüm yaptırdık. Bu ölçüm sırasında yol ile ilgili bir durum ortaya çıktı. Yani ölçümü biz yaptırdık ve bu durumu biz fark ettik. Hüseyin Gürkan, yol terkini son plana göre yapmadığı için yani böyle durumda yol terkini fazla yaptığı için aslında biz arazi sahibine ödeyeceğimiz parayı Kumluca Belediyesine ödemiş olduk. Daha önce yol terki yapıldığı için hukuken geri dönmemiz mümkün değildi. Ayrıca, yolun yanındaki komşu parselde bizim yerimiz olduğu için kanuni olarak dışarıdan birine satılamazdı. Belediyeden, encümen marifetiyle 653 metrekareyi rayiç bedelle satın alarak, tapumuzu genişlettik. Yani, fabrikayı yolun içine almadık. Biz, hiçbir işte yasal olmayan bir yol izlemedik ve her zaman hak ve hukuk çerçevesinde davrandık."
Gazetecilerin belediye başkanlığı adaylığıyla ilgili sorularına cevap veren Durdaş, şunları söyledi:
PARTİM BENİ ADAY GÖSTERİRSE GÖREVE TALİBİM
"Ben 20 yıldır AK Parti'de siyaset yapıyorum. Siyasete Hüsamettin Çetinkaya ile başladım. Hiçbir zaman partide makam mevki beklentim olmadı. Partim beni aday gösterirse göreve talibim ve layıkıyla yapmaya hazırım. Siyasi tecrübem, ilçenin önde gelen ailelerden biri olarak ticarette ilçemizde ve ülkemizde dünyanın birçok noktasında yaptığımız ticaretle bu tecrübeye sahibiz. Partimiz bize bu görevi tevdi ederse, layıkıyla yapmaya hazırım."
Bir gazetecinin bazı vatandaşların kendisiyle ilgili Hüsamettin Çetinkaya'nın güdümünde olur gibi bir algı oluştuğu sorusuna ve iş yoğunluğundan belediyeye zaman ayıramayacağı konularına cevap veren Şefik Durdaş, şunları söyledi:
ARTIK HÜSAMETTİN ÇETİNKAYA DÖNEMİ BİTMİŞTİR
"Hüsamettin Çetinkaya ile yaklaşık 14 yıl siyaset yaptım. Hüsamettin başkanımız ve belediye meclis üyelerimizle beraber ilçemize güzel hizmetler yaptık. Artık Hüsamettin Çetinkaya’nın dönemi bitmiştir. Kumluca'da beni herkes tanır, ticaret hayatımda kimseye boyun eğmeyeceğim, kimsenin boyunduruğu altına girmeyeceğimi iyi bilir. Elbette ki geçmişte siyaset yaptığım ilçede başarılı bir belediye başkanlığı yapmış Hüsamettin Çetinkaya'ya danışacağım konular olacaktır, ama sadece o kadar. Kumluca'nın bu dedikodulardan ziyade aklıselim düşünmeye, geleceğimizi düşünmeye ihtiyacı var.
İŞ YOĞUNLUĞUM ARTIK HAFİFLEDİ
İş yoğunluğum artık hafifledi, kardeşlerim ve yeğenlerim bana büyük destek oluyor. Onlar, gözüm arkada kalmadan işleri devraldılar. Yeğenlerim artık fabrikayla ilgileniyor ve zamanla ilgili hiçbir sıkıntım olmayacağını iyi biliyorum.”
KİMSENİN HAKKINI YEMEYİZ
Şefik Durdaş'ın açıklamalarına ek olarak, ailenin sahibi olduğu Milazel Kafe'nin durumu hakkında da bilgi verdi. Şefik Durdaş, "Kafenin arsasını bir şahıstan satın aldık. Mevcut arsanın imar durumu günübirlik tesis alanıdır. Arsada yüzde beşlik inşaat yapma hakkımız vardır. Ancak Alakır köprüsünü geçtikten sonra Finike’de bu miktarın yüzde yirmi oranı ile günübirlik tesis yapılmasına izin veriliyor. Biz bunu sorguladık, neden Finike'de yüzde 20 iken Kumluca'da yüzde 5? Durum incelendi ve kurallara göre yüzde beşlik alana kafeyi yaptık. Kumluca'nın böyle bir kafeye ihtiyacı olduğunu düşündük ve amacımız yatırım yapmaktı. Bundan kimsenin şüphesi olmasın, biz kesinlikle yasal olmayan hiçbir iş yapmayız ve kimsenin hakkını yemeyiz. İlçemize her zaman faydamız olmuştur ve bundan sonra da olmaya devam edecektir. Bu kadar net.”
