17. Tarım ve Seracılık Festivali kapsamında düzenlenen Okullararası Ses ve Halkoyunları Yarışması bu yılda çok renkli geçti. Bilhassa halkoyunları yarışması hemen hemen doruğa ulaştı. Bu yıl cidden bayağı yarışmaya benzedi. Çok küçük eklemelerle tam bir yarışma halini alacak.
Halkoyunları yarışmalarımıza bu yıl 23 ekip katıldı. Minikler ve Ortaokullar ile Liseler olmak üzere iki kategori oluşturuldu. Bence İlkokullarda ayrılsaydı daha verimli olurdu. Ama seneye inşallah bu da olur.
Seyirci gösterileri izlerken kimin dereceye gireceğini hemen hemen tahmin etti. Bu konuda da her iki yarışmada da görev alan jüri üyelerimizi kutluyorum.
Yalnız halkoyunları yarışmasının ardından çok yakın tanıdığım bir arkadaşım sahnenin arkasında yanıma yaklaşarak bir tepki gösterdi. “Her yıl aynı oyun aynı müzik kazanmak zorunda mı? Böyle devam ederse Kumluca’da kültür kalkınmaz.” dedi. Ne diyeyim o insan bu olayları anlayacak kapasitede değil. Bu lafları edecek birisi de değil. Belli ki birisi ona bu lafları etmiş. Oda duyduğunu aktarıyor. Ben halkoyunları çalıştırıcılarımızdan bu konuya biraz daha hassas davranmalarını talep ediyorum.
Bu konularda emeği geçen başta Halk Eğitimi Merkezi Müdür ve Yöneticilerine, okul idarecilerimize ve öğretmenlerimize, müzik öğretmenlerimize, halkoyunları çalıştırıcılarımızı kutluyor kendilerine teşekkür ediyorum.
Bir de bana halkoyunları yarışması sonrası, “Sen iki yıldır jüride niye yoksun. Pabucun damamı atıldı.” soruları geldi. Bu konuya da bir açıklık getirme gereği duydum. Evet pabucum dama atıldı. Ama bu çok zevkli bir pabucun dama atılması. Yapılan işlerin devam edebilmesi için kişilere bağlı olmaması lazım. Ben onun için çok keyifliyim. Önceden yarışmaları zevkli izleyemiyordum. Ama şimdi çok büyük bir keyifle ön sırada oturup yarışmaları izleyebiliyorum.
Yıllar öncesi Kumluca Star diye bir ses yarışması yaptık. Ama jüriye oturacak ancak iki müzik öğretmeni bulabilmiştik. Ama şimdi bakıyorum ilçede artık 20’ye yakın müzik öğretmeni olmuş. Ayrıca bu yarışmalara başladığımız zamanlar halkoyunlarında çok az sayıda çalıştırıcı vardı. Ama şimdi 30 civarında. Tabii bu günleri görmek bu işin sevdalısı olarak bana büyük zevk veriyor.
Bu kadar güzellikten sonra iki günde gördüğüm iki noksanlığı da gelecekte yapılacak organizasyonlara katkısı olur düşüncesi ile aktarmak istiyorum. Tabii bu görüş benim görüşüm. Belki yetkililer bu işi böyle görmeyebilirler.
1- 23 Nisan günü akşamı yapılan ses yarışması sonrasında plaket ve madalya vermek üzere sahneye hazırın çağrıldı. Hatta sonradan eklemeler yapıldı. Tüm orada bulunan daire müdürleri çağrılmasına rağmen güzide bir dairemizin Müdürü çağrılmadı. Müdürüm herkes dağılıncaya kadar orada oturdu. Ama gören olmadı. Bence bu bir eksiklikti.
2- 24 Nisan günü yapılan halkoyunları çalışmalarının sonunda yine ödül törenine insanlar çağrıldı. Belediye Başkanımızın isteği ile bende çağrıldım. Ben niye çağrıldım? Yıllarca bu işin içinde olduğum için. Ama 2006 yılında geldiği Halk Eğitimi Merkezi Müdür yardımcılığı görevinde halkoyunları çalışmaları ile tanışan, hatta o yıl halkoyunları ekibini il birincisi, Konya’da bölge birincisi yaparak İstanbul’da Türkiye finallerine katılmasında katkısı olan, daha sonraları Milli Eğitim Şube Müdür vekilliği, Milli Eğitim Müdür vekilliği ve okul müdürlüğü yaptığı dönemlerde halkoyunları çalışmalarına büyük katkıda bulunan, 2008, 2009 ve 2010 yıllarında ilçemizde yapılan Halkoyunları Türkiye Finali için çırpınan birisi vardı. Yapılan bu yarışmanın ilk başlamasının fikir babalarından birisi de bu kardeşimizdi. Halen de bu işin en büyük destekçilerinden.
Ben ne kadar o sahneye çıkmayı hak ediyorsam bu kardeşimizin de bu işte o kadar hakkı var diye düşünüyorum. Bence o sahnede Halk Eğitimi Merkezi Müdürü de olmalıydı.
Bu yarışmalarımızın daha uzun yıllar devam etmesi dileği ile emeği geçen herkese teşekkür ediyorum…