Seracılık ve ihracat dediğimizde doğal olarak ilk aklımıza ürettiğimiz ürünlerimiz;domates,biber,patlıcan gibi sebzelerimiz gelmektedir. Bunun yanında bu sebzeleri ürettiğimiz seralarımızın da diğer bir üretim tarafı var.Seracılık sektörünün diğer yüzü.Sera konstrüksiyon ve donanımları sektörü.Bu sektörün 1960 lı 1970 li yıllarda ağaç seralarla başlayıp,günümüzde bir çok ülkeye a dan z ye teknolojik sera ihracatı yaptığımız bir noktaya gelen,bir hikayesi var.Örneğin 2020 yılında Rusya dan teknlojik S/400 silahlarını ithal ederken, onlara,sera teknolojileri ihracatı yapıyoruz. Sera teknolojileri konusunda bir çok ülkeden ileri ve üretken durumdayız.
Seracılığın bu diğer görünmeyen yüzünden aslında güzel haberler var.2000 li yıllara kadar ülkemizde modern seraların kurulumu tamamen yabancı firmalar tarafından yapılırken,günümüzde plastik ve cam seraların tamamına yakını %100 oranında yerli olarak yapılabilmektedir.Bakıldığında sera perdeleri dışında ithal bir ürüne bağımlılığımız yoktur.
Küresel iklim değişimi,artan nüfus,azalan enerji kaynakları,daralan tarım alanları gibi çevresel faktörler seracılığa olan ilgiyi giderek arttırmaktadır.Özellikle birim alandan daha fazla ve kontrollü ürün üretebilme olanağı sayesinde seracılık neredeyse dünyadaki tüm ülkelere yayılır hale gelmiştir.Pandemi döneminde de tarım ve gıda sektörünün öneminin daha da anlaşılması ,modern seracılık sektörünün önünü açmıştır.
Dünya sera alanları yaklaşık 420.000 ha(hektar)alana ulaşmıştır ve 2025 yılına kadar her yıl yaklaşık %10 büyüme beklenmektedir.2016 yılı itibariyle dünya sera imalat pazarı 21,2 milyar Amerikan doları seviyelerindeyken 2021 yılında yıllık %8,8 bileşik büyüme oranı ile 32,3 milyar Amerikan dolarına ulaşacağı öngörülmektedir.
Yaşanan pandemi sürecinin getirdiği seyahat kısıtlamaları ve bulaşı taşıma riskinin yüksek olmasından dolayı,bundan sonraki süreçte her ülke kendi üretimlerini kendi sınırları içerisinde yapma düşüncesine girmektedir.Bu bağlamda ülkeler,kendi üretim tekniklerini belirlemeye ve geliştirmeye çalışmaktadır.Tarımsal faaliyetlerde önemli alanlara sahip ülkelerden çoğu,kendi sera sektörünü kurup geliştirme kapasitesine sahip ve bunu geliştirecektir.Bu kapasiteye sahip olmayan ülkeler normalden fazla bizi arayacak.Yeni pazarlar oluşacak ve bu da sektörün ihracata katkısının artması demektir.Ülkemizin seracılık sektöründe son 20 yıllık teknolijik gelişimi,teknolojiye yatırım yapan firmaların olması,pazarlarda aldığı aktif rol ve bugüne kadar gerçekleştirdiği projeler,yeni pazarlarda önünü açacaktır.
Sera Konstrüksiyon ve donanım sektörünün(Sera konstrüksiyon,sera örtüleri,sulama gübreleme sistemleri,iklim kontrol,ısıtma sistemleri,sera otomasyon sistemleri vb.)son 25 yııllık geçmişine bakılırsa ülkemizde en hızlı büyüyen sektör olduğu görülebilir.
Bu modern seracılık sektörünün Türkiye de büyümesi ve yurtdışındaki yeni sera projelerinin Türk firmalarca yapılmasının bizim kendi ülkemizdeki çiftçilerin elini zayıflatacağı,sebze ihracatını yavaşlatacağı fikrine katılmıyorum.Günümüz dünyasında,Her arz kendi talebini yaratmakta.Bu konuyu ileriki haftalarda detaylı olarak açacağım.Bugünün konusuna gelirsek;
Bu büyüyen sektörün önemli noktalarından biriside Kumluca ilçemizdir.Kumluca ilçemizden bir çok firma ve sera ustaları başta Türkistan bölgesi olmak üzere dünyanın bir çok yerinde modern sera projeleri yapmaktadır.Seracılık alanındaki bu gelişimlerle birlikte,ülkemizde; Kumluca gibi özel yerlerin ,(hem sebze üretiminin hem de sera teknoloji ve yapılarının üretiminin yapıldığı yerler)
Birer teknolojik seracılık üssü haline getirilmesi elzem haline gelmiştir.
Kumluca’nın avantajı hali hazırda, çiftçimizin ,değişen iklim şartları karşısında, serasının içinde deneme yanılma yöntemlerini yerinde uygulaması ve yenilikleri takip eden çiftçilerimizin bundan bir çıkarım sağlayabilmesidir.Çiftçilerimiz en zor iklim şartlarında mücadele ederken,seralarında geliştirmesi gereken yönleri de görmektedir.Bunların kayıt altına alınması ve geliştirilmesi üniversite ve sektör bileşenleri eliyle sağlanabilir.
Örneğin ABD de ki silikon vadisinin temelleri Stanford Üniversitesine dayanıyor.Üniversite öğrencilerinin o bölgede teknoloji geliştirmesine imkan tanımıştır.(General Electric ve Kodak ünv. Yakınında ilk kurulan şirketlerdir).Ülkemizde Kumluca gibi tarım merkezleri de silikon vadisi gibi teknoloji vadisi olmaya aday beldelerdir.
Akdeniz Üniversitesi ve Kumluca Meslek Yüksek Okulu Seracılık Bölümü işbirliği ile, örneğin yukarıda bahsettiğim Sera perdelerinin Türkiye de üretimi ile ilgili çalışmalar başlatılmalıdır.Teknoloji ihracatı da yapmak istiyorsak seracılığın bu yönünü de geliştirmeliyiz.Kumluca gibi tarım merkezleri de bu teknolojik gelişmeye öncülük etmelidir.