Önceki yıllarda iki arkadaş bir araya geldik. Uzun süredir görmediğimiz, görüşmediğimiz başka bir arkadaşımıza gittik. Gittiğimiz arkadaşımız sevdiğimiz, saygı duyduğumuz, düşüncelirene kıymet verdiğimiz, bizden yaşça büyük, daha deneyimli bir arkadaşımızdı.
Arkadaşımız önce hal ve hatrımızı, sonra çocuklarımızın durumunu sordu. Soruları daha ziyade çocuklarımızın okul durumlarıyla ilgiliydi. Ben, iki çocuğum var, ikiside yüksek öğrenimi bitirdi dedim. Hoşuna gitti. “Aferim sen geleceğe yatırım yapmışsın” dedi. Arkadaşımızın bu sözü hoşuma gitmişti. Alışkanlığım olsa havaya bile girebilirdim…
Çocuklar, çocuklarımız. Çocuklarımız ve gençlerimizin ellerine birer cep telefonu veya tablet verip, ne haliniz varsa görün diyerek işin içinden çıkmamalıyız. Onlarla yakından ilgilenmeli ve gözümüz gibi korumalıyız. Çocukları için hiçbir özveriden kaçınmayan anne, babaları gördükçe ne kadar sevindiğimi anlatamam. Bunlar iyi güzel de bunların dışında çocuklarımıza ne yapabilir, onlara nasıl davranabiliriz?
Yetişkinler olarak kendimiz için yapacaklarımız az, onlar içinse yapacaklarımız oldukça fazladır. Onların dünyaları, hayalleri çok başkadır. Çocukların hayal kurabilmelerine ortam hazırlanmalıdır. Çocukların hayalleri yaşama sevinçleridir. Hayalleri yoksa yarı küskün, heyecansız ve tutuk olurlar.
Çocuğa seçme özgürlüğü verilmelidir. Seçme özgürlüğü çocuk için çok şey ifade eder. Çocuğa kendi kararlarını alabilmesi için destek verilmelidir. Destek verildiği zaman kendine olan güveni artacaktır.
Çocukta korku yoksa, kaygıda yaşanmaz. Çocuk kaygıdan kurtulduğu zaman performansı artacaktır. Çocukta gelecek kaygısı hissedilirse çocukla konuşulur. Aklından geçirmiş olduğu olumsuzluklar giderilmeye çalışılır. Kendisine güvenli bir şekilde üretkenlik içindeyse gelecek kaygısını da yenmiş olacaktır. Kendisinin değerli olduğunu kabul ettirebilirsek yine aynı şekilde kaygısını azaltmış oluruz.
Çocuklara kendilerini anlamaları ve kendilerini anlatmaları için fırsat tanınmalıdır.
Çocuklarda umutlar korunacak, umutlar hep var olacaktır. Ayrıca yapıcı düşünce becerileri kazandıralacaktır. Çocuğun çevresinde doğruluk ve ahlaklı örnekler olursa bu durum çocuğun kişiliğini olumlu yönde etkileyecektir.
Çocuğun pozitif bilime yakkın olması ayrı bir meziyettir. Gözlediklerini değerlendirip ona göre hareket tarzı benimsemesi başka bir güzellik yaratacaktır. Çocuklar kendi akıllarını kullansınlar. Onlara iki de bir bazı hatırlatmalar yapmaktan kaçınmalıdır. Çocuklar eğitilmeli, güvenmeli ve özgür bırakılmalıdır.
Hedef koymak elbet olacaktır. Hedefe ulaşması için gerekli olan adımları atmak kişinin kendisine düşer. Çocuğun çevresine düşen görev, çocuğun hedefine ulaşmasını kolaşlaştırmaktır. Heveslendirmektir. Zorlukları ve engelleri varsa gidermektedir. Akla dayalı rasyonel çözümler önerebilmek çocuğa rahatlık sağlayacaktır.
Çocukların sanat, spor, bilimsel çalışmalara yönlendirilmiş olmaları toplum içinde yer almalarının en güzel örnekleridir. Çocuk kalıplaşmış düşüncelerden kurtulmakta isteyecektir. Çocuk kendi görüşlerini ileri sürdüğünde ters düşme durumu olursa, çatışmaya fırsat verilmemelidir.
Çocuk doğruluk ve adil paylaşım konusunda da hassastır. Her durumda çocukla iyi ilişkiler kurabilme konusu iyi yönetilmelidir. Çocuk ergenlik çağındaysa duygular yoğun yaşanır. Bu dönemde iletişim iyi kurulmalı sevgisiyle kendisine daha yakın ve daha samimi destek verilmelidir.
Çocuklara bedenlerini tanımaları ve korumaları gerektiği öğretilmelidir. Ruh ve beden sağlığı içinde sosyalleşmek bilince kapı aralamaktadır. Duyarlılık ruhta ve bedende sağlık yaratır. Çocuklarımız ve gençlerimizin varlığı yetişkinler olarak varlığımız sağlığımız, geleceğimiz ve aydınlık yarınlarımızdır.