-Günah keçisi aramaya gerek yok, hepimiz suçluyuz! -Devlet Kumluca'da gücünü hissettirdi. -İçişleri Bakanlığı'ndan Kumluca Belediyesine 14 milyon TL. -Tüm Türkiye Kumluca'ya yardım için yarıştı. -Kumluca'nın güzel insanları duygulandırdı. -Fırsatçılar, vicdanları yaraladı! -Daha büyük afetlere engel olmak için önlemler almalıyız...
Kumluca'da büyük bir afet yaşadık. 12 Aralık gece yarısı başlayan ve sabaha karşı şiddetini arttıran yağmur ve fırtına büyük bir afete dönüştü. İlçemizin belli noktalarına metrekareye 300- 350 kg yağmur yağdı. Kumluca tarihinde bir ilki yaşıyoruz. Düşünün ki size diyecekler ki Kumluca Belediyesinin önünden araçlar sürüklenecek, deniz yolu caddesinde buzdolapları, su depoları dolaşacak, Kumluca merkezindeki iş yerlerine 1 metre yüksekliğinde su basacak. Şaka gibi geliyor. Maalesef esnaflarımızda, çiftçilerimizde büyük zararlar var. Vatandaşlarımızın bodrum ve zemin katlarında bulunan evleri, sel suları birlikte çamur yığınına dönüştü. Eşyalar araçlar kullanılmaz hale geldi. Belediyenin otoparkına, evlerin bodrum katlardaki otoparklarına su basması dolayısıyla araçlar kullanılmaz hale geldi. En büyük mutluluğumuz can kaybının olmaması.
Belediyenin operasyonel anlamda elini kolunu bağlayan araçları su altında kaldı. Belediyenin yaklaşık 23 araç, 7 motosiklet olmak üzere 30 aracı kullanılmaz hale geldi. Belediyenin Kademe atölyesi kullanılmaz hale geldi. Yine belediyenin otoparkında 100 özel araç kullanılmaz hale geldi. 6 köprü yıkıldı. Bölgede 13 bin dekar Tarım alanında büyük bir zarar var. Şu ana kadar tespit edilen 680 araç kullanılmaz hale geldi. 610 iş yerinde ciddi zararlar var. Tespit çalışmaları devam ediyor. 900 civarında evde hasar var. Hasarlı araç sayısının 1000’in üzerinde olduğu tahmin ediliyor. İş yerlerinde esnafın ciddi zararları var. 12 milyon TL zararı olan esnafımız var. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Kumluca, Finike ve Demre ilçeleri Genel Hayatı Etkileyen Afet Bölgesi ilan edildiğini açıkladı. Afet bölgesinin ilan edilmesinin ardından kısa sürede 620 işyerine cansuyu olması için esnafa 10’ar bin TL yatırıldı. İlk etapta bölgede kullanılmak üzere 100 Milyon TL civarında para ayrıldı.
Kumluca halkı Kadirşinastır. Kumluca, Birçok afette, Türkiye’nin birçok iline yardım tırları göndermiştir. Bu kadirşinaslığı tüm Türkiye’nin bir çok ilinden gelen yardım elleri bunun göstergesidir. Türkiye’nin birçok ilinden, Antalya’nın tüm ilçe belediyeleri ilçemize ekip ve araçlarını gönderdi. Kumluca halkı Devletimizin büyüklüğünü her alanda hissetti. Antalya Büyükşehir Belediyesi ile Kumluca Belediyesi Kültür Merkezinde Kumluca Afet Yönetim Merkezi ve Kumluca Kaymakamlığında AFAD tarafından Afet Koordinasyon Merkezi kuruldu. Afetin olduğu ilk dakikalarından itibaren AFAD ekipleri bölgeye gelerek, yaraları sarmaya başladı. Belediye Başkanı Mustafa Köleoğlu, belediye personeli canla başla mücadele etti. İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu afetin olduğu ilk gün ilçemize gelerek afet koordinasyonunu sağladı. Soylu, bir Kaymakam gibi tek tek esnafı ziyaret ederek, vatandaşın sıkıntılarını dinledi. Gereken her şeyin yapılacağının sözünü verdi. Tarım Bakanımız Vahid Kirişçi, Turizm Bakanımız Mehmet Nuri Ersoy, Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu, Antalya Milletvekilleri esnafı ve üreticileri ziyaret etti. Antalya Valimiz Ersin Yazıcı afetin ilk gününden itibaren ilçemizi hiç yalnız bırakmadı. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek tüm ekibi ile Kumluca’da yaraları sarmaya çalıştı. Kumluca Kaymakamlığı, Antalya Büyükşehir Belediyesi, Kumluca Belediyesi, Emniyet Müdürlüğü, Jandarma Komutanlığı, Tarım ve Orman Müdürlüğü, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tüm kurumları ile koordine olarak büyük mücadele verdi. AFAD ekipleri, Mehmetçik, STK’lar 1000 araç 2300 kişi sahada mücadele ederek, afetin yaralarını sarıyor, sarmaya devam ediyor.
Mehmetçik hem sınırda güvenliğimiz için hem de ilçemizde yaraları sarmak için canla başla çalıştı. Ne kadar minnettar olsak azdır. Bazı kesimlerce eleştiri konusu olsa da, ben Mehmetçik’in böyle bir zamanda vatandaşının yanında olmasını anlamlı buluyorum. Vatandaş ne zaman zor durumda Mehmetçik hep orada. Mehmetçik’in varlığı İlçe halkına güven verdi.
İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu selden zarar gören esnafı ziyaret etti ve köprüleri inceledi. Soylu, Gavur deresi üzerinde Kasapçayırını, Eskicami Mahallesine bağlayan köprüyü incelediği sırada derenin üzerinin kapatıldığını fark ederek Belediye başkanından bilgi aldı. Derenin üzeri kapatılarak yapılan Kültürpark ve Kapalıpazaryeri’nin kanunen yasal olmadığını, hata yapıldığını buradan yaşanacak bir can kaybının vebalini, hesabını veremeyeceklerini söyleyerek, DSİ Müdürüne yıkılması için talimat verdi. Ayrıca Soylu, Belediye Başkanı Mustafa Köleoğlu’na Kapalı Pazaryeri yapılması ile ilgili bir projesinin olup olmadığını sorarak, maliyetini sordu. Köleoğlu, mevcut kapalı pazaryeri ile ilgili 2010 yılından bu yana bir yıkım kararı olduğunu, yeni pazar yeri ile ilgili ihalenin yapıldığını, 18,5 Milyon TL’ye mal olacağını, yer teslimi yapılacağını söyledi. Soylu, ‘Köleoğlu’na pazar yerinin 10 Milyon TL’sinin İçişleri Bakanlığının bütçesinden biz verelim kısa sürede tamamlansın, ardından pazaryerinin yıkımı yapılsın’ diyerek talimat verdi. Soylu, yine AFAD bütçesinden belediyenin selden kaynaklanan yaraların sarılması için Kumluca Belediyesine 4 Milyon TL aktarılacağını söyledi. İçişleri Bakanın Süleyman Soylu’nun tavrı ve siyaset üstü yaklaşımlarından dolayı tebrik etmek gerek. Partili, partisiz gözetmeyerek, olması gerektiği gibi Devletin tüm gücünü Kumluca’da hissettirdi. Kumluca Belediyesi’ne 14 Milyon TL aktarılması onun en büyük göstergesi oldu.
Kültürpark ve Kapalı Pazaryerinin yıkılması ile ilgili vatandaşın haklı eleştirileri oldu. Benim görüşüm yıkılması doğru bir karar. Daha büyük bir felakette Allah muhafaza Pazaryerinin çökmesine yol açacak bir afet ciddi bir can kaybı yaşanmasına neden olabilir. Bu yaşadığımız afet olabilecek senaryoları, ihtimalleri gözler önüne serdi. Ayrıca şehrin içinden geçecek bir dere ilçeye güzellik katacaktır. Yaz aylarında da kanalın içinde su tutulursa, sağlı sollu yürüyüş alanları, parklar yapılırsa ilçenin çehresini değiştirir. Ayrıca, Kumluca Belediyesi yeni pazaryerini bitirdikten sonra eskisi yıkılacak. Ve yol üzerine köprü yapılacak. Benim görüşüm hem afet açısından hem de şehrin estetiği açısından güzel bir çalışma olacak.
Afetin ilk dakikalarından itibaren takip etmiş biri olarak, birçok yorum yapıldı. Belediye köprülerin başına bir kepçe bırakıp, temizleseydi bu afeti yaşamazdık, Orman İşletme Müdürlüğü kesilen odun tomrukları yol kenarına bırakmasaydı köprüler tıkanmaz ve yıkılmazdı, derelerin üstü kapatılmasaydı köprüler taşmazdı, gibi daha bunun birçok yorum. Maalesef böyle konularda her zaman bir fikrimiz var. Ve kesinlikle bir günah keçisi, bir suçlu arıyoruz. Bakın metrekareye düşen yağmur miktarı itibariyle belki de 1 ayda yağacak yağmur bir kaç saatte yağdı. Eğer bir suçlu bulacaksak hepimiz suçluyuz. Sırf birkaç metre kazanacağım diye derenin içine sera kur, sera tahliye aralarına mesafe bırakma, tüm çöplerini derenin içine at, derenin üstünü kapat üstüne park yap, kapalı pazaryeri yap, köprüleri ayaklı yap gibi gibi birçok insanoğlunun yaptığı hata. Atalarımız geçmişte yaşadığı tecrübelere göre yaşam alanlarını hep dağ yamacına kurmuş, deprem, sel gibi afetlerden korunmak için. Biz ne yapıyoruz ova da balçık zeminde inşaat yapıyoruz, dere kenarlarına sera yapıyoruz, Tarım alanlarına inşaat yapıyoruz. Sonra da bir afet olduğu zaman suçlu arıyoruz. Kimse suçlu aramasın ilk önce kendimiz doğru olacağız.
Üreticilerin TARSİM ile ilgili haklı isyanı var. TARSİM maalesef bu afette sınıfta kaldı. TARSİM sigorta sürecinin kapsadığı bazı poliçeleri, ürün değişikliği yapılmadığı gerekçesiyle işlem yapmadığı gibi bu defa da ayrı bir uygulama ile Çiftçilerin ümitlerini kırdı. Sel afetinin yaşandığı sera belliyken, ürün değişikliği mecburiyetinin dayatılması üreticilerin büyük kabusu olmuş durumda. Afet bölgesi ilan edilmiş bir ilçede seraların incelenip, 30 gün sonra bitki ölürse destek verilecek mantığına da anlam veremiyorum. 1 metre su, çamur girmiş serada ürünün zaten yaşama şansı yok. Devletin TARSİM’de yaşanan vatandaşı çileden çıkaran bu karmaşayı çözmesi gerekiyor. Ayrıca Bakanın ve Milletvekillerinin açıklamasına göre; TARSİM’in karşılamadığı tüm zararların karşılanacağı açıkladılar.
Şu bir gerçek; artık dünyada bir iklim değişikliği gerçekliği var. Ve bu bir başlangıç. Bunun gibi afetlere hazırlıklı olmalıyız. Bu tür iklim değişikliğine bağlı afetlere karşı önlemler almalıyız. Önümüzdeki yıllarda su krizine karşı planlar yatırımlar yapmalıyız. Artık vahşi sulamayı bırakıp modern planlı sulamaya geçmeliyiz. Kuraklığa karşı kapalı sistem sulama yatırımları yapmalıyız. Plansız yapılan sondajlara karşı önlem almalıyız. Yapmalıyız da yapmalıyız. Kuraklık, afetler kapıda. Halen bir sera atığı problemimiz var. Belediyenin organik gübre tesisi girişimi var ama yeterli değil. Artık şu kesiklere, derelere sera atıklarını, ilaç kutularını atmayın, kendi ayağımıza kurşun sıkıyoruz. Bunun sıkıntısını çeken yine biziz. İlçemizde 6 köprü yıkıldı, geçmişten ders alarak bilimin ışığında köprüler yapmalıyız. Derelerin ıslahını yaparak, istinat duvarları yapmalıyız. Afetler kaçınılmaz, önce önlem sonra Allah’a bırakmalıyız.
Dürüstlük gerçekten güzel bir erdem. Sahada vatandaşlarla yaşadığımız yüreğe dokunan hikayeler duyunca da duygulanmamak elde değil. Bir ziyaretimizde bir vatandaşımızın evine 1 metre su girmiş, AFAD yetkililerine biz evimizi temizledik, güneşte kuruttuk, çalışmayan elektronik eşyamız yok diyerek geri çeviriyor. Başka bir hikaye de ise esnafın hesabına 10 bin TL para yatıyor, dükkanına su bastığı halde benim zararım yok diyip, bu parayı iade ediyor.Yine başka bir hikaye de serasına su, çamur basan bir üretici benim komşumun zararı daha büyük, diyerek yetkilileri geri çeviriyor. Daha bunun gibi yürekleri ısıtan hikayeler...
Tabi bu hikayelerin yanında fırsatça insanların hikayeleri de var. Sırf devletten para almak için evine, serasına su basan, sırf daha fazla para almak için zararını iki katı üç katını bildiren vicdansız insanlarda var. Onlara tek bir şey söylemek istiyorum, Kimse görmese de Allah görür, bu yerin üstü varsa altı da var. Dürüst ve vicdanlı olmak gerek.. Afetten zarar gören tüm vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. İnşallah bir daha böyle bir afet yaşamayız.
Kalın Sağlıcakla...