Yakın tarihimize baktığımız zaman, 1970’li yıllarda sağcı - solcu terörü vardı. 80’de bundan kurtulduk. Ülkeyi yaklaşık 2 yıl ordu yönetti. Kasım 1982’de yönetime sivil irade hâkim oldu.
Her şey iyi giderken ekonomik pahalılık başladı. En önemlisi de PKK terörü başladı. 90’lı yıllarda ekonomik sıkıntıların üstüne PKK terörü can almaya devam etti. ‘İrtica hortladı’ dediler. ‘İrtica PKK’dan daha tehlikeli’ dediler. (İrtica ile mücadele etmektense FETÖ/PDY ile mücadele etmek daha hayırlı olurdu) Çeşitli hükümet krizleri yaşandı.
2000’li yıllara geçildi. Sıkıntılar devam etti. 2002 Kasım’ında Ak Parti Hükümeti iş başına geçti. Biraz nefes alır gibi olduk. İç ve dış etkiler durmadı. Sürekli huzursuzluk çıkardılar.
Kısacası sürekli dar boğazdan geçiyoruz. Dar boğazlar hiç bitmedi. Uzuuun bir dar boğazın içindeyiz.
Bu gün ise çok ayrı bir süreçteyiz. Ülke bütünlüğünden tutun, bu milleti topyekûn ortadan kaldırma çabaları var. Halkımız bu tehlikenin farkında ama daha duyarlı olmalıdır. Daha uyanık olmalıdır.
Artık birbirimizle uğraşmayı bırakmalıyız. Bırakın birlik beraberlik edebiyatını, konuşacağımız tek konu, bu ülke için ne yapabiliriz, Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin bekası ve yarınlara, yeni nesillerimize sağlıklı bir şekilde nasıl taşırız olmalıdır.
Bakın, sınırlarımızın ötesinde operasyonlar devam ediyor. Verilen sözler tutulmuyor. Beklemediğimiz sıkıntılar çıkabilir.
Amacım halkımıza panik yaşatmak değildir. Derdim ülkemizin ve çocuklarımıza bırakacağımız ülkemizin bekasıdır. Bu günler yaşadığımız en iyi günler olabilir. Yarınlarda bu günleri arıyor olabiliriz. Ülkemiz için çocuklarımız için daha çok çalışmalıyız. Sadece kamu da değil hayatın her alanında çalışmalıyız.
Devletimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, “Ülkesini en çok seven işini en iyi şekilde yapandır” demiştir.
15 Temmuz girişiminden sonra çalışmalarımızda biraz zayıflama görüyorum. Bunun biraz da yaz döneminde olmamızdan kaynaklandığını düşünüyorum.
Artık kurumlarımız hızla toparlanmalıdır. Bayramdan sonra okullar açılacak. Tarımda yeni bir sezon başlıyor.
Son günlerde ailemizdeki sağlık problemleri yüzünden hastanelerimize sık sık gidip geliyorum. Hastaneleri biraz dağılmış gördüm. Lavobalar, tuvaletler oldukça bakımsız.
Hastaneler çok önemlidir. Çünkü küçük bir rahatsızlık yüzünden tedavi için hastanelere yatan bir hasta enfeksiyon kapıp hayatını kaybedebiliyor.
Bir hastaneye günde yüzlerce, hatta binlerce insan girip çıkıyor. Kimin hangi hastalığı taşıdığını bilemiyoruz. O yüzden özellikle hastanelerimizin bakım ve temizliği çok önemlidir. Okullarımızda öyledir.
Sağlıklı bir nesil yetiştirmek çocuklarımızın yaşam standartlarından geçer.