-BU ŞEREFLİ TOPRAKLARDA, ONURLU VE VİCDANLI YAŞAMAK GEREK! -İLÇE ESNAFI OLARAK SINIFTA KALDIK! -YARDIM ÖDEMELERİ BİR BİR YAPILIYOR. -İYİ İNSANLARIN VARLIĞI UMUT VERİYOR… -FELAKET İYİ ŞEYLERE DE VESİLE OLDU. -KUMLUCA İÇİN 2.7 MİLYAR TL KAYNAK AYRILDI! -DÜKKAN KİRALARINA YÜZDE 300-400 ZAM! -YA KABUL ET, YA DA DÜKKANI MI BOŞALT… -TÜRKİYE NÜFUSUNUN YÜZDE 70'İ EV SAHİBİ

Kumluca’da yaşanan sel felaketinin ardından yaralar sarılmaya devam ediyor. Son güncellemelerle beraber sel felaketinden 3250 çiftçi, 1700 araç, 1000 ev, 780 esnaf etkilendi. Esnaflara, hanelere ödemeler yapılmaya başlandı. Pazartesi gününe kadar da araç zararları ve çiftçinin zararlarının ödenmeye başlanacağı söyleniyor.

Devlet tüm imkanlarıyla vatandaşının yanında olurken, devletin varlığı vatandaşa güven verdi. Türkiye’nin bir çok ilinden gelen yardımların yanında Birçok Sivil Toplum Kuruluşu da yaraları sarmak için canla başla çalıştı. Özellikle Uluslararası Mucizevi Eller Sosyal Kooperatifi (UMESKO), Türkiye Diyanet Vakfı, Hayrat Yardım Kumluca Temsilciliği sahada aktif olarak çalışarak, toplanan yardımları hakkaniyetli bir şekilde dağıttılar. Daha ismini hatırlamadığım birçok STK yardım için adeta yarıştı. Türkiye’nin birçok ilinden ilçemize yardım gönderen devletin tüm kurumlarından, belediyelerden, STK’lardan, gönüllülerden Allah razı olsun. Kumluca yaptığınız bu kadirşinaslığı unutmayacak.

Geçtiğimiz hafta Tarım ve Orman Bakanımız Prof. Dr. Vahit Kirişci ve Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu bir kez daha ilçemize gelerek, yapılan çalışmaları yerinde inceledi. Bu inceleme sırasında Tarım Bakanımız Kumluca için çok hayati bir açıklamada bulundu. DSİ 12. Bölge Müdürü Özhan Erdanışman yıkımı devam eden Kumluca Kültürpark’ta, bakanlara bir sunum yaptı. Bakan Vahit Kirişçi, Müdür Özhan Erdanışman’a “Ürettiğimizi tüketiyoruz, fazlasını da ihraç ediyoruz. Böyle bir zenginliğimiz var. Dolayısıyla Yörükler istemeyi bilmezler. Onlar istemeden biz yapacağız. Burada sunum yaptığınız afet planının hepsini yapacağız. Kumluca’nın suyla ilgili meselesi bitmeli” diyerek talimat verdi. Bu açıklamaları Kumluca için hayati olarak nitelendiriyorum. Bu sunumda; Kültürpark ve Kapalı Pazaryerinin yıkımı ve yapılacak köprüler, göletler, derelerin ıslahı ve istinat duvarlarının yapımı gibi projeler yer alıyordu. Bakanımızın "Kumluca'nın suyla ilgili problemi bitmeli" açıklaması  bu projelerin tamamının yapılacağını ifade ediyor. Kumluca tarihinde ilk kez yaşadığımız bu felaket belki de geleceğimizi iyi yönde etkileyecek, projelere de vesile oldu. Kumluca'da yaraların sarılması ve projelerin tamamlanması için 2,7 Milyar TL kaynak aktarıldığı söyleniyor. Ak Parti Hükümeti tarafından ilk kez tarımdan anlayan bir Bakan ataması yapıldı. Bakanımız Prof.Dr.Vahit Kirişçi'ye ilçemize ziyaret ederek yerinde tespitler yaptığı ve projelerin yapılması için verdiği talimat  için ilçe halkı adına teşekkür ederiz, verdiği sözlerin takipçisi olacağız.

Afette yaşanan güzel hikayeler, yüreklere dokunan davranışlar yaşanırken, vicdanları yaralayan hikayelerde yaşandı. Serasına, evine, arabasına yardım almak için su basan mı dersin, zararını fazla gösteren mi dersin, yapılan yardımlara rağmen yardım gelmediğini söyleyen mi dersin, devletten yatan parayı evinin eşyalarını yenilemek için kullanacağı yerine motosiklet mi alan dersin, yardım geldiği halde daha fazla eşya almak için saklayan mı dersin. Esnaf olarak sınıfta kaldığımız olaylar da var. Asker ve AFAD çalışanlarından ilaç, çay parası alan mı dersin, üstü başı çamur olan esnaftan temiz iç çamaşırı alan AFAD çalışanlarından iki katı para mı alan dersin, bizim için canla başla çalışan askerlerden su için para alan mı dersin, dersin de dersin…

Böyle anlatınca utanç verici değil mi? Gerçekten de öyle. Bazen bu afetler bize müstahak diyesim geliyor. Allah’tan gelene boynumuz kıldan ince. Yaradan bizi boşuna sınamıyor. Hem maddi hem manevi hem de vicdanen sınıfta kaldık. Ürünümüz para etmiyor diye kamyon kamyon çöpe döktüğümüz zamanlar oldu. Ben ürününüz para etmiyor diye çöpe dökmek yanlış, bu israftır yapmayın, ihtiyaç sahiplerine dağıtalım dediğimde beni yerden yere vurdular. Niyetim sadece vicdanlara dokunmaktı. Maalesef bir tas hoşaf, bir parça ekmekle vatanımızı müdafaa etmiş atalarımızın kemiklerini sızlattık. Bizler yıllarca yokluk gördük. Yokluğa alıştık. Maalesef bolluğu görünce de herhalde böyle olduk. Halimize şükretmek yerine hep fazlasını istedik. Aç gözlü olduk. Dürüst ve vicdan sahibi olan insanlarımız da var tabi. İyi insanların varlığı bu ülke için umut verici. Ama gerçekten bu insanların içinde biraz vicdan varsa yaptığı yanlışın farkına varıp, akıllarını başına almalı. Söyleyecek söz bulamıyorum artık, sözün bittiği yerdeyiz…

Hafta içi TÜİK tarafından açıklanan veriler dikkatimi çekti. TÜİK’e göre nüfusun; yüzde 60,7'si ev sahibi, yüzde 27,6'sı kiracı, yüzde 8,4'ü evin sahibi değil fakat kira da ödemiyor, yüzde 0,9'u lojmanlarda kalıyor. Bu veriler ışığında yüzde 30 civarında evi olmayan vatandaşımız var. Türkiye nüfusunun 85 milyon olduğunu kabul edersek, yaklaşık 25 milyon kişiyi kapsayan ve beraberde yaşayanları da düşündüğümüzde 9-10 milyon kişinin evi olmadığı kanısına varıyoruz. Türkiye şartlarında ev sahibi olmak büyük bir velinimet. En düşük kiranın 3000-4000 TL olduğu bu dönemde kira ödemek gerçekten birçok vatandaşımızın belini büküyor. Yaklaşık 60 milyon kişinin evinin olması büyük avantaj. Bu verilere göre; dar gelirli kira ödeyen vatandaşlar için büyük bir konut projesi yapılırsa ekonomik olarak vatandaş baya rahatlar. Aslında kısa vadede TOKİ projeleri ile konut seferberliği başladı, ama yeterli değil. İnşallah herkesin ev sahibi olacağı bir proje yapılır.

Asıl konumuza dönelim. Kiralardan bahsetmişken ilçemizde yaşanan işyerleri kiralarının artışı saç baş yoldurmuş durumda. Önce Antalya Büyükşehir Belediyesinin BEYKENT Toptancı Halindeki iş yerlerine yaklaşık yüzde 80’e yakın zam yapmasının şokunu yaşarken, bugünlerde de iş yeri sahiplerinin dükkan kiralarına yüzde 300-400’e varan zam yapması bu kadarı da olmaz dedirtti. Sanki yakın zamanda sel afeti yaşamamışız gibi dükkanlara 1 metre yüksekliğinde sel, çamur basmamış gibi dalga geçer gibi vicdanları yaralayan birde bu olay. Ya bu zammı kabul edersiniz ya da dükkanı mı boşaltırsınız gibi tehditler. Dükkan sahipleri ellerini vicdanları üzerine koyacak. Böyle fahiş bir artış hiçbir yerde yok, dayanağı yok. Esnaf zaten zor durumda, esnafın ödeyemeyeceği bu rakamların dükkan sahiplerine de faydası yok. Lütfen aynı gemideyiz, esnaf kazanırsa dükkan sahipleri de kazanır. Esnaf batarsa dükkan sahipleri de batar. Bu şekilde sadece günü kurtarırsınız. Elinizi vicdanınıza koyup, tekrar düşünüp her iki tarafında memnun olacağı bir artış yapılmalı.

Geçen hafta yazdığım gibi bu yerin üstü olduğu gibi altı da var. Kimse görmüyorsa, yaradan görür. Atalarımızın kanları ile sulandığı bu şerefli topraklarda, şerefli, onurlu, dürüst, vicdanlı yaşamak gerek.

2023 Yılının başta ülkemizin refahı, yakınlarımızın sağlığı ve hayallerimizin gerçekleştiği güzel günlere şahit olması dileğiyle! Felaketsiz, Barış ve huzur içinde nice mutlu yıllara!

Kalın sağlıcakla…