Yaklaşık bir aydır yazamadım. Tabi Dünyanın en yaşlı ağacından bahsederken bizimde yaş yavaş yavaş kemale eriyor.

Haziran ayı ikinci yarısında yaşadığım sağlık sorunları ile yazamadım. Halende basit işlerde olsa uğraşıyorum ama yine de toplumumuzu bilgilendirme görevime elimden geldiğince devam etme gereği duydum. 


Tekrar merhaba…
Karacaören köyü ve Kumluca Orman İşletmesi Akdağ Orman İşletme Şefliği sınırında Dibek tabiat koruma alanında bulunan Ambar katranından bahsediyorum. Dibek ormanlarında Sedir ağaçlarının kır dediğimiz çıplak alanla buluştuğu 2000 metre rakım civarındadır

Ambar katranı.
Emekli Orman Fakültesi Öğretim üyelerinden değerli Hocam Prof. Dr. Doğan KANTARCI’nın 1982 yılında yaptığı ölçümlerine göre bu yıllar 2330 yaş civarında olmalı bu ağaç. Bu durumda da dünyanın en yaşlı ağacıdır. Yine Doğan Hocamın ölçümüne göre Çapı 232 Cm. Çevresi 720 Cm. Yüksekliği 23 metredir.


Bu ölçümler Dünyaca ünlü Alp dağları ve Türkiye ormanlarında araştırmalar yapmış Avusturyalı Prof. Dr. Hannes Mayer ve Prof. Dr. Doğan Kantarcı tarafından 1985 yılında tekrar yapılmış ve doğrulanmıştır. 
Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına ait anitagaclar.gov.tr internet adresinde ağacın yaşı 2327 olarak belirtilmiştir.


    Değerli Hocamız Emekli Prof. Dr. Doğan Kantarcı 2011 yılında Türkiye Ormancılar Derneği adına yayınladığı “ALAKIR ÇAYI HAVZASINDA NEHİR TİPİ HİDROELEKTRİK SANTRALLARI (HES) KURULMASI GİRİŞİMLERİNİN EKOLOJİK BAKIMDAN İRDELENMESİ” isimli kitabının giriş bölümünün başında ölçüm çalışmalarını şöyle anlatıyor.


“1.GİRİŞ; Alakır Çayı Havzasındaki sedir ormanlarında 1982 yaz aylarında bir sedir araştırması yapmıştım. Kumluca Orman İşletme Müdürü Ruşen Karakuş Dibek Ormanının alt kesiminde 1100 m yükseltide 3 baraka yaptırmıştı. Çalışmaya katılan 6 öğrencim barakalardan birinde yatıyorlar, birinde yemek yiyip, oturuyorlardı. Üçüncü baraka mutfaktı. Aşçı da burada yatıyordu. Bir ay süre ile Bey Dağlarının sedir ormanlarının dik yamaçlarında örnek alanları seçip, ağaçların çap ve boylarını ölçüp, kestiğimiz örnek ağaçların gövde analizlerini yaptık. Yardımcılarımız Aza Mehmet (Mehmet Okur) ile birkaç işçiydi. İşçiler toprak çukurlarını kazıyorlar, Aza Mehmet ise boyundan uzun bir motorlu testere ile ağaçları kesip, işaretlediğimiz kesitleri alıyordu. Ölü örtü, toprak ve yaşına göre sedir ibre örnekleri ile gövde kesitlerini alıyorduk. Arada Gödene Bölge Şefi Mehmet Acar da yardımımıza geliyordu. Zor bir çalışmaydı. Arazinin sarplığından dolayı her gün yüklerimizle dağ tırmanışı yapıyorduk. Aza Mehmet benimle aynı yılda, aynı ayda ve aynı günde doğmuştu. Üç sınıflı ilkokuldan mezundu (Eskiden köylerde 3 sınıflı ilkokullar vardı). Ama çok zeki ve yetenekli bir insandı. Öğrencilerimi bu konuda uyarmıştım. Biz fırsatını bulmuş okuyabilmiştik. Ama Alakır Mahallelerinin 3 sınıflı ilkokulundan mezun yetenekli Mehmet ancak köy ihtiyar heyetinde aza olabilmişti. Aza Mehmet’i hatırladıkça; o yıllarda Alakır Havzasındaki dağın sarplığında çalışarak, yaylalarında hayvancılık yaparak, kıl çadırlarda çul üstünde yatarak ekmeklerini kazanmağa, ailelerini geçindirmeğe çalışan gayretli insanlarımızı düşünürüm. Bu çalışmada Ambar Katran adını verdikleri çok yaşlı bir dev sedir ağacını da ölçmüştük. Bu ağacın yaşının 2200 kadar olabileceğini hesaplamış ve yayınlamıştım. Daha sonra (1985’te) Avusturya’dan Prof. Dr. Hannes Mayer’i Ambar Katran’a çıkardım. Ambar Katran’ın yaşını nasıl hesapladığımı anlattım. Hesabımı ve bulduğum yaşı onayladı. Hannes Mayer Alp Dağlarında ve Türkiye ormanlarında yıllarca araştırmalar yapmış olan tecrübeli bir silvikültürcü idi. Ekoloji alanında çalışanlar için araştırma konuları bitmez ve tükenmez. Ancak orman ekolojisi alanında çalışmak arazide ölçme yapmak ve örnek almakla bitmez. Ölü örtü ve toprak analizleri, ibre veya yaprak analizleri, ağaçların beslenme büyüme ilişkilerinin ortaya konulabilmesi için gövde analizleri, ormanların tür bileşimleri, iklim özellikleri ve bu özelliklerin arazinin yapısına göre değişimleri, yetişme ortamı karakteristiklerinin belirlenmesi ve bulgularla ilişkilendirilmesi için zaman, gayret ve sabır gerekir. Bey Dağlarındaki sedir araştırmalarına başladığım 1981’den beri 30 yıl geçti. Bu süre içinde her fırsatta Bey Dağlarına tırmandım ve araştırmalarıma devam etmeğe çalıştım.” 


    Kumluca böyle bir anıt ağaca sahip olmasın rağmen bundan hala yararlanamamaktadır. Tarihi ve tabii güzelliklerimizi araştırıp sizlerle paylaşmaya devam edeceğim.


    LÜTFEN DOĞAMIZI KORUYALIM…….
    HOŞÇA KALIN, DOSTÇA KALIN, SAĞLIKLI VE DOĞA SEVGİSİ İLE KALIN……