2005 yılına kadar ilçelerde eleştirecek bir konu bulamazsan ilçenin devlet hastanesine gitmen yeterli oluyordu. Bunu biraz da olsa kırmıştık. Yine başa döndük. Her hafta hastaneyi eleştirsem her hafta sorun çıkar. Ama hastane personeli çok özveri ile çalışıyor. İnsanlar gece gündüz demeden, bazen öğün vakitlerinde bile yemek yemeden, evini geçimini unutarak çalışıyorlar.
Sorun ne biliyor musunuz?
Kumluca Devlet Hastanesi bu memlekete yetmiyor. Poliklinikleriyle, teknik donanım sistemiyle, otoparkıyla her yönden yetmiyor. Bunu siyasiler başta olmak üzere herkes kabullenmek zorundadır.
Vatandaş sürekli beni eleştiriyor. Neden “İki de bir hastane personelini övüp duruyorsun?” diyorlar. Ben övdüm. Ama Sayın Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu da, Başhekimi Cumhuriyet Meydanında 5 bin kişinin önünde övdü. Bu benim doğru yaptığımı gösteriyor. Beni hastanenin yetersizliği yüzünden çile çeken vatandaş dışında kimse anlamıyor.
Sorun kişiler değil, hastane yetersiz!
Sıra almak için Kumluca Devlet Hastanesine saat 06:30’da gittim. Saat 08:00’e kadar tam bir buçuk saat ayakta bekledim. Hem bekledim, hem sinir oldum. Saat 07:15’e herkes toplanıyor. “Yok sen erken geldin, yok ben geç geldim”. Öteye itele, beriye itele. Ya insan hastalığını unutuyor. “Ne haliniz varsa görün!” diye hastaneden çıkıp gitmek istiyorsun.
Randevu al diyorlar, günde 160 kişinin muayene olduğu bir poliklinik için 30 kişilik randevu veriyorlar. Onu bile alamıyorsun, doldu diyorlar.
“Buna çözüm bulalım, şu şekilde yapalım” diyorum. “O sistem çok pahalı” diyorlar. Ya bu millet vergi ödüyor. Toptancı haline 3 çuval biber götürüyorsun, birisi devlete gidiyor. Esnaf, her ay vergisini ödüyor. Aynı verginin üç ay sonra yeniden geçici vergisini ödüyor. O zaman vatandaş için yapılmak zorunda. Devlet niye var? Millet için var!
Antalya Araştırma Hastanesinde yeni bina yapılıncaya kadar aynı sistem vardı. Hem de sıra böyle bina içinde değil, bina dışındaydı. Sıranın yanı sıra sıcak, soğuk, fırtınadan etkileniyorduk. Şimdi randevu sistemi var. Bir doktor günde sadece 40 kişiye bakıyor.
Geçenlerde Araştırma Hastanesine gittik. Bir görevli “Bugün doktorlarımız çok yoğun” dedi. “Günde kaç hastaya bakıyorlar?” dedim. Sadece “En fazla 40 hastaya bakıyor” dediler.
Kumluca Hastanesinde bir doktor günde 160 hastaya baktığına şahit oluyoruz.
Ama Antalya’da her uzmanlık dalında en az 7-8 doktor var.
Biz de uzman doktorun birisi yatıyor aynı maaşı alıyor, aynı branşın uzman doktoru 160 hastaya bakıyor aynı parayı alıyor. Hangi devirdeyiz? Çalışmayan niye devletin maaşını boş yere alsın. 3 yıl önce her dalda iki doktor vardı. Şimdi tek doktor var. Gelişiyor muyuz, ileri mi gidiyoruz? Memleket ikiye katlandı. Hastane yarıya düştü.
Ben hastane idaresine gider, “Hastam var” der, 15 dakikada işimi bitirir giderim. Üst kademedeki hatta yönetim kurulundaki siyasiler böyle yapıyor. Çözüm bu değil, çözüm milletle birlikte aynı çileyi çekebilmektir. İşte o zaman anlarsın milletin derdini.
Millet Ak Partinin yaptıklarını gördü. Bunu yaparsa yine Ak Parti yapar.
Vatandaş olarak bizde, “Eyyyy kimsesizlerin kimsesi Recep Tayyip Erdoğan; burada vatandaşın çile çekiyor. Bizi duy artık!” demessek çile çekmeye devam ederiz.