Bir nostalji olsun diye geçen yıl 27 Temmuz 2015 tarihli yazımı anlamlı bulduğum için tekrar yazma gereği duydum.
İşte o yazım;
“24 Temmuz 2015 Cuma günü camilerimizde imamlarımız tarafından okunan hutbeyi çok anlamlı bulduğum için aynen yazıyorum. Bu hutbeyi iyice okursanız İslam Dininin ve son Peygamber İslam Peygamberi Hz. Muhammed’i (sas) anlamış olacaksınız. Böyle bir dinin mensubu ve böyle bir Peygamberin ümmeti olmaktan haklı olarak gurur duyuyoruz. Ama hareketlerimiz nasıl işte onu önümüzdeki yazımda yazacağım.
Gün birlik ve dirlik günüdür!
Muhterem Kardeşlerim!
Okuduğum âyet-i kerimede Rabbimiz: “Kim, bir cana kıymamış ya da yeryüzünde bozgunculuk yapmamış olan bir insanı öldürürse, sanki bütün insanları öldürmüş gibidir.” (Mâide, 5/32) buyuruyor.
Okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz (sas): “Allah katında dünyanın yok olması, bir Müslümanın öldürülmesinden daha hafiftir.” (Tirmizî, Diyât, 7) buyuruyor.
Aziz müminler!
Ramazanın rahmet iklimi ve bayram sevincinin gölgesi henüz üzerimizdeyken millet olarak hepimizi üzen ve derinden yaralayan elem verici hadiseler yaşadık. Menfur saldırılar da pekçok masum kardeşimiz hayatını katbetti. Saldırılarda hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza Yüce Allah'tan rahmet, kederli ailelerine ve azizmilletimize baş sağlığı, yaralı vatandaşlarımıza da acil şifalar diliyorum.
Aziz Kardeşlerim!
Bizler bir insanı yaşatmanın bütün insanlığa can vermek olduğunu bildiren, insanları yok etmekle değil, yaşatmakla mükellef kılan bir dinin müntesipleriyiz. Bizler, masum bir insanın canına kıymanın bütün insanlığı öldürmeye eşdeğer olduğunu duyuran İslam Peygamberi Hz. Muhammed’in (sas) ümmetiyiz.
İnandığımız bütün değerler bize gösteriyor ki hiçbir dünyevi hırs, çıkar ve ideoloji, bir insanı yaşatmaktan daha değerli olamaz.
Değerli müminler!
Alemlerin rahmet kaynağı Efendimiz (s.a.s.), asabiyet ve cehaletin, bağnazlığın, kör taassubun zincirlerini kırarak; dilleri, renkleri, gelenek ve görenekleri farklı olmasına rağmen ‘iyilik ve takvada yardımlaşan’lardan bütün insanlığa örnek bir kardeşlik toplumu inşa etti.
Müslümanlar olarak, Allah Resulü’nden devraldığımız bu kardeşlik mirasını yüzyıllarca yaşattık. Asırlarca yeryüzünün muhtelif coğrafyalarında bu kardeşlik anlayışını diri tutarak bu günlere geldik. Dünyevi çıkarların, güç mücadelelerinin, Kutlu Nebi’nin, ardında bıraktığı bu örnek toplumu zedelemesine fırsat tanımadık. Etnik, siyasi, mezhep ve meşrep farklılığı bir ayrılık ve fitne unsuru değil önemli bir zenginlik kaynağı oldu. Dün olduğu gibi bugün de nice mazlum, mağdur ve masum milletlerin, coğrafyaların ümidi olduk.
Kardeşlerim!
Yaşanan müessif hadiseler sebebiyle, kardeşlik duygularımızın ve gönüllerimizin onulmaz yaralar almasına izin vermemeliyiz. Yüzlerce yıldır gönülleri bir, zihinleri bir, gayeleri bir kardeşlerin arasına ayrılık-gayrılık tohumları atılmasına asla müsaade etmemeliyiz. Birbirine ülfet, muhabbet, samimiyet, ünsiyet beslemesi gereken gönüller, hırs, menfaat, bencillik, kin ve intikam ateşiyle kavrulmamalıdır. Yüreklerimizi dağlayacak, birlik ve dirliğimizi bozacak fitne ve fesat ateşleri körüklenmemelidir.
Kardeşlerim!
Küresel ölçekte fitne ve fesat amaçlı sergilenen büyük bir savaştan zaman zaman ülkemiz de etkilenmektedir. Asırlardır kardeş olmuş, komşu olmuş, dost olmuş, elleri birbirine kavuşmuş milletimiz birbirine düşürülmek istenmektedir. Buna karşılık bize düşen güzel yurdumuza fitne ve fesat tohumları ekmeye çalışan odaklara hiçbir zaman fırsat tanımamaktır. Bu büyük ve insafsız oyuna karşı her daim basiretli olmaktır. Firasetli davranmaktır. Gün, birbirimize kenetlenme günüdür. Gün, kardeşliğimizi perçinleme günüdür. Gün, birbirimizin gözyaşına ortak olma günüdür. Gün, vahşete ve teröre karşı uyanık olma günüdür. Gün dayanışma günüdür. Gün birlik günüdür. Gün dirlik günüdür. Milletimiz geçmişte olduğu gibi bugün de bütün bu badireleri sebatla, metanetle, sağduyu ile aşacaktır. Biliyor ve inanıyoruz ki tarih boyunca yaşattığımız yüce değerler etrafında kenetlendiğimiz müddetçe hiçbir güç birliğimizi dirliğimizi ve huzurumuzu bozamayacaktır. Daha güçlü ve huzurlu bir geleceğe bu birlik ve beraberliğimizle ulaşabileceğimizi asla unutmamalıyız.
Kardeşlerim!
İnsanlık ve toplum olarak geçirmekte olduğumuz şu zor günlerde hep beraber Rabbimize bütün gönlümüzle yönelerek ve el açarak diyoruz ki, “Rabbimiz bizleri İslâm’ı doğru anlayıp doğru yaşayanlardan eyle. Bizleri öldürenlerden değil, yaşatanlardan eyle, cana kıyanlardan değil, cana can katanlardan eyle. Bizleri birbirimize can yoldaşı eyle. Bizleri insanlığını unutanlardan değil, insanca yaşayanlardan eyle. Şu anda dünyanın çeşitli yerlerinde yaşama savaşı veren kardeşlerimize rahmetinle, nusretinle muamele eyle. Evlatlarını, yavrularını kaybeden, analara, babalara sabırlar ihsan eyle. Şu mübarek vaktin hürmetine dualarımızı kabul eyle.” Amin.
Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü”