Eleştiri olan yazıları yazmakta çok zorlanıyorum. Çünkü eleştirmek kolay gibi geliyor. Benim için çok zor. Bu yazımın bir eleştiri yerine özeleştiri olarak algılanması dileğimle yazıyorum.

İlçemizde devletin Halkını eğitmek üzere kurulu bir kurumu var. Bu kurumun adı Halk Eğitim Merkezi. Bu kurumun yönetiminde iki unsur var. Birisi Devletin Temsilcisi olan Müdür, Müdür Yardımcıları ve diğer çalışanlar. Diğer tarafta ise Halk var. Halkın Temsilcisi de Halk Eğitim Merkezi Okul Aile Birliği. Bende Halkı Temsil eden bu birliğin başkanıyım.

Halk Eğitim Merkezi ile ilgili daha önceleri yazdım. Ama kısaca bir daha hatırlatayım. Halk Eğitimi Merkezinin yeri Kumluca Belediyesine ait. Belediye Merkezin burayı boşaltmasını istiyor. Bunu istemek Belediyenin en tabii hakkıdır. Ama bilinmeyen tek olay vardır. Oda burası bir devlet kurumudur ha dediğinde taşınamazsın. Onun için merkezi taşıma çalışmalarının sonuna yaklaştık.

Ben bu durumları defalarca Belediye yetkililerine aktardım. Hatta Başkanımdan ayaküstü bir görüşmemizde randevu talep ettim. Ama bir türlü buluşamadık.

Ben Kurumda Aile Birliği Başkanı olduğum gibi aynı zamanda bir kursiyerim. Bilgisayar konusunda eğitim alıyorum. 24.12.2019'da sabahtan Hastaneye gittim. Öğleden sonra saat iki gibi Kuruma gelmek için Asansörden indiğimde bir Zabıta ordusu ile karşılaştım. İlk göz göze geldiğim kişi zabıta amiri pozisyonundaki Erol Dalgıç arkadaşımdı. Erol ile göz göze gelince düşündüm, şekerim yükseldi ama o arkadaşlar verilen görevi yapıyordu. Sordum Burası öğrenci yurdu olacak onun kapısını yapıyoruz dediler.

İçeri geçtim ve biraz sinirlendim. Oradan başkan yardımcısı Ramazan Uluşar’ı aradım ondan sordum ve bazı isteklerimi Belediye Başkanına iletmesini istedim. Başkanın bir toplantısı olduğu için uzunca bir süre ulaşamadı. Ondan sonra Milletvekilimiz Aydın Özer’i aradım ve durumu anlattım.
Yapılan kapı kart usulü çalışan şifreli bir kapı idi. Bir müddet sonra Ramazan bey bana döndü. Başkanı sadece birer kart verilmesi konusunda ikna ettiklerini söyledi. Bende biraz daha sinirlendim. Orada çalışanlara ve bana kart verdiniz ama günlük oraya gelen yüzlerce insana nasıl kart vereceksiniz. Oraya günlük 50-100 arası sadece açık öğretim öğrencileri geliyor.
Ondan biraz sonrada sayın vekilim döndü oda aynı olayı anlatınca bu durumu ona anlattım. Biraz sonra döneceğim dedi ve döndü. Kart kilit sistemi şimdilik iptal edilmişti. Vekilime teşekkür ettim. Artık taşınıncaya kadar sorunu çözdük diye düşündüm.

Yazıyı yazdığım gün yani 25.12.2019 günü öğleye doğru Belediyede bir işim vardı uğradığımda ikinci katta Başkanımız Mustafa Köleoğlu ile karşılaştım. Hürmette kusur etmedi. Kendisine teşekkür ediyorum. İster istemez konu açıldı. Bende biraz sabretmesini yeri kiraladığımızı, Ankara'dan olur beklendiğini anlattım. Tamam dedi. Konuyu geçici olarak ta olsa çözüme kavuşturduğum hevesi ile oradan ayrıldım.
Öğleden sonra kurs için kuruma geldiğimde baktım ki tacizler devam ediyor. Ben gelmeden biraz önce birileri gelmiş bizim levhanın ölçüsünü almış. Gerekçe buraya yurt levhası asılacak demiş. Ben orada iken elektrikçiler geldi. Halk eğitimin elektrik saatini arıyorlar. Gösterdik kendilerine baktılar. Sebebini öğrendiğimizde Belediyenin talebi üzerine imiş. Tacize yine devam.

Sözü fazla uzatmadan Değerli Belediye Başkanımız Mustafa Köleoğlu’na kısada olsa bazı hatırlatmalar yapmak istiyorum.
Değerli başkanım benim ana yaşım 71'i bitirdi. Nüfus yaşımda 3,5 ay sonra 70'i bitirecek. Ben Mensubu olduğunuz Cumhuriyet Halk Partisinde 1969 yılında İl Gençlik kolları 2 nci başkanı olarak aynı zamanda delegeydim ve o yılın eylül ayında ön seçimde ilk oyumu kullandım. Yani sen doğmadan 7 yıl önce. Bunu siyasetteki bazı tecrübelerimi anlatmak için yazdım.
Cumhuriyet Halk Partisinin ana ve ilk Felsefelerinden birisi Eğitimdir. Şu anda otomatik kartlı kapı yaparak içeride eğitim gören insanları taciz etmek bu felsefeye ters düşermi? Taciz yok derseniz ki deme şansınız yok. Bu tacizi yiyen bir kursiyerim.
Daha tek çivi çakılmamış bir yurt için en son yapılması gereken kartlı cümle kapı ve levha yaptırmak sizce uygun mu? Buda bana bir zamanlar çok eleştirdiğimiz yapılmayan fabrika temellerini hatırlattı.

Halk Eğitim Merkezi Müdürü Yusuf Tekdemir ile kırgınlığınızdan dolayı Halkı cezalandırmak sizce doğrumu? Böyle değil derseniz böyle olduğunu ispatlamaya hazırım.

CHP , İYİ PARTİ YÖNETİCİLERİ İLE BELEDİYE MECLİS ÜYELERİNEDE AYNI SORULARIM GEÇERLİDİR.
EĞİTİM, EĞİTİM, EĞİTİM, EĞİTİM, EĞİTİM, EĞİTİM, EĞİTİM, EĞİTİM, EĞİTİM....

HOŞCA KALIN, DOSTÇA KALIN, EĞİTİMLE KALIN

Turgut EKEN