Bu yıl 17’ncisini düzenliyoruz Tarım ve Seracılık Festivalinin.

Yani bu Hüsamettin Çetinkaya Belediye Başkanlığında 17 yılı doldurdu demek. 

İlkini 2000 yılı Nisan ayı sonunda Hüsamettin Çetinkaya Başkanın Belediye Başkanlığında birinci yılını doldurduğu sıralarda yapmıştık. Bu gün 17 yıl doldu. Tabii herkesin zevkine uygun olan yerler var, olmayan yerler var. Geçtiğimiz günlerde artık bu festivalin uluslararası olması gerektiğini yazmıştım. Benim bu festivalin zevkime giden iki bölümü var. 

- Birincisi festivalin resmi açılış günü olan Yörük göçü.

- İkincisi festivalin finali olan yağlı pehlivan güreşleri. 

Bu iki konuda biraz açıklama ve tertip komitesi ve katılımcılarımıza karınca kaderince bazı tavsiyeler de bulunma gereği duydum.

1– YÖRÜK GÖÇÜ: Evet o gün yaptığımız etkinlikte yörüğün göçüşünü tam canlandıramıyoruz. Ama o kortejde bizim kültürümüz geçiyor. Sonra ülkemizde bu kadar insanın fahri olarak hazırlanıp katıldığı tek etkinlik. Herkes yaklaşık 1 aydır hazırlanıyor. Canla başla bu işi nasıl götürebiliriz diye çalışıyor halkımız. Bende her ne kadar onlarla yürümeyecek olsam da her yıl olduğu gibi Karacaören Mahallesi ve mehter takımımızın hazırlanmasında katkılarda bulunuyorum. 16 yıldır olduğu gibi. Ömrüm ve sıhhatim elverdiğince de bu etkinliğe katkı yapmaya devam edeceğim. 

Burada eksik gördüğüm bazı konularda yetkililer ve katılımcılara tavsiyelerde bulunma gereği duydum.

a- Katılımcı arkadaşlar; muhtarlarımızın iştiraki ile Belediye Başkan yardımcısı Ramazan Çataltepe başkanlığında bir toplantı yaptık. Bu toplantıda kortejin bazı kuralları anlatıldı. Bu kurallar içerisinde dikkatimi çeken en önemlisi o gün traktör ve vasıta ile geçen katılımcıların traktör vagonlarında kültürümüzü yansıtan malzemeler ve pankartlardan başka bir malzemenin olmaması. Ben bu olayı çok önemli buluyorum. Ama duyumlar aldığıma göre bazı firmalar mahallelerimize teklifte bulunup destek yapma tekliflerini iletiyorlar. Destekte bulunmak iyi bir olaydır. Ama firmanın reklamının asılması şartı olunca bu güzel destek olayı kötüye dönüşüyor. Komite inşallah bu güzelliği bozdurmaz.

b- Bu şekilde reklam vermek isteyen firmalarımıza da tavsiyem şudur. Madem reklam yapmak istiyorsunuz Festival komitesine başvurun ve festival boyunca reklamınızın yapılacağı bir pano kiralayın. Komite bu olaya açık diye düşünüyorum.

c- Bu göçün adı her ne kadar Yörük göçü olsa da bu bir kültür göçüdür. Onun için burada geçen kortejde Türk ve Yörük kültürünü yansıtmayan gurupların olmaması gerekir diye düşünüyorum. 

Bunu niçin söyledim. Yaklaşın 20 gündür arkadaşlarla bu iş için uğraşıyoruz. Kimilerimiz çorunu çocuğunu, işini, ailesini aksatıyor ve hatta cebimizden harcamalar yapıyoruz. Niye yapıyoruz? Kültürümüzü gelecek nesile gösterelim diye. Yani “GEÇMİŞİNİ BİLMEYEN GELECEĞİNİ GÖREMEZ” düşüncesi ile. Bu kadar özveri ile hazırlanıp benim kültürüm olmayan ve bu kortej için hiç emek harcamayan bir gurupla birlikte yürümek üzüyor beni. 68 yaşımda bu konu için hazırlanmaya harcadığım emek inanın hiç yormuyor. Ama yetkililere bunu anlatamama ve kültür göstereyim derken kültürümden uzak bir iş ile yan yana olma.

Buradan çok sevdiğim ve değer verdiğim Fidan Spor Kulübü sahibi Mehmet Fidan kardeşime bir çağrıda bulunmak istiyorum. Milli duygularda yüreğinin en az benim kadar attığını biliyorum. Ama ne olur bu güzel kültür kortejinde bize müsaade et biz kültürümüzü gösterelim. 

İkinci madde olan güreşlerle ilgili bölümü 25 Nisan 2016 tarihli yazımda yazacağım.

Devam edecek