Kime oy versem diye düşünüyorum birçok vatandaş gibi. Sandığa gitsem mi gitmesem mi diye de düşünüyorum.
Ülkenin demokratik yapısına, siyasi yapısına, işleyişine bakınca çoğu zaman umutlarım kayboluyor. Sonra da bir vatandaş sorumluluğuyla gideyim bari diyorum. Mahallesi için hayalleri olan Muhtar adayımız var, meclis üyelerimiz, belediye başkan adaylarımız var, sonra hele daha kocaman Yürekli bağımsız meclis üyeliği adaylarımız var.
Kumluca'da 17 tane belediye başkanı adayınız var. Bu arada hemen belirteyim Finike’de 16 belediye başkan adayı varmış.
Hepsinin de Ülkesi için Kumluca için hayalleri var projeleri var. Bu yarışta Kumluca için yola çıktıklarından Kenti için bir şeyler yapabilme gayretlerinden dolayı hepsini kutluyorum. Bu iş Yürek işidir. İyi de kimin eli kimin cebinde bunları da anlayamıyorsun. Kim neredeydi şimdi nerde top koşturuyor işte bunu takip etmek zor. Siyasi transfer dönemi futbolu sollamıştır. Sonuçta bu bir yerel seçim ve de adaya bağlı olarak gelişmesi çok normal. Her aday kendi açısından çok iyi. Diğer aday veya adaylar kötü olduğu için biz iyiyiz iddialarıyla birlikte; Şehrimize daha iyi hizmet edeceğiz bu işi Kumluca için yapıyoruz düşüncesiyle hareket ettiklerini düşünerek niyetlerinin iyi olduğuna inanmak istiyorum.
Tabii Herkesin bir duruşu vardır. Kimisi dik durur, kimisi doğuştan skolyozludur, bazıları da bel fıtığı olmuştur. Tedavisi yok, ameliyat olunca da sakat kalma ihtimali var. Bakalım göreceğiz bu operasyonların sonunda kim sakat kalacak kim ayakta kalacak ya da kim başarılı bir ameliyat geçirmiş olacak. Nereden biliyorum, bel fıtığından ameliyat olanların çoğu “Aman olma, sakat kalma ihtimali yüksek, biz olduk da toparlayamadık” gibi lafları çok duydunuz. Yani bunun olumlu sonuç verme ihtimali genelde az oluyormuş, omurga işi bu, dikkat etmek lazım başka bir şeye benzemez.
Tabii adayların yanında bir de meclis üyeleri konuşulmuyor değil, toplumda karşılığı olan olmayan, sevilen sevilmeyen, iyiler kötüler, kötü olduğu düşünülenler. Sırf listeye bakarak tercihini değiştirenler, değiştirmek isteyenler var mı var. Bu iş illa ki yürek işi. Tabii ki herkes yola çıktığı ekibine, arkadaşlarına yol arkadaşlarına dikkat edecek.” arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim” demezler mi adama.. Bugün birbirlerine sövenler bir bakmışsınız yan yana gelivermiş. Çıkarları iyi anlaşmış olabilir. Belki de tövbe etmişlerdir. Yap boz siyaseti.. Ne yapacaksın Etme Bulma Dünyası, iyi niyetli yapılan her şeyin Tabii ki her zaman destekçisi oluruz, takdir ederiz. Çıkar etmek, statü elde etmek gibi ucuz hesaplarla yapılan siyaset başarısız olur, bizden uzak osun. Başarısız bel fıtığı ameliyatı gibi, omurga zedelendi mi bir daha zor toparlanırsınız zor.
Bir de oyu çok olanlar var. Benim bir oyum var. Hayatım boyunca eşim ve çocuklarıma şuraya oy ver bile demedim. Nereye oy verdin diye sormadım bile. Herkesin bir aklı var, nitelikli insanlar aklıyla hareket eder ve istediği kişiye oy verir. Bazı adayların, aday adaylarının; Benim 3.000 oyum var, arkamda 2000 kişi var, 600 kişi ile geliriz diye üfürmeleri yok mu? İşte ben tam da buna tav oluyorum. Halbuki herkesin bir oyu var. Sana oy veririz diyenleri bi sayın bakalım seçmen sayısını beşe ona katlar. Ama insanların sevgi, saygı, nezaket göstergelerini kendi oyları gibi görmek, ya da 3000'i 5000'i sürü olarak görmek, söylediği yere oy atacağını düşünmek, bayağı bir akıl tutulması mı, saflık mı, kolaycılık mı, ne dersiniz deyin. Bir de bazı gruplar, cemaatler var, şuraya oy verin deyince sorgulamadan oy verdiğini düşündükleri. Şimdi böyle bir şey yok artık o eskidendi, hatta dedem zamanından. Seçmenin aklında da gönlünde de oy vereceği yer bellidir, zamanla bazı değişiklikler olabilir. Geçenlerde seçmen davranışıyla ilgili bir istatistik dinledim, Seçmenlerin %85'i Sadık seçmen olarak kendi partisinin amblemini gördüklerinde mührü basıyorlarmış, kalan yüzde 15'i adaya göre, duruma göre tercih değiştirebiliyor. Hep anketlerde kararsız seçmen diye bir deyim kullanılıyor ya hani. Halbuki en bilinçli seçmenler o kararsız kabul edilen seçmenlerdir. Sürü gibi olmayan, şartsız bir kişiyi desteklemek zorunda olmayan, duruma göre tercih yapabilen seçmenlerdir İşte bu bilinçli olan kişiler ülkesinin, şehrinin geleceği ile ilgili tercihlerini yapabilirler.
Ama öyle bir hale geldik ki, bazı seçmenler ben vallahi sandığa bile gitmem diyor. Keyfim olursa hava da güzel olursa belki giderim, artık bu ülkede bir şeyin değişeceğine inanmıyorum diye umudun yitirmiş güzel insanlar var. Her şeye rağmen ne olursa olsun gidip en iyi aday beni temsil etsin diye sonucu ne olursa olsun Oy vermek şart.
Demokrasi bizim için olmazsa olmazımız. Düşünsenize hiç tercih hakkınız sorulmasa daha mı iyiydi. Bari soruluyor, oy tercihimizde sonucu ne olursa olsun bazı mesajları toplumumuzda ve yetkililere anlatmış oluyoruz. O gün gidip en liyakatli adaya sonucuna bakmadan oyumuzu basacağız ve şehirle ilgili düşüncelerimizi oy ile sandıkta göstereceğiz.
Güzel günler dileğiyle…