Bir kent, belediye başkanının ufku kadar gelişir.
Belediye Başkanı projeleri ile bakış açısıyla anlayışıyla, görgüsüyle, bilgisi ile ve en önemlisi kapasitesi ile şehrine, bulunduğu kentine beldesine izini, damgasını; kapasitesi kadar, vizyonu kadar yansıtır.
Tabii ki bunun için iyi bir ekip, kapasitesi yüksek olan, iyi olan ufku olan yöneticiler ve İş arkadaşları belediye başkanına her zaman katkı sunar.
Türkiye'de bunun örnekleri hep dilden dile dolanır durur. Eskişehir örneği, Tunceli örneği daha yakında Manavgat, Muratpaşa, Kemer, Kumluca, Finike, Fethiye…
Tabii bizim için en yakından bilginiz gördünüz yaşadığımız gelişmesine şahit olduğunuz değişmesini çoğu zaman beğendiğiniz, bazen eleştirdiğimiz Kumluca. Kumluca'da da geçmiş dönem belediye başkanlarının ve ekibinin ufku, bilgisi, görgüsü şehre yansımıştır. Kaldırımdan çay bahçesine, parklarından sosyal tesislere, asfalttan temizliğe, şehir planlamasından imarına memleketimin çalışkan insanlarına hizmet vermişlerdir. Kumlucalı da notunu veriyor zaten
Kumluca için iki lokomotif alan var. Tarım ve Turizm.
Tarım konusunda özellikle üreticilerimiz ve ona bağlı olarak gelişen girişimcilerin sayesinde, Türkiye'nin en önemli tarımsal üretim alanlarından biri haline gelmiştir. Yine buna bağlı fide üretimi, sebze meyve ihracatı, Tohumculuk ve ileri teknolojiyi seracılık. Kumluca da seracılığın başkenti olarak anılır hale geldi. Bütün bunlar çalışan ve çalışkan ve de girişimci ufku olan Kumlucalı yatırımcılar sayesinde günümüze kadar geldi ve bundan sonra da gelişerek devam edeceğine inancım tamdır. Ancak geçen sene yaşanan sel felaketini iyice incelediğinizde yerel yönetimlerin gerekli çalışmayı yapmamalarından ve bir sürü ihmalden ve de bir sürü beceriksizlikten dolayı bir felaket haline geldi. Ama zararı vatandaş ödedi…
Yerel yönetim işte burada sınıfta kaldı. Yerel yönetimin ufkunun önemini gördünüz mü?
Turizmde ise Kumluca yeterli payı alamamaktadır. Bu konuda genel yönetimin ve yerel yöneticilerin de bakış açıları yine ilçemize çok katkı sağlayamamıştır. Sadece iki bölgemizde Olimpos'ta Adrasan da Turizm yerel girişimcilerin, işletmecilerin gayretiyle gelişmektedir ve hatta ayakta durmaya çalışmaktadır. Turizm konusunda yerel yönetim şimdiye kadar olduğu gibi, Şu anda da turizmle uğraşan bölgelerin altyapıları ile ilgili gözle görülür bir iyileştirme sağlayabilmiş değildir. Yerel yönetim, Belediye; işletmecileri engellemek değil işlerini kolaylaştırmak için var olmalıdır, destek olmalıdır, yanında durmalı işlerini kolaylaştırmalıdır. Ayrıca bu bölge Kumluca’nın Turizm deki görünen yüzüdür. Notunuzu buraya gelen misafirleriniz veriyor ona göre. Yayla turizmi konusunda da çok kötüyüz. Hatta gündeminizde bile yok. Şimdiden Karaöz’deki turizm planlamasını yapmak zorundasınız. Yoksa saldım çayıra Mevla’m kayıra mı?? Lay lam lom.. Çırçır böceği gibi öter durursunuz…
Belediyecilik, toplumu çağa uydurmak için yapılır, İnsanların hayatı kolaylaşsın diye yapılır. Yol kıyısında durduğunuzda aracınızı kaldırım yüksekliğinden kapıyı açamıyorsanız iş ehlinde değildir demek ki. Kentteki parklara dikilecek bitkilerden kaldırım yüksekliğine, yürüyüş yollarından bisiklet yollarına, kültür etkinliklerinden sportif faaliyetlere her alanda kente katkı sağlayacak herkesle istişare edilerek kent yaşanır ve keyifli hale getirilmelidir. Bütün bunlar ortak akılla ve arz talep talep dengesi gözetilerek kamuoyunun da desteğiyle yapılmalıdır. Yoksa bir belediye oto yıkama açıyorsa bu ufuksuzluğunun Türkiye'deki en iyi örneğidir. Öküzlerle öküzler güreşir durur. Belediye kendi esnafıyla, işletmecisi ile komşusuyla rekabet etmez, alay etmez.
Tabii bunlar ilkyazımda aklıma gelenler ilerleyen zamanlarda belediyecilik, yerel yönetim, genel siyaset, edebiyat, sanat ve birçok alanlarda sizlerle düşüncelerimi birikimlerimi paylaşacağım.
Güzel günler dileğiyle…