Öncelikle 15 Temmuz Akşamı ülkemizde yaşanan hareketi kınayarak ve iki dedemin Çanakkale’de akan kanları ile kurulmuş Gazi Meclisimize bomba sıkanları lanetleyerek başlamak istiyorum yazıma.
Bu ülke çok badireler atlattı bunu da atlatır diye düşünüyorum. 1914 birinci cihan savaşı başlar ve müttefiklerimiz yenilince bizde yenilmiş sayılırız. Ülkenin dört bir yanından düşmanler girer. Egeden Yunan, Antalya’dan İtalyan, Güneydoğudan Fransa, Doğudan Rusya, İstanbul da İngilizler gibi.
Mevcut Hükümetimiz dağılmış, hanedan yurt dışına çıkmıştır. İşte bu durumda bir meclis kurulmuş ve bu meclisin idaresinde bir kurtuluş savaşı yaşanmıştır. Çanakkale Savaşlarından başlamak üzere bu günleri yaşayan büyüklerimi dinleyerek geçti çocukluğum. Bilhassa devamlı yanında olduğum babamın dayısı İmam Dede lakaplı Ahmet Kızılağaç dedemizi.
Daha sonra 27 Mayıs darbesini yaşadım, 12 Mart muhtırasını yaşadım. Hatta 12 Mart muhtırasından sonra Askerliğim tecilli olmasına rağmen tecilim bozularak apar topar devre kaybı olarak askere gönderildim.
12 Eylül 1980 darbesini yaşadım. Darbe olduğu gün akşamı Isparta Orman Bölge Müdürlüğü misafir hanesinde idim. Cuma sabahı erkenden kalkıp Kumluca’ya eve gelecektim. Valizimi alıp dışarı çıktığımda askerlerle karşılaştım. Beni bırakmadılar. Hemen Lokale koştum televizyonda Kenan Evren konuşuyordu.
Daha sonraları 28 Şubat, 27 Nisanları yaşadık. Bunları uzun uzun anlatmaya kalkışmanın bir anlamı yok. Bu ülke bu millet bu badireleri hep atlattı. Hep dedik Allah bu günleri bir daha göstermesin. Yine öyle demekten başka bir çaremiz yok.
Tabii burada üzüldüğüm bazı olaylar var. Zaman bizim geçirdiğimiz o günler gibi değil. Şimdi sosyal medya var. Ben Facebook’u takip ediyorum. Orada bazı sevdiğim kardeşlerim o kadar kindar mesajlar yazıyorlar ki üzülmemek elde değil. Birkaç yıl önce bir arkadaşımın anlattığı geldi aklıma. Şöyle demişti o dostum, “Bir insanın karakterini ölçmek istersen Facebook’ta yazdıklarına bakacaksın. İnsanın gerçek karakteri orada çıkıyor ortaya.”
Şu anda bakıyorum o kardeşimin sözünün ne kadar haklı olduğuna inanıyorum. O kadar kindar yazıyor ki bu dostlar. Ne insanlığa ne de Müslümanlığa yakışıyor bu kindarlık. Bilhassa kendi canına kastedenleri bile affeden bir Mübarek Peygamberin yaydığı dine hiç yakışmıyor.
Lafı fazla uzatmadan genç kardeşlerimize yaşayan bir tecrübe olarak bazı tavsiyelerim olacak. 12 Eylül öncesi birbirimizi düşman gibi gördüğümüz arkadaşlarımızla şu anda yine beraberiz. Bazen beraber sohbetlerken hala bir birimizden utanıyoruz. Hatta bir arkadaşım üç dört yıl önce “Yav Turgut Eken seni görünce eriyorum.” dedi.
Bende niye diye sordum. “Şu anda bak hergün beraberiz. Bir zamanlar Demirelin aleyhinde konuştukça seni hep boğmak gelirdi içimden. Ama şimdi Allah bizi böyle bir arada yaşamaya mecbur etti. Onun için üzülüyorum.” demişti. Bende “Bu ülke bu tip badireleri hep atlatır üzülme” demiştim.
Genç kardeşlerimiz; Bu ülke bu millet bu günleri de atlatır. Hiç merak etmeyin. Ama gelecekte yine yüz yüze bakacağınız insanlar hakkında kırıcı olmayın. Sonra mahcup olmayasınız.
Müslüman Türk Milleti bu günleri de atlatır. Kimsenin bundan kuşkusu olmasın..