1 Mayısta İşçi Bayramını kutladık.Köylünün bayramı ne zaman? Bilen var mı? Çiftçinin sosyal güvencesi yok.

Genç çiftçiler sigortalı iş için büyük şehirlere gidiyor. Devlet belli yaşın altındaki genç çiftçilere, köyde kal, tarıma devam et, sigortanı ben yatırayım demeli. Yoksa köyler boşalmaya,çiftçinin yaş ortalaması yükselmeye, büyük şehirlerdeki yığılmanın yarattığı işsizlik ve sosyal problemler  büyümeye devam edecek.

      Peki, köylü ile ilgili sosyal politikaları , sadece devlet mi geliştirmeli?

      Büyükşehir Belediyesi Yasası, belediyelerin tarımı desteklemelerine izin vermektedir. 31 Mart seçimlerinden sonra bunun olması için halkta büyük bir beklenti var.Bunun olup olmayacağını hep beraber göreceğiz. Antalya Büyük Şehir Belediyesi ve On dokuz ilçe belediyesinin önünde, tarımsal ürün çeşitliliği,farklı iklim ortamları ile tüm Türkiye’ye örnek olacak bir labarotuvar ve proje ortamı bulunmaktadır. Belediyeler acil eylem planı olarak;  yeni ve sürdürülebilir tarım politikaları üretmek zorunda. Çünkü tarım konusu, etiyle, sütüyle, yumurtası ve sebzesi ile hiç olmadığı kadar hayat memat meselesi haline geldi.

      YEREL YÖNETİMLERE ÖNERİLER ;

1) Önceliklerinizi ve yetkilerinizi ; Büyük tarım ve gıda firmaları, uluslararası büyük süpermarketler, İhracatçılar ve halcilerden  önce, sağlıklı gıdanın teminatı ,küçük çiftçiler ve aile üreticilerini ayakta tutmak için kullanın…

2) Belediye bünyesinde,tüm kesimlerin sesinin olacağı, Tarım Komisyonları oluşturun.Bu çalışma grubu; örneğin iki dönüm ve az üretimi olan küçük çiftçilerin de temsil edilebildiği, kararlara etkilerinin olduğu bir katılım sistemi içinde olsun.

3) İklim krizi ve doğal afetler o yörenin  buna bağlı ürünlerinin dikim,hasat zamanlarını hiç olmadığı kadar değiştirmiş ve etkilemektedir.Belediyeler kendi sera,hayvan barınağı,tarımsal yapılarını oluşturup , araştıracak, yenilikleri güncelleyecek birimler kurmalıdır.Belediyeler ,Üniversiteler,il,ilçe tarım Müd. ile beraber uyumlu çalışmalı ve eğitimler düzenlemelidir. İl , ilçe Tarım müdürlükleri ve belediyeler protokol ve bürokrasi kuralları ile, çiftçiye zaman kaybettirmemelidir.

4) Belediyeler sınırları içerisindeki uzak köyler için , tarımsal girdilerinin dışa bağımlılığını azaltma çalışmaları yapmalıdır.Uzak köyleri ziyaret edip onların sesi olmalıdır.

5) Belediyeler; sınırları içindeki kırsal alanlarda, yerinden yönetişim ve kırsal gelişmenin önüne birçok engel koyan Büyükşehir Yasası’nda değişiklikler yaparak mahalle statüsüne geçirilmiş olan köyleri yeniden köy statüsüne kavuşturma çalışmalarına ön ayak olmalı, kendi köylerinden örneklerle konuyu gündeme taşımalıdır.

6) Tüm bu çalışmalarla birlikte, Belediyeler sınırlarındaki , Küçük çiftçileri ve aile üreticilerini destekleme seferberliği başlatmalıdır.

7) Belediyeler uzak köylerden, haftada bir ya da iki kez gelen,küçük üreticilerin bölgedeki üretici pazarlarına ulaşımına , lojistiğine destek olmalıdır.Sergileri için alan tahsisini genişletmelidir.

8) Yerel yönetimler kendi yörelerindeki ürünlerin pazarını arttıracak, yeni bir gıda turizmi oluşturmalıdır.Çiftlik turizmi ve organik tarım turizminde yenilikler yapmalıdır. Büyük şehirlerden köylere, alıcı ağlarının yerel üreticiye ulaşması için, üretici ile tüketiciyi buluşturan,alışveriş etkinlikleri düzenlemelidir.Doğrudan satış ile,küçük üreticilerin muafiyetlerden yararlanmasını sağlamalı.Küçük üreticilere kontenjan sağlamalıdır.

9) Belediyelerin ve belediye başkanlarının, vatandaşa hizmet götürürken, partisi olmamalıdır.Küçük çiftçilerin ve aile üreticilerinin ürünlerinin , üretimi ve pazarlamasında(Gıda güvencesi ve yerel gıda sistemleri konusunda,partiler üstü bir mutabakat ve bütünlük sağlanması için çalışılmalıdır) Özellikle, belediye başkanları , kamusal alımların, bölge çiftçisinden yapılmasını sağlamalıdır.(Okul,hastane,hapishane ve diğer devlet kurumlarının satın almaları bulundukları yöreden yapılmalıdır. )

10) Çiftçi ; mazotu, gübrelemede, sevkiyatta, ilaçlamada , her alanda kullandığı için, çiftçinin can suyu mazot. Mazotun daha yoğun kullanıldığı aylarda, ihtiyacı olan küçük çiftçiler saptanmalıdır.Belediyeler özellikle, dikimlerin yoğun yapıldığı aylarda  belirlenen öncelikli  küçük çiftçiye mazot desteği sağlamalıdır.

11) Belediye sınırları içindeki kullanılmayan , atıl tarım arazileri ,öncelikle toprağı olmayan küçük çiftçilere kiralanabilmelidir.Bu bölgelerden üretim sağlanarak,yöre esnafına katma değer sağlanmalıdır.Belediye ve bölge fidelikleri,diğer girdi üreticileri işbirliği ile, bu küçük çiftçilere uygun maliyetli fideler ve benzeri tarımsal girdiler temin edilmelidir.

12) Belediyeler Kurban bayramı öncesinde , kendi yörelerindeki hayvan üreticilerine ve konar göçerlere, göçebe hayvancılık yapanlara, öncelik sağlamalı, onların ürünlerini  ile alıcıları buluşturmada ulaşım ve lojistik desteği sağlamalıdır.

13) Yerel yönetimler; tarım ile ilgili ,dünyadaki benzer ürünleri yetiştiren belediyelerdeki gelişmeleri takip etmeli ve onlarla kardeş belediye çalışmaları ile ortak teknoloji ve akademik ortak birlikler oluşturmalıdır.Örneğin sera ve gıda örtüleri ve ambalajları konusunda Japonya sürekli yeni örtüler ve ambalajlar geliştirmektedir.Ar/Ge çalışmaları yapan bu ülke belediyeleri ile ortak projeler yapılmalıdır.Yine pazarlama kooperatifleri geliştiren Hollanda Belediyeleri ile ortak çalışma grupları örnek olacaktır.

14) Yörenizde yetişen ürünler için;  belediyeniz bünyesinde, sivil toplum kuruluşlarına,örneğin bizim bölgemiz için,  “Örtü altı seracılık ürünlerinin “ güvenilirliğini ve sağlıklı oluşunu anlatan bir dialog platformu oluşturun.

15) Sallanan her taşın altından ‘’Liyakatsızlık’’ sorunu çıkıyor. Bölgenizdeki lise ve üniversitelerdeki  başarılı öğrencilerin,özellikle tarım teknolojileri konularında, belediyenizde çalışmalarına ve stajlarına öncülük edin.Bu başarılı öğrencileri belediyenizde istihdam edemiyorsanız,çevrenizdeki firmalarda çalışmasına aracılık edin.

16) Öncelikli eylem olarak olarak tüm belediyeler,kendi yöresel ürünleri için Sosyal Satınalma yapmaya başlamalıdır.Çiftçinin elinde kalan ürünlerini,çiftçi dökmeden önce değerlendirmelidir.Çünkü bu dökülen ürünler büyük şehir marketlerinde halen pahalı olarak satılmaktadır.Belediyeler satın aldıkları bu ürünleri örneğin en yakınlarındaki organize sanayi bölgelerindeki fabrikalarının çalışanları için satın alınması ve dağıtılması konusunda bu organize sanayi yönetimleri ile birlikte bir mekanizma kurabilirler.Belediyeler bu mekanizmayı, en çok satın alma yapan devlet kurumları ile de kurmalıdır.Tarım konusu,Hükümet ve belediyeler arasında siyaset üstü bir mutabakat ve bütünlük le beraber ele alınmalıdır.

17) Örneğin Antalya da 19 ilçe belediyesi,kendi aralarında, dönemsel yoğun ve fazla ürünler için bir satın alma, takas, bilgilendirme, pazarlama ağı  geliştirmelidir.

18)Çiftçinin en büyük sorunu pazarlamada ve örgütlenmede olduğu için, tarımda pazarlamada örgütlenme sağlanmalıdır.Üretici ve tüketici kooperatiflerinin yanında ‘’Pazarlama kooperatifleri’’ de kurulmalıdır.  Belediyeler bunun için  ‘’Pazarlama Kooperatiflerine’’ öncülük etmeli ve destek vermeli.Bu destek pazarlama kooperatiflerine ulaşım ve yer sağlayarak başlatılabilir.

        İklim krizi , afetler, yüksek enflasyon ile birlikte ; tarım meselesi hiç olmadığı kadar hayat memat meselesi oldu.Hepimiz şunu anlamalıyız, bir ekonomi politikasından bahsedebilmek için öncelikle tarım politikasının  oluşturulması olmazsa olmaz hale geldi.Belediyelerde dahil, artık  herkesin tarımı bir ucundan tutmak, kaldırmak zorunda olduğu bir döneme giriyoruz.