Futbol,sadece 22 kişinin bir topun peşinde koştuğu bir oyun değildir.Onun içinde hayatın ta kendisi saklıdır. Sevinç, hüzün, mücadele, pes etmeme ve dayanışma.Aslında futbol sahası,hayatın küçük bir simülasyonu gibidir.
Her maç,tıpkı hayat gibi bilinmezlerle doludur. Önceden yazılmış bir senaryosu yoktur,ama her an yeni bir hikâyeye dönüşebilir.Bir an kazanıyor gibi görünürsünüz,ama bir hata her şeyi değiştirebilir. Bazen de umudu kesmişken son dakika golüyle hayata yeniden sarılırsınız.
Futbol bize sabretmeyi öğretir. Tıpkı hayat gibi, bazen top ayağınıza gelene kadar beklemek zorundasınızdır. Bazen de doğru anda harekete geçmek gerekir;yoksa fırsatlar kaçar gider.Haksızlıklar da vardır futbolda,tıpkı hayatta olduğu gibi.Bazen rakibiniz daha güçlüdür, bazen hakem hatalı karar verir. Ama yine de mücadeleyi bırakmamak gerekir.
Tribünlerde bir araya gelen binlerce insan, farklı diller konuşsa da aynı duyguları paylaşır. Gol sevinci, üzüntü, umut.Futbol, insanları birleştiren büyük bir dildir.Tıpkı hayat gibi, kazananı ve kaybedeniyle bir bütün oluşturur.
Belki de futbolu bu kadar büyüleyici yapan şey, içindeki hayatı yansıtmasıdır.Sonuçta hepimiz, kendi sahamızda,kendi oyunumuzu oynuyoruz. Önemli olan, sadece skora odaklanmak değil,sahada nasıl durduğumuz,nasıl mücadele ettiğimiz ve geride nasıl bir iz bıraktığımızdır.
Hayatta da, futbolda da en güzel anlar, pes etmeyenlerin ve inananların olur.Çünkü top, döner dolaşır ve bir gün mutlaka doğru yere gider.
Hayat da futbol gibi; mücadele et, pes etme,iz bırak! Hoşçakalın