Bu topraklardan bir Edibe Şahin geçti…
Hüzünlü. Hüzünlü olduğu kadar da gözlerine gülmeyi konduran bir kadındı…
Yaşadı…
Kumluca’nın suyunu içti, havasını soludu…
Antik bölgelerinde inzivaya çekildi. Not defteri olmasa da beynine yazdı onca yazıyı…
Onlarca deftere, yüzlerce kâğıda duygularını yazdı…
Bana da bu defterler: “Bellek kayıtları” olarak önüme düştü…
Emanetlerin bende sevgili Edibe…
Hani demiştin ya:
“Benim Sesim Su Yeşilidir” diye…
O su yeşili sesin yankılandı durdu yurdun dört bir yanında…
Geçtiğimiz yılın 17 Ocağında senin sesin sayesinde bir duygu yumağına dönüşen duygularımızın, su tadındaki akışını dinledik…
İnsanların içine içine işledi o samimi sesin…
Bu yazı 14 Ocak günü yayınlanacak…
Elbette hayat ile sırdaş olan arkadaşın Barış’ı da dile getireceğiz…
Aynı günün sırdaş kalemi ve sırdaş kaderi…
Bu konular dile getirilirken en samimi arkadaşlarının sesleri de yankılandı Kumluca Gençlik Merkezi’nde… Arkadaşın Kevork, bütün salonu ağlattı…
Figen kardeşin, Ümit arkadaşın, Şaziye Karlıklı, seni anlattılar o belgeselde…
Sonrasında geldi kitap:
EDEBİ HAYATLAR ATLASI-1
EDİBE’NİN BAVULU isimli kitap…
Ocak ayından sıyrılıp gelen bir ocak ayı… Günlerden ayın 14’dü…
Senin entübe edildiğin gün, Barış’ın ise yıldızlara göç ettiği gündür…
Senin yazdığın bütün konular dile getirildi… Sesinde yankılanan üç Halk Müziğinin tınıları da hüzün de verdi, “vay anasına be!” bile dedirtti…
Çok sevdiğin yazar Murathan Mungan yazmıştı:
“Ölülerimizin sadece hatıralarına değil hayallerine de sahip çıkmalıyız.” Bu cümle karşısında eriyorum…
Ne kadar da çok dokunmuş bana yazdıkların ve hayallerin…
O hayalin bir örneği olarak; sana da yakışan “KENDİNE AİT BİR ODA”DA ağırladık o gün… Yeşile nöbet tutan gözlerin o gün bir radar gibi yaladı geçti bizleri…
Bizler çok farkındaydık…
Sarı elbisen de, daktilon da, defterlerin de, sehpan da, şavölen de ve fokur fokur kaynayan çayın da oradaydı…
İnsanlık duruşun, kadına bakışın, doğaya selamın, eşitlikçi felsefen, kibirden ve kompleksden uzak nefesin de hazır ve nazırdı…
Kibirli tiplere savurduğun küfürler de selam durdu…
Şiirlerle, türkülerle andık seni…
İçinden onlarca deneme, onlarca öykü ve film de geçti…
Dert edindiğin her bir konunun derslerle karşılığı vardı…
Aldık…
Tarihin içinden, Kumluca- Antalya mecrasından yoğurduğun maceraya “İZ” koydun…
Bu topraklardan bir Edibe geçti…
Göğün aydınlık, yıldızların parlak, toprağın bereketli olsun…
Kumluca’dan bir Edibe Şahin geçti…