Bu başlık ne kadar doğru oldu bilmiyorum…
Hizmetin Efendisi ya da Efendinin Hizmeti de diyebilirdim…
Kardeşimin efendi duruşu ve hizmete odaklı bakış acısı ve her daim sorun çözücü yaklaşımı ve daima halkının yanında olmasıyla; hem Efendilik yakışıyor hem de Hizmet İnsanı vurgusu yakışıyor…
Bu bölgeye yerleşmeye karar verdiğim zamanların muhtarıydı ve ilk tanıdığım insanlardan biriydi Birol Atalay…
Hukukun üst noktalarından baktığı için de bir hukuk insanının yetişmesine de zemin hazırlamıştır… Onu, hep işinin başında ve celebi kimliğiyle tanıdık… Hoş, rahmetli babası da aynı biçimde yardımsever, gönlü geniş, sofrası bereketli ve hikmetli bir kişiydi… Babasını, çok yeni yıldızlara gönderdik… Evinin önüne kurulan sofralarda okunan dualarla doldu taştı… Demek ki, insan hikmeti ve çelebiliğiyle tanınınca da sofra da genişliyor, gönül gözüyle okunan dualar da yerine ulaşıyordu… Amcası Hüseyin Atalay da bir o kadar çalışkan ve dürüst kimliğiyle tanınır ve her daim sorun çözerek kadim bir davranışın etrafında dolaşır…
Şimdilerde Birol Atalay, Adrasan’ın hemen her noktasına koşuyor, Samimi bir karakterin ruh iklimiyle hizmetlerine sahicilik katıyor… Kendi doğup büyüdüğü yaşam merkezine hizmet yağdırıyor… Sorumluluk bilinciyle de Adrasan’ı temsil ediyor…
O da çok bilincinde Adasan’ın ne derece önemli olduğunu ve ne oranda da kıymetli bir turizm bölgesi olduğunu… Yıllar yılı kendisi de dolaylı turizmin içinde olan biri olarak da ‘Empati’ kurabiliyor…
Koylarında esen yelin de, denizin diplerindeki balığa da sorumluluk gözüyle bakıyor… Akşama doğru esen melteme de bir şükür duygusu geliştiriyor... Daim olarak koşan biridir. Çalışkan olmayı kendisine ait bir tevekkül gözüyle gördüğü için de hizmetini de dillendirmez… Mütevazı duruşu onun babasından kalma bir güzellemedir… Sofrasının genişliği de…
Adrasan ise bu dünyada sadece bir tane… Güneyin en ucuna yerleşen bir burundur… Gelidonya bir taraftan ses verir ki, taaa Ceneviz koyundan yankısı gelir… Dağlarında salınan kekik, bir teselli gibi gelir yalar misafirlerini…
Bazı insanların insanlık damarı; sakinlik, serinkanlı olmak ve çözüme odaklı olmakla sınanır… Sevgili Birol kardeşim de olmazı oldurmaya çalışırken hukuku terazisinden de hiç şaşmaz… Çocuklarla kurduğu, gençlerle olan arkadaşlığı, yaşlılara gösterdiği özen ve sorumluluk onun yaşam serüvenindeki olması gerekenleridir…
Önce Vatan Diyen, Sonrasına İnsanı Yeşerten bir bakış acısıyla da kendi sorumluluk alanlarına hikmet besler…
Bir keresinde: Önce Vatan- Önce İnsan işte Adrasan demişti…
Vesselam…