Kişi, kişilik sahibi ise kendi düşünceleri ile hareket eder, inandığını yapar, saçma sapan düşüncelere itibar etmez, kendini kaptırmaz, teslim olmaz. İnsanların kendi bencilliklerinden kurtulmasının yolu da kişilik sahibi olmaktır.
Özgürlük temel değerdir. Kişilikten nasibini almış olanlar özgürlüğünden asla vazgeçmezler. Onlar için özgürlük ekmek, su, hava gibidir. Ekmeksiz, susuz, havasız, yaşanmadığı gibi özgürlük olmadan da yaşanmaz.
Özgürlüğün olmadığı yerde hukuku, hukukun olmadığı yerde adaleti, adaletin olmadığı yerde ise ahlakı aramak boşunadır. Bir bakıma özgürlükten vazgeçmek onurlu yaşamaktan vazgeçmektir. Hukuk, adalet, özgürlük, ahlakın olmadığı yerler, huzursuzluk için müsait ortamlardır.
Yalnız kendilerini düşünenlerden soylu bir davranış ve insan olmaları beklenemez. Çıkar düşüncesi ile insaniyet bağdaşmaz. Çıkar düşüncesi insanlığın ikinci planda kalmasına neden olur.
Salgın öncesi aç kalan çocuklar vardı. Salgından sonra aç kalan çocukların sayısı daha da artacaktır. Aç kalan çocukların çığlığı duyulmalıdır.
Aç kalan çocukların çığlığı duyulduğu gibi oradan oraya sürüklenen insanların çaresizliği de görülmelidir. Bunların görülmesi insanların uykusunu kaçıracak, içilen bir kâse çorbanın boğazdan geçmesini zorlaştıracaktır.
Salgından sonra büyük yokluklar da yaşanacaktır. Yoksulluk içinde yaşayanlar görülmeli, umursanmalıdır. Bunların görülmemesi, umursanmaması, felaket olarak nitelendirilebilir. Ne kadar felaket ve sefalet yaşayan canlılara sahip çıkılırsa, sahip çıkanlar insanlıktan pay almış olacaktır.
İnsanların bilinç düzeyi yükseltilmelidir. Bilgiden, bilinçten uzak olmak karanlığa yakın olmaktır. Karanlığın cehaletle eşdeğer olduğu unutulmamalıdır.
Ötekileştirmek nefret dilinin kullanılması ile başlar. İnsanları ötekileştirerek birbirinden ayırmak hem ayıptır hem de kayıptır.
Ayıplar ve kayıplarla bir yere varılamaz. Ayıplar, kayıplar çıkmaz yollardır. Çıkmaz yollardan medet ummak tükenmişliği gösterir.
Tükenmişlik hayatı sıfırlamaktır. Hayatı sıfırlamanın yaşamda yeri yoktur. Bu durum ötekileştirme çabası gösterenlerin kulaklarına küpe olmalıdır.
Dağları delik deşik ettiler. Dağların gözyaşları umurlarında olmadı. Dağlar kahrından ağlıyordu. Gören olmadı. Para babaları insafsızdı. Gözleri doğanın güzelliğini görmeyi çoktan unutmuştu. Gördükleri tek renk paranın rengiydi.
Doğanın güzelliği bozulup çirkinlik yaratıldığında o çirkinlik beraberinde kötülük ve fesatlık getirecektir. Binlerce kötülük, on binlerce fesatlık demektir. Gönüller kirlensin diye fesatlıktan uzak durulmalıdır.
Doğanın güzelliğinin bozulması ile yaratılan çirkinlik kötülüğe, çirkinliğe, pisliğe, sefalete sebep olur. Kirlilik, kötülük, pislik,sefalet salgın için müsait bir ortamlardır. Salgın artarak devam edecektir.
İyiliğin, dostluğun, doğruluk ve dürüstlüğün çokça yaşandığı yerlerde ise salgın kaybolup gidecektir.
Doğaya, evrene haksızlık edilmiştir. İnsanların gerçek değeri yitirilmiştir. Hak yerini bulduğu, insanlar mutlu olduğunda sosyal dengeler düzelecektir. İnsanlar sağlıklı, güzel günler yaşamaya layıktır. Sağlıklı, güzel günler yaşamak hırsı kapılmış, gözü dönmüş insanlarla olmaz. Bir an önce insanlar kendilerini terbiye etmeli, hak yerini bulmalı, sonrasında ise insanlar mutlu olmalıdır. Sevgilerimle…
Cafer Gündoğdu
05399793529