Önceki yıllarda yazmış olduğum bir şiir şöyle başlıyordu:
Yalan var yalan Yalandan geçilmiyor Sürüsüne bereket yalanın Yalanla doğru seçilmiyor
Yalanlardan şikayetçiydim. Yalanlar araya girdiğinde insanların kandırılması da olacaktı. Söylenen yalanlar yetmiyormuş gibi yalanlarla birlikte dolan, dolanla beraber çalan da geldi. Niçin böyle oldu? Sosyolojik yönden araştırılmasını gerektiren bazı hallerin ortaya çıkması nedeniyle işte bu yüzden yalanlar, dolanlar ve fırsatını bulunca çalanların olmasından kaygılanmamak mümkün olmuyor.
Devlete ait imalat ve sanayi tesisleri yok pahasına satıldı. Bunların yenileri açılmadı. Devlete ait iş yerlerinin satılması, sonrasında ise satın alanlarca kapatılması işsizliğe yol açınca… Dört kişiden birinin işsiz olması hayra işaret değil, bir bakıma kara haber… İşsizliğin bu derece yoğun olmasından kaygılıyım.
Dağlarımız, yeşil alanlarımız, ormanlarımız tarumar edildi veya edilmekte. Nerede bir güzellik varsa oraya göz konuldu. Doğal varlıklarımız korunacağı yerde maden, mermer, taş ve kum ocaklarına ruhsat verilerek, doğamızın bozulması, yok olması için çaba gösterenlerin varlığından dolayı kaygılıyım.
Enflasyon aldı başını gidebildiği yere, gidebileceği kadar gitti. Hayat pahalılığı aynı şekilde yükselebildi kadar yükseldi, tavan yaptı. Kaygılıyım.
Gri pasaport almanın bedeli kişi başı 1500 Euro. Silah kaçakçılığı, uyuşturucu kaçakçılığı vardı. Bunlara bir de insan kaçakçılığı eklendi. Terör her geçen gün yaygınlaştı. Terörden ölenlere bir de salgından ölenlerin katılmasından kaygılıyım.
Kripto para borsasından vurgun yapıp kaçanlar çıktı. Türk lirasının değer yitirmesi, doların değer kazanması yurt dışına para çıkışına sebep oldu kaygılıyım.
Halbuki bu toprakların insanlarının kendine has özellikleri nerede kaldı? Bu topraklarda yaşayan insanları kendilerine has güzellikleriyle tanırız. Sözün kısası bu topraklarda yaşayan insanların ayrıcalıklı olduğu kabul edilir.
Bu topraklardan nasip almış olanlar hainlik nedir bilmezler, kötülük düşünmezler. Hinlik nereden gelir, hainlik nasıl oluşur? Sosyologlar bu konularda araştırma yaparak önerilerini ortaya koymalıdır. Bu durum kapitalist düzenin topluma yansımasıysa, düzenin pisliklerine karşı önlemler geliştirilmelidir.
Seni ve düşüncelerini bir başkasına karşı kışkırtan kim olursa olsun gönül adamı değildir. Gönlü hinliğe, hainliğe açık olan birisidir. Yobazlığa yatkındır. Gericilik ondan sorulur.
İnsanlarımızın ellerinden aydınlık günlerini alanlar, haklarını da çalanlar türemiştir. Bu türedilerin varlıklarından huzursuz olduğum için kaygılıyım.
Gençlerimiz tüm enerjisini, tüm olanaklarını ortaya koydukları belli bir dalda eğitim gördükleri halde, niteliklerine karşın işlerinin olmaması, çaresizlik yaşamalarından kaygılıyım.
Eğitimde pozitif bilimlerden ziyade eğitimin dine dayandırılması düşüncesinde olanların varlığı çıkar yol gibi gösteriliyor. Çıkar yolun akla ve bilime dayandırılması açısından gelişim çizgisinin kaçınılmaz olduğu yaşamın gerçeğidir. Yaşamın gerçeği dururken safsataya tamah edilmesinin kabul edilir bir yanı yoktur.
Sağlığın yaşamsal olduğu bilinir. Sağlık toplum açısından ne kadar önemliyse eğitim ve öğretim de toplum açısından önemlidir. Yüksek öğretim görmüş olanların varlığından rahatsız olan eğitimciler olduğu gibi, öğretmen maaşlarından yakınan Milli Eğitim Bakanları var. Bu türemelerin varlığından rahatsız olmamak mümkün değil. Onun için kaygılıyım.
Kör düşünce ve gerici zihniyet bu şekilde devam edecek olursa toplumun önü açılamaz. Bunun için kafalarda anlayış değişikliği yaratılmalı ve hayata geçirilmelidir. Ne kadar kaygılarım varsa duygularımın daha çok olduğunu biliyorum. Kaygılarım senin olsun , sende kalsın, duygularım bana yetecektir. Duyguların çok olması ve akıl öncelikli bir yaşam kaygıları yenecek, yeni bir gün doğacaktır.
SONSUZ SEVGİLERİMLE…
0539 979 35 29
Cafer GÜNDOĞDU