Devletin görevi insanlara yoksulluk ve sefalet yaşatmak değildir. İnsanca yaşama koşullarını yaratmaktır. İnsanları huzura kavuşturmak, insanların yaşam kalitesini yükseltmektir. Ülkemizde adaleti sağlamak, memleketimizin çıkarlarını en üst seviyede kollamak, insanların sorunlarını çözümleyip rahat bir yaşam kurmaktır.
Devlet insanlara karşı görevini yerine getirmede başarısız olursa insanlarda bazı memnuniyetsizlik görülebilecektir.
Koronavirüs sürecine bağlı olarak yoksulluk iyice artmıştır. Yoksulluk sefalet doğurur. Sefalet bazı olumsuzlukların yaşanmasına yol açar. Yoksulluk insanları ya şans oyunlarına, ya da kanunsuz işlere yönlendirebilecektir.
Yaşamın duraklarında nerede ne olduğunun, ne yapıldığının bilinmesi, olup bitenlere açıklık getirecektir. Açıklık insanlar arasında güven yaratır. Açıklığın olmaması şüpheye ve kuşkuya neden olur. Yaşamın her alanında açıklığın olması tercih edilmelidir. Bilhassa kamusal ihalelere de açıklık getirilmesi takdire şayan bir durumdur.
Başkalarını aldatarak gerçeklerin üstünü örtmeye çalışmak sanıldığı kadar kolay değildir. “Gerçekler çıplak gezmeyi sever”. Bir yolunu bulup zayıf bir noktadan ortaya çıkacaktır. Bunun için yaşamda gerçekler ağırlıklıdır.
Özel sektörde iş yapanlar devlet işletmelerinin zararına katılmak istemezler. Onlar sürekli olarak kâr amacına yönelik olarak çalışır. Devletin üst idareci kadrolarıyla müşterek çalışma düşüncesinde olurlar.
Devletin üst idareci kadroları bazı özel sektör sahiplerine olanak sağlamak peşinde olursa yozlaşma büyük boyut kazanmış olacaktır. Devletin üst idareci kadroları ile iş tutan özel sektör sahiplerinin müşterek hareket etmesi kamu kaynaklarının yanlış kullanılmasıdır. Devlet gücü kullanılarak yandaşlar zengin edilirse büyük bir çoğunluk yoksulluğun pençesine düşecektir.
Siyasi partiler arasında hoş olmayan didişmeler yaşanmaktadır. Didişmeler halk kesiminde bazı kopmalara sebep olacaktır. Onun için partiler arasındaki söylemlerde sakince iletişim kurulmalı, didişmeye açık bulunan kapılar bir an önce kapatılmalıdır.
Kabalıklar ve hoyratlıklar yaygınlaşırsa ilişkiler sağlık olmaktan çıkar. İlişkilerde kabalık ve hoyratlık yaratmaksızın normal yollar tercih edilmelidir.
Çirkinliklerin doğmasına sebep olan kim veya kimler varsa etkileri azaltılmalıdır(bazı yöntemler ortaya koyarak). Çirkinliklerin doğmasına olanak sağlayanları makbul kişiler olarak kabul etmek mümkün değildir. Kötülük düşünmek, bir başkasının kötülüğünü istemek ilkelliktir.
Sevgi yaşamsaldır. Sevgisiz yaşanmaz. İnsanlarımız havaya, suya, toprağa muhtaç oldukları gibi ilgi ye ve sevgiye muhtaçlıkları vardır. Bu aşamada insanlar olarak birbirimize kucak açmanın dışında başka bir şansımız yoktur.
“Birlikten kuvvet doğar” diye bir söz vardır. Birlik ve dirlik Anadolu toprağının mayasında vardır. Birlik ve dirliğin kuvvetlenmesi devletimizi güçlü kılacaktır. Devlet güçlü olunca zor koşulların üstesinden gelmekte sorun olmaktan çıkacaktır.
Yalanlara kucak açmadan, gerçeklerden kaçmadan, açık yüreklilikle konuşalım, sevginin diliyle engelleri aşalım.
SEVGİLERİMLE…
İletişim : 0539 979 35 29 Cafer GÜNDOĞDU