Sevgili okuyucularım bu hafta sizlere terapi odasında danışanlarıma çok sık sorduğum bir soru ile yazıma başlamak istiyorum.
‘‘Ne hissediyorsunuz?’’
Biraz gözlem yapınca toplumumuzun duygularını fark etmek ve ifade etme konusunda çok iyi olduğunu söyleyemem. Terapi odasında duygu-okur yazarlığı yapıyoruz. Beynimize yeniden düşünmeyi öğretiyoruz bu durum da terapi sürecinin uzun olmasını sağlıyor. ‘‘Ne hissediyorsun?’’ sorusu toplumumuzda cevaplaması çok zor bir sorudur. Bu soruya kişiler genellikle düşüncesini söyleyerek cevap verebiliyor. Çünkü duyguların açıklanması çocukluğunda ayıplanmış. Bir erkek çocuğuna ‘erkekler ağlamaz’ gibi söylemlerle bir erkeğin duygularını gizlemeyi bu toplum yüceltmektedir. Bu durum insanların duygularını bastırarak duygularından bir habersiz yaşamasına neden olabilmektedir.
‘‘Ne hissediyorsun?’’ sorusuna alacağımız cevap kişinin düşünceleri değil hissettiklerini soruyoruz. Aile dinamikleri ve kültürel yapı nedeniyle hislerimizi hep kapatıyoruz. Hep bastırıyoruz. Bastırdığımız tüm duygular ayıptır, günahtır diye diye başka bir yerden çıkıyor. Yapılan araştırmalarda Türkiye psikolojik kökenli fiziksel hastalıklarda (psikosomatik) dünyada ikinci sırada yer aldığı belirtilmiştir.
Sizlerin de ailenizde ve çevrenizde şahit olmuşsunuzdur. Örneğin anne babanızın fiziksel rahatsızlıklarında birçok tahlil, film sonucunun temiz çıkması sonucu doktorlar bir de psikiyatriye görünmesini önerir. Çünkü artık biliyoruz ki bastırdığımız tüm duygular vücudumuzda bir hasara neden olabilmektedir. Bunun en çok gözlemleneni mide rahatsızlıklarıdır. Şikayetleriniz; kabızlık, mide ağrıları, deri hastalıkları, migren, tansiyon, diyabet vb. tüm bedensel rahatsızlıkları sayabiliriz.
İnsanlar, bastırdıkları duyguların farkında olamamaları sonucunda hasta olabilmektedir.
Evet sevgili okuyucularım siz bu yazıyı okuyunca ne hissettiniz?
Peki siz duygularınızın farkında mısınız?
Gelin bu hafta duygularımız üzerine düşünelim.
Mutluluk anında; neşe, sevinç, rahatlama, keyif, haz, gurur, heyecan ve coşkunluk yaşıyor musunuz?
Üzüntü anında; keder, acı, umutsuzluk, yalnızlık ve değersizlik yaşıyor musunuz?
Korku anında; kaygı, endişe, sinirlilik, ürkeklik, dehşet ve panik yaşıyor musunuz?
Şaşkınlık anında; hayret, merak şok yaşıyor musunuz?
Öfke anında; öfke, hiddet, kızgınlık, gazap, sinirlilik, düşmanca hınç yaşıyor musunuz?
İlgi anında; merak, kabul, güven, şefkat, sevgi ve bağlılık yaşıyor musunuz?
İğrenme anında; tiksinme, hor görme, küçümseme, kibir, nefret, hoşlanmama yaşıyor musunuz?
Utanç anında; suçluluk, hayal kırıklığı, vicdan azabı, pişmanlık, üzüntü yaşıyor musunuz?
Gelin bu sorulara birlikte cevap verelim. Ne hissettiğimiz çok önemli, duygularımızın farkına varabilmek ve ifade edebilmek bizi birçok fiziksel ve psikolojik rahatsızlıklardan korunmaya yardımcı olacaktır.
Duygularınızın ve bedeninizin farkına varın…
Sorularınız ve Online Terapi randevularınız için Bircan Psikoloji 0546 939 95 50 iletişime geçebilirsiniz.
Sevgiyle kalın…
Klinik Psikolog Gülsüm Bircan