Merhaba sevgili okuyucularım haydi kadın olmanın zorluklarına devam edelim. Kadınların nelere sustuklarına nelere ses çıkarmaları gerektiğine bir bakalım. Artık devekuşu misali kafalarımızı kumdan çıkartıp ses çıkartmanın zamanı gelip de geçiyor ne dersiniz? Tabi ses çıkartıp eyleme geçmek önemli!
Sevgili aileler çocuklarınızı erkek kız diye ayırmayın. Siz erkek çocuğunu göklere çıkartırken her kadının ona kölelik yapmak için geldiğini düşünmesine ve davranmasına izin vermeyin. Erkek çocuğunun bir annenin de kadın olduğunun farkına varmasına izin verin.
Kız çocuklarınıza prenses gibi davranmayı bırakın ve çok güzeller çok naifler ama onların güzellik objelerinden başka bu dünya üzerinde çok daha işlevsellikleri var. Bir kadın bir erkeğin malı değil bunu öncelikle bir kabul edelim.
Peki size bir kız çocuğu olarak nelere ses çıkartmamanız gerektiğini söylediler?
Daha 10-13 yaşlarındayken amca dediğiniz kişilerin göğüslerine bakmaya başlamasına ses çıkartabildiniz mi?
Ses çıkartamadığınız için bedeniniz sizin yerine ses çıkartıp daha kambur bir bedene mi sahip oldunuz?
Bir otobüse bindiğinizde tek başına kalma korkusu yaşadınız mı?
Bu korku yüzünden kaç durak önce indiniz o otobüsten?
Ya o otobüste tacize uğrayıp öldürülen (Özgecan) kadınlar?
Peki o otobüsten inip evinize gelinceye kadar kaç tacize uğradınız? Sözle yapılan tacizlere şükredip evinize gelip kapıyı kapatıp ‘çok şükür’ dediniz? Şükrünüz ‘‘bugün de sözlü taciz ile kurtuldum ya dokunmak isteseydi ne yapardım’’ korkusu ile ses çıkartmayınca ne mi oluyor? Her sözlü taciz büyüyor yolunuzu kesip sizden bir makas almayla başlayan dokunma tacizleri başlıyor.
Sesinibu sefer kadın kimliğinizi saklamaya çalışarak göstermeye çalışıyor.Erkek gibi giyinip saçlarınızı kesip erkek görünümü ile var olmaya çalışıyor…
Ya peki bir de yanılıp şaşıp etek boyunuz kısa biraz gösterişli ise o yol bitmiyor. Aaa şimdi ‘o da kısa giymeseymiş’ değil mi ama? Kadın kendi giyimine bakmalı bir şort giydi diye bir erkeğe taciz edilemeyeceğine göre kadının da giysileri taciz için bahane olmamalı!
Peki kadın çarşaf giyince tacize tecavüze uğramayacak emin olun o çarşafın altındaki bedenleri hayal edip fantezi kuran insan çok! O yüzden önce zihniyetimizin değiştirilmesi gerekiyor.
Peki ya erkek kadın arkadaşlığı öyle bir şey yok diyen zihniyet; bir erkekle bir kadını bir mekanda görünce hemen aralarında flörtleşme ve cinsellik olduğunu mu düşünüyorsunuz?
Bir kadının erkek arkadaşı, bir erkeğin kadın arkadaşı olabilir öncelikle bunu bir kabul edip kadın erkek eşittir cinsellik düşüncesinden bir sıyrılalım olur mu?
Kadın bir erkeği kabul etmeyince de ona karşı sözlü ve davranışsal tacizlere ses çıkartamayabiliyor. İş uzamasın öfkesi geçince tacizi bırakır diye düşünüyor. Peki bırakıyor mu?
Metroda bir erkeğin bacaklarını açarak oturması, kadının dizlerin birbirine değmesin diye iki büklüm oturması…
‘‘Ya benimsin ya kara toprağın’’ söylemleri ile yüceltildiğini düşünülen aşk girdabının ölümle anılması; kaç kadın bu söylemlerle öldürüldü?
Kadın bedenini korumak için ses çıkartamazken, ruhu artık kimseye güvenmemesi gerektiğini kendini koruması için diğerlerinden daha güçlü olması gerektiğini düşündü. Bazı kadınlar sindirildi. Evlenip namuslarını korumaları gerektiğini söylediler. Erkek yapar elinin kiri dediler. Kadın baba evinden gelinliği ile çıktı kefeni ile girer dediler. Bir kadın erkek çocuk doğurmazsa kadınlığından şüphe edildi de bir erkeğin döllenme sırasında cinsiyeti belirlediğini sığ zihinler kabul edemedi.
Bunun yanında kız çocuklarını okutmayıp erkek çocuklarını okutan zihinler hep erkeği on adım önde görenler kadınlar günü olunca bin bir güzel sözle kadınlara iltifat ediyorlar. Şaşırıyor muyuz? Hayır!
Tüm kadını sindirip onları bu dünyada yok sayan zihinlere inat diyorum ki biz kadınlar olmazsak siz olamazdınız!
Dünya olarak artık silkelenip bilinçdışında kendini yok etmeye çalışan insanoğluna dur diyelim bunu da ses çıkartarak ve ses çıkartılmasına engel olmayarak bunun için gerekli mercilerin eyleme geçmesi ile sonuçlandıralım.
Sevgiyle Kalın…
Sorularınız ve online terapi için; 0546 939 9550
Klinik Psikolog Gülsüm Bircan