Hayat doğumla başlar. Çocuk doğar doğmaz kendini yaşamın içinde bulur. Günler, aylar geçecek çocuk önce emekleyecek, arkasından yürümeye başlayacaktır. Sonrasında ise koşmak, coşmak isteyecektir. Yaşamın ilk evreleri ve devreleri bunlardır.
Emeklemek yaşama alışmanın, yaşama tutunmanın, yaşama hazırlanmanın başlangıcıdır. Yaşamın yollarında ikinci adım yürümektir. Yürümek, büyümekle eşdeğer olarak kabul edilir. ‘’Bir yürüsem, bir büyüsem’’ diye can atılır. Yürüyünce emeklemekten kurtulmanın sevinci yaşanır.
Yürümek ayakta ve dengede durmaktır. Denge düşmeyi engeller. Sonrasında iş ayaklara kalır. Ayaklar çeker yükü, yürüyebildiğin kadar, yoruluncaya kadar yürü.
‘’Dağ başını duman almış, Gümüş dere durmaz akar, Güneş ufuktan şimdi doğar, yürüyelim arkadaşlar’’ diyerek yürümek yürümenin keyfini çıkarmaktır.
Yürüdüm büyüdüm kişiliğimi buldum, adam oldum diyebilmek için çok günler, aylar ve yılların geçmesi beklenir. Çocuk olmak, çocukluğu yaşamak zordur. Çocuk hayata yabancıdır. Algıları zayıftır. Dokunacak sertliği, yumuşaklığı tanıyacak, sıcaklığı duyacak, ortama uyacak, bende varım deyip sahneye çıkacaktır.
Çevresinde olup bitenleri anlamak kavramak çocuk için kolay olmayacaktır. O, adı üstünde çocuktur. Taze çiçektir. Zamanla yeşerecek, yeşillenecek, çiçek açacaktır. Sonrasında okula gidecek, okumayı, yazmayı öğrenecek, kendini tanıyacaktır. Sevgiyi ve sevmeyi öğrenecek, ayrım yapmadan tüm canlıları sevmek isteyecektir. Yaşamı tanıyacak hayatı bütün yönleri ile anlamaya çalışacaktır. Doğruyu yanlışı, savaşla barışı, kendisi ile yarışı öğrenecek, yaşamında uygulayacaktır.
Güven duymayı, güvencenin ve güvenli yaşamın insan için ne kadar kıymetli olduğunu anlayacak bilinci bulacak, kendine göre yeni bir yaşam kuracaktır. Bilinç ve kişilik kazanmasıyla kendisini tanıyacak, insanın diğer varlıklardan üstün olduğunu görecek, böyle olmakla beraber en büyük kötülüğün yine insandan geldiğini bilerek kendine göre yeni bir yol tutacaktır.
Dostluğu, arkadaşlığı, dayanışmayı, insanlarla kaynaşmanın erdem olduğunu kabulle, yaşamın bir bütün olduğunu anlayacaktır.
Üretimin insanların yaşamı açısından ne kadar önemli olduğunu görüp algılayacak bölüşümün adil olması için inancını ve insanlığını ortaya koyacaktır. Olayları ve çevreyi aydınlatmakla kalmayıp, evreninde aydınlatılması konusunda elinden bir şey geliyorsa kaçınmayıp yapacaktır.
Yaşamın sürdürülmesinde engeller ve zorluklarda bulunmaktadır. Bunların üstesinden gelindiği gibi bir başkasına kol, kanat germenin güzelliği de yaşanmak istenecektir.
Düşünce ve inançlar hoşgörü ortamında eriyip giderler. Düşmanca hisler olmaz ve yaşanmazsa düşünce ve inanç farklılığı ayrım yaratmaz. Bağnazlık insanları dar kalıba sokar. Yaşam iyice daralır, akıl körelir. Bağnazlık körlüktür, akıl karı değildir. Uzak durulmalıdır.
İnsan özündeki özveriyi kaybederse merhametini de yitirir. Merhametin olmadığı yerde yaşamak insana huzur getirmez.
Oysa yaşamak şair’in dediği gibi ‘’ bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine’’ böyle yaşamak, böyle olmak güzeldir. Güzel, güneşli ve zor günler yaşamın evreleri ve devreleridir. Güzel ve güneşli günlerde birlikte olma dileklerimle, sevgilerimle…
YAŞAMDA EVRELER, ZORLU DEVRELER
Cafer Gündoğdu
Bu içeriğe tepkiniz
Yorumlar