Çankaya Belediyesi’nin çıkarmış olduğu Dijital Kadın bülteninde Zülfü Dicleli imzalı “Evde, İşte, Ülke Yönetiminde Eşitlik” yazısında Megan RAPİNOE’den bir alıntı yapmıştır. Alıntıda ileri sürülen düşünceler şunlardır;

“Daha iyi olmak zorundayız. Daha çok sevmeli, daha az nefret etmeliyiz. Daha çok dinlemeli, daha az konuşmalıyız. Bunun her bireyin sorumluluğu olduğunu bilmeliyiz,”

“Dünyayı daha iyi hale getirmek hepimizin görevi. Ailenizin, en yakın arkadaşlarınızın… Her birimizin görevi. Birlik olmak zorundayız. Yapabildiğinizin en iyisini yapın”

Bu sözlerin sahibi düşünce adamı, araştırma görevlisi, profesör, filozof olmayıp Amerikan kadın futbol takımının kaptanıdır. Bu sözler, dünya insanları için çağrı niteliğindedir. İnancım odur ki, insanlar bu düşünceler doğrultusunda kendilerine ne gibi görev düşüyorsa yerine getirmelidir.

Doğa insanlar için hem bağışlanmış, hem de bahşedilmiş bir nimettir. Kendine göre bir güzelliğinden başka bin güzelliği vardır. Onun için insanlar doğayı kendi güzelliğine uyun olarak kullanmalıdır.

Doğayı ve doğal kaynakları yağmalamak isteyenlere fırsat verilmemelidir. Bu düşüncede olanlara şüpheli bakılmalı, tarihi eser kaçırmakla eş değer tutulmalıdır. Hele doğal kaynakların yabancı şirketlere peşkeş çekilmesi nereden gelirse, kim olursa olsun lanetle anılmalı, lanetle tepki verilmelidir.

Birlik, dirlik ve güzellikler insan yaşamının zenginlikleridir. Bunların olduğu yerde insanlar mutlu olur, huzur bulur.
Ayrıca herkese iş, herkese aş, güzel bir çevre, yaşamın her alanında barış, hak, hukuk, adalet konularında hassasiyet, bunlara ilaveten acıların, sevinçlerin, paylaşılmasıyla bütüncül bir yaşam kurulabilmelidir.

İşte bunlar bağrışmalar, kükremeler, haykırmalar yaratarak, şarlatanlık, hödüklük yaparak, didişmelerle olmaz. Bunlar önlenmelidir. Bunların önlenmesi için, insanlar, bilhassa siyasetçiler ve yönetimden sorumlu olanlar tüm kişiliklerini ortaya koyabilmelidir.

Siyaset insanlara hizmet etme sanatı olduğu için yan çizenler, çıkar peşinde koşanlar, siyasetin dışında kalmalıdır. Kafaları dar ve sınırlı olanların da siyasetin içinde kalmamaları gerekir. Kafa dar ve sınırlı olunca bu darlık her alanda kendini gösterecektir. Böyle bir darlık kısır döngüyü yaşamaktır. Kısır döngüyü yaşamaksa çemberi kıramamak, sorunlara çözüm getirememek, bulunduğu yerde saymak anlamını taşır.

Bunun faturası ağır olur. Bugünlerde böyle bir kısır döngü yaşanıyorsa dar kafalılığın ve sınır çizgisinin kısa oluşunun bunda payı vardır.

Özgür bir ülkede insanca yaşamak isteniyorsa, çağdaş ve demokratik bir ortam yaratılmalıdır.

Bu düşünceler yaşamda niçin yer bulmasın? Veya nasıl olur? Atatürk çizgisinde idealist insanlar olmalıdır. Kendini gören, kendini bilen, vizyon sahibi, politik görüş ve düşünceleri olan insanların, siyasetçilerin, yöneticilerin varlığı bu soruları çözmeye yetecektir. Bu kadronun düşünceleri Atatürk’ün şu düşüncelerini doğrular nitelikte olmalıdır.

“Büyük işler önemli atılımlar ancak birlikte çalışma ile elde edilebilir. Kendiniz için değil, ulusunuz için el birliği ile çalışınız” Bu taktirde “Vatan mutlaka selamet bulacak, millet mutlaka mesut olacaktır” Milletin saadetini ve selametini kendi saadet ve selametinden üstün tutan vatan evlatları çoktur.”Kendini gören, ne yaptığını bilen yöneticilerle, siyasiler bulunabilirse yaşamın çehresi değişecektir. Sosyal, ekonomik yaşamla birlikte refah ve insanlıkta gelişecektir.

Ülkeye barış ve huzur gelince gülmeyi unutan büyük çoğunluk gülüşecektir. Kendini gören, ne yaptığını bilen yönetim kademesinde bulunanlar çoğaldıkça Anadolu insanı özüne dönecek, güzel olacak, sofrasındaki ekmeği bölüşecektir.
Yumuşak, tatlı bir aydınlık insanlarımızın yaşamak istediği ortamdır. Böyle bir ortam yakın çevreyi kontrol altında bulundurmak, geniş bir çerçeve içinde söz sahibi olmaktır.
Nefret makamında şarkılar söyleyerek, birbirimizin canını sıkarak bir yerlere varamayız. Söz sahibi olabilmenin yolları kısır çekişmelerden uzak durmaktır.

Birlikte olup, birlikte güzellikleri yaşayarak, yarınları birlikte kurabilirsek tüm engelleri de aşmış oluruz. İstediğimiz, aradığımız huzuru bulmak, mutlu olmaktır.

Huzur nerede ise ordadır cennet, cenneti yaşamak, aklımızı, tutarlı söylemleri ve bu söyleme uyan eylemleri ileri düzeyde devreye sokmakla olacaktır. Bu yaşam tarzında safsataya yer yoktur. SEVGİLERİMLE…

Tel: 0539 979 35 29
Cafer GÜNDOĞDU