Ayşe Sucu ‘’Susturmak Hakikati Örtmektir’’ yazısında ‘’insan özgür ve sorumlu bir varlıktır.’’ diyor. Bu cümleyi tekrar tekrar yazmakta, konuşmakta, söylemekte yarar var. ‘’İnsan özgür ve sorumlu bir varlıktır.’’
Susmaya değil konuşmaya kapı aralanmalıdır. Susarak bir yere varılamaz. Susarak hiçbir sorunu çözmek olası değildir.
Düşüncelerimizi dile getirmek sorumluluk anlayışımızın devamıdır. Düşüncelerimizin bir temeli olmalı, düşüncelerimiz bir temele dayanmalıdır. Başka bir ifade ile düşünce anlam ifade ediyorsa düşüncedir.
Düşüncelerimiz belli bir temele dayanmıyorsa boş sözlerdir. Boş sözler safsata veya demmogojiye yakındır. Safsatadan düşünce çıkmaz. Safsatadan bir başkasını avutmak, oyalamak ve kandırmak çıkar.
Düşüncelerimiz önce kendimizi bağlamalıdır. Söz ve eylemleri farklı olan insanlardan beklenen alınamaz.
Herkesin kendine göre doğruları vardır. Herkes kendi doğrularında diretir, bir başkasına kabul ettirmeye kalkarsa problem yaşanır, çatışma doğar. Ayrıca doğruda değildir.
Özgürlükler bir başkasının özgürlüğü ile sınırlıdır. Bir başkasının özgürlüğünün bittiği yerde bir diğerinin özgürlüğü başlar. Fakat insan onurunu rencide eden bir özgürlükten söz edilemez.
Özgürlüğün bilincinde olmak ve özgürlüğü yaşamak var oluşumuzla eş değerdir. Ayşe Sucu’nun aynı yazısında dediği gibi ‘’özgürlüğün olmadığı yerde ahlak tartışmaları havada kalır. Başkalarının iradesi altında hayat sürdüren bir insanın tercihi, kararı, planı olması’’ söz konusu değildir.
Demokrasinin gerçek anlamıyla yaşandığı toplumlarda bir başkasının haklarına saygı gösterilmesi esastır.
Bu cümleden olarak şikâyet edilerek rahatlama yoluna gidilmemelidir. Şikâyet konusu en akıcı şekilde ortaya konularak değerlendirilmeli ve çözümlenmesi için çalışılmalıdır. Kandırılma, aldatılma varsa görülme, bilgiler, duygular, düşünceler paylaşılmalıdır. Gerçek ne ise bir şekilde anlaşılmalıdır.
Bilgiler, duygular ve düşüncelerin bir başkasıyla paylaşılması karşı tarafı benimsemek, önemsemektir. Ayrıca bir başkasını benimsemek, önemsemek insanca bir davranıştır.
Görülmeyeni görülür kılmak, bilinmeyeni bilinir kılmak, fark edilmeyeni fark edilir hale getirmektir önemli olan. Görülmeyeni görülür, bilinmeyeni bilinir kılmak, fark edilmeyeni fark edilir hale getirmek için insanlar birbirlerini dinlemeli, düşünceye kıymet verilmelidir. Tutarlı bir davranış için söz ve eylem birliğine gereksinim vardır.
Sivil toplum veya demokratik kitle örgütlerinin gayretli ve bilinçli çalışmalarıyla sorunların veya olayların aydınlatılması çok daha kolay olacaktır. Bu noktada insanlara ve sivil toplum örgütlerine görev ve sorumluluk düşmektedir.
Temel insan hakları, özgürlükler ve demokrasi yoksa yaşamında tadı yoktur. Hak, hukuk ve adalet özgür yaşamı beraberinde getirecektir. Yaşamak için gıda, hava ve su bir zorunluluk olduğu kadar özgür yaşamda bir zorunluluktur.
Yaşam bir akıştır. Duydular, düşünceler ise hayata bakıştır. Zaman ve yaşam işlenildiğinde ruhu okşayan bir nakıştır.
Dirlik, birlik içinde, huzurlu ve mutlu günler yaşamak özlemlerimle…
Cafer GÜNDOĞDU 0539 979 35 29