Bilinen tarihin en önemli seçimine yaklaşırken, İslam Dünyası da, ABD'de, Avrupa'da, Türkiye'de yapılacak seçimleri dört gözle bekliyor.
Yaşarken tanık olduğumuz olaylar karşısında, her ota, .oka konuşanlar sessiz kalıyorsa, vebal boyunlarına olsun.
Her on yılda bir, darbeyle yada bir şekilde ülkenin ilerlemesine engel olanlar, hiç bu kadar iktidardan uzak kalmamışlardı. PKK'nın Meclisteki uzantısı ile masaya oturmaktan keyif alanlar, Türkiye'nin güvenliğini ve bekasını pazarlık konusu yapanlar, yıpranmanın zirvesindeki adayla yola çıkanlar, geçmişini (tarihini) unutan değersiz biri olmaktan kaçamayacaklardır.
Masanın muhtevası ve kişiler değişmemesine rağmen, 'masanın başını CHP ve HDP çekiyor, kumar masası, noter' diyerek, terkedilen masaya kendi tebasının aşırı tepkisini nötrlemek adına, Belediye Başkanlarının olması imkansız Cumhurbaşkanı Yardımcılığı yalanıyla geri döndüğünü görenler, bunlarla maceraya girmenin anlamsızlığının farkına varanlar, teker teker yada toplu olarak uzaklaşma yarışına girdiler.
Aslında Millet ittifakı Tarafında, kaybedilmiş bir seçim inancı var. Yön değiştirme mekanizmasını kullanma yolunda, masaya dönüşü ve istifaları perdelemek adına, Meclis kürsüsünde boş mermi kovanlarını sağa sola saçmak, nasıl bir psikolojidir diye düşünmemek mümkün değil. İttifak eylediği partinin, kırk bin kişinin katili bir örgütün temsilcisiyle beraber olmasını görememek yada görmezden gelmek ne kadar da acı. Ne kadar örtmeye çalışsanızda, kel göründü.
Avuç avuç saçılan mermi kovanlarını nereden aldınız diye sormak, kendi cenahları tarafından sorgulanması gereken bir sonuçtu oysa. 15 Temmuz'da Meclisin bombalanmasıyla, Mecliste boş mermi kovanı saçmak, milleti galeyana getirmeye çalışmak, tahrik etmek ne demektir. Parti Genel Başkanının mermi ile ne işi olur.
Şecaat arzederken, sirkatin söylemek olayı ile karşı karşıyayız. Kimi, neye tehdit ediyorsunuz belli değil. 6'lı masada atılan siyasi dayağın hıncını, yön değiştirerek milletten mi alıyorsunuz. Toplumsal barışa aykırı yaşananlara, koca koca insanların alkış tutması ayrı bir psikolojik irdelemeye gereksinim duyuruyor. Şiddetle ancak teröristlerin işi olur. Seçmenlere neyi vaadediyorsunuz. İktidar olursanız avuç avuç kovan mı saçacaksınız. Teröritlerin temsilcileriyle ittifak yapanlar, Selahattin Demirtaş'ın 2018'deki seçim bildirgesinin, Millet İttifakının seçim bildirgesinin içinde olduğunun da farkında mıdır acaba.
Kime oy vereceğini, sebze fiyatlarına bakarak belirleyenlere tavsiyemiz, seçimlerden sonra soğan satışlarına başlayarak, fiyat istikrarına katkıda bulunmalarıdır. Bu sayede, aslında birer vatanperver olduklarını, kendilerince anlatmış olabilirler.