İnsanlar arasına nifak sokmak en büyük günahlardan birisidir. İnsanlar arasına nifak sokmak çatışmalara, didişmelere yol açar. İnsanlar arasına nifak sokmak çatışmaları, didişmeleri de beraberinde getirir.
Didişmelerin sonu yoktur. Didişmelerden bıktık, usandık. Didişerek yaşamını sürdürme temayülünde olanlar varsa, bu kişilerden birisi olmamaya özen gösterilmelidir. Didişmekten bir şey çıkmaz. Didişmelerden insanlık yara alır. Didişme uğruna insanlığı yaralamaya kimsenin hakkı yoktur.
Yüksek düzeyde bir didişme örneği Süleyman Soylu ile Ekrem İmamoğlu arasında yaşanmaktadır. Ekrem İmamoğlu Strasburg’da bir konuşmasında, demokrasilerde olmaması gereken bir uygulamadan söz ediyor. Sözü edilen uygulama nedir? Seçilmiş bulunan Belediye Başkanlarının görevden alınıp yerlerine Kayyum (Onun yerine görev yapacak birisi) atanmasıdır.
Seçilmiş olan kişi veya kişilerin bir suçu varsa suç ortaya konulur, kişi yargılanır, yargılama sonucu seçilmiş olan kişinin almış olduğu cezaya bakılır. Almış olduğu ceza görevini yapmasına mani teşkil edecekse o takdirde kayyum uygulaması yapılabilecektir. “Vay senin gözün kara, ben kara gözlü kişileri sevmiyorum, onun için bu görevde kalamazsın” diyerek görevden almalar olmaz, daha doğrusu görevden almalar yapılmamalıdır.
Görevden alınan kişilerin görevden alınmasını gerektiren halleri yoksa yapılan uygulama keyfi bir uygulama olacaktır. Demokratik ülkelerde keyfi uygulamalara yer yoktur. Keyfi uygulamalar yapılacak olursa mideler bulanacak karşı çıkmalar olacak, eleştiriler yapılacaktır. Göz göre göre yanlış yapan birilerine, yanlış yaptıklarını söylemek herkesin hakkıdır.
Ekrem İmamoğlu Strasburg’da Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Kongresi genel kurulunda belediyelere kayyum atamaları konusunda “Seçimle gelenin, seçimle gitmediği yerde ne demokrasi olur, ne de hukukun üstünlüğü kalır” demiştir.
İmamoğlu’nun bu sözlerine karşılık Süleyman Soylu bakın ne diyor; “Terörist olmaktan ceza alanları görevden aldığımızda Avrupa’ya giderek Türkiye’yi şikayet eden ahmağa söylüyorum” Bu sözlerinin bedelini millet sana ödetecek, milletin sana verdiği emeğe yazıklar olsun.
Bu sözlere karşın Ekrem İmamoğlu’na ne düşündüğü soruluyor? Yanıt “ben kendini Devlet adamlığı yapmaya davet ediyorum” Gerçi daha önce ki davetlerimden bir şey çıkmadı, ama olsun. Araştırmadan, lafını bilmeden yapılan suçlamaları kabul etmiyorum” haddini bilen bir tavrı olmadığı için Allah’a havale ediyorum. Ben lafa bakarım laf mı diye, bir de söyleyene bakarım adam mı diye?” olmuştur.
Etkili ve yetkili insanların görevi insanların arasını açmak olmamalıdır. Aksine insanların arasında sıcak, olumlu, ılımlı bir hava yaratmak, problem varsa çözmek, sorunları gidermektir.
İnsanların yaralarına çare olmak insanları sıkıntıdan kurtarmak için çalışmaktır. Çare olamayacaksanız yaramıza, boş boş konuşup, didişmelere ortam hazırlayıp, insanların asabını bozmak, zamanlarını çalmaya hakkınız yoktur.
Göz boyama, insanları oyalama devri çoktan bitmiştir. Gözü açılan insanların kül yutmadığı, kanma ve kandırılma günlerinin geride kaldığı artık bilinmelidir.
Yetişkin, yaşlı-başlı insanların çocuklar gibi birbirlerine küserek yaşamlarını konuşmadan devam ettirmeleri ilkelliktir. Ayrıca didişme ortamları yaratarak, bu didişme ortamlarının kendisine getiri sağlayabileceğini beklemekte ilkelliktir.
Teknolojik gelişmelerin insanları çekip çevirdiği, sarıp sarmaladığı günleri yaşıyoruz. Böyle bir çağı yaşarken, benzer ilkel davranışların görülmesi insanın ve insanların onurlarıyla bağdaşmıyor.
Hiç kimse ne Tanrı, ne de Tanrı’nın oğludur. Kendisini dev aynasında görenler insan olduklarını bilmeli, anlamalı ve görmelidir.
İnsanlar başkalarını da kendisi gibi düşünmeli, insanların iyiliği için çalışıp, çaba göstermelidir. İnsanları korumak ve kollamak adına ortaya bir çalışma koymak önemlidir. Vampirler gibi insanların kanlarıyla geçinmeye çalışmak insanlara yapılacak en büyük hainliktir.
Hani denilir ya “ne ezilen ne ezen insanca Hakça bir düzen” Gönüllerimiz bunu istemektedir. Nifak sokmayın aramıza, çare olun yaramıza. Beklentimiz bunlardır. SEVGİLERİMLE
Tel: 0539 979 35 29
Cafer GÜNDOĞDU