Yine insanlık vicdanını sızlatan bir olayla çalkalandı güzel ülkem. Yeni bir taciz, istismar… En kötüsü de eşşek kadar bir adamın, sakalına ve cübbesine yüklediği tarikat şeyhi süsüyle on iki yaşındaki bir çocuğa yaptığı iğrenç istismar…

Bu ilk değil. Görünüyor ki son da olmayacak. Üzüntümüz ve öfkemiz şunadır: Artık bu şarlatanlara, istismarcılara; din adına hem toplum ahlakına hem dinin kutsallarına zarar veren bu ahlaksızlara inanmaktan neden vaz geçilmez?

Bu olaya sakın “münferit bir olay” demeye kalkmasın kimse. Dünden bu güne benzer olayları sıralamaya kalkarsak dilimizde biten tüyler Rapunzel’in saçına döner.

Ortaya çıkan ses kaydındaki ayrıntılara bakın. Haa, buna montaj, duplaj falan diyecekler olabilir. Sözüm onlara değil. Onlar tercihleriyle yaşamaya devam edebilirler. Ancak kendi “şeylerini” korumalarını öneririm.

Adam adına “Nurullah” eklemiş. Nursuz herif! Kendini “mehdi” ilan etmiş. Nursuza bakın…

Diyor ki: “Annesi rüya gördüğünü, kızının mehdinin eşi olacağını söyledi.” Kendisini mehdi sanıyor ya, rüyayı boşa çıkarmak istememişmiş. Yani suç annedeymiş. Şerefsizliğe bakın…

Aslında rüyaya inanmazmış da, şeytana uymuşmuş. Yani suç şeytandaymış. Şeytana bakın…

Allah kendisini bu kızcağızla sınamış; nefsine uymuş, sınavı geçememişmiş. Yani suç “haşa” sınavdaymış. Allahsıza bakın…

İsterlerse bu işi kapatmak için nikahına alacakmış ama kızın yaşı küçükmüş. Sanki on iki yaşındaki kızcağızın yaşının küçük olduğunu sonradan fark etmiş. Yani suç yaşından dolayı nikah yaptırmayan yasalardaymış. Pedofile bakın…

Olay pandemi dolayısıyla onların orada kalmak zorunda olmasındanmış. Yani suç pandemideymiş. Covit olasıcaya bakın…

Zaten fazla ileriye gitmemişmiş. Kızlığına zarar vermemişmiş. İsterlerse para verip bu olayı kapatacakmış. Para onların şeysi olsunmuş. Karaktersize bakın…

İntihar etmeyi düşünmüşmüş. Hala edememiş. Memleketi terk etmeyi düşünmüşmüş. Pandemiden dolayı uçak olmayınca gidememişmiş. Kaçabilse kurtulacak. Ahlaksıza bakın…

İçine ateş düşmüş, yanıyormuş. Ailenin ocağına düşmüşmüş. Cehennem ateşine düşesice…

Şimdi bu olay duyulursa; Oda Tv, Sözcü gazetesi gibi dinsiz(!) basın bu konuyu işlermiş. Tarikata ve dine zarar verirmiş. Allahtan korkmayıp basına düşmekten korkan edepsize bakın…

En kötüsü ne biliyor musunuz sevgili dostlarım?

Bütün bu konuşmaları sukunet içinde dinleyen ve defalarca “ellerinden öperim” diyen baba…

Sakın hiç kimse münferit bir olay demesin. Falcıları, cincileri, muskacıları, lokmacıları, cukkacıları da biliyor bu toplum.

Bilmeyenlere Allah akıl, fikir versin…

Bu haltları yiyenler sadece bunlar mı? Elbette değil. Onları da lanetliyoruz.

Ancak kutsallarımız üzerinden kullanılmalara ses çıkartılmıyorsa, Yezit’in komşuluğuna razı olunsun.

Neresinden tutarsanız, orasından bakın…

Şaban BALTACIOĞLU