Sevgili Torunum,
Bu satırları yazarken henüz tanışmadık, hatta tanışma fırsatımız hiç olmayabilir. Bir gün bu mektubu okurken belki şaşıracaksın, belki de yüzünde bir tebessüm belirecek. Büyük ihtimalle, tıpkı herkes gibi, sorularına cevap bulmaya çalıştığın bir dönemde olacaksın. İşte tam da burada sana birkaç şey söylemek isterim.
İnsan çok erken yaştan itibaren sorular sormaya ve sorgulamaya başlar. Bu, hayatta anlam arayışının ilk adımıdır. O sorulara bazen yanıtlar buluruz, bazen bulamayız; bazen de bulduğumuzu sanırız. Bir çoğumuz doğru cevaplar peşinde koşarız. Oysa ki, önemli olan, doğru soruları sorabilmektir.
Anlam arayışı çetrefilli bir yolculuktur ve insanlık tarihi boyunca hep devam etmiştir. Bu süreçte insan dener, yanılır, öğrenir; bazen ümitsizliğe kapılır, bazen heyecanlanır, sinirlenir… Bu duygu anları, üzücü ya da sinir bozucu olsa bile, insana yaşadığını hissettirir. Hayat güzeldir. Sen de bu yolculuğa çıktıysan ve bu duyguları yaşıyorsan, tebrik ederim! Hayatın hakkını veriyorsun demek ki…
Bu yolculukta umutsuzluğa kapılmamak ve çalışkan olmak gerekir. Güvenlik duygusu bir yanılsamadır. Doğru hayat için konfor alanından çıkıp risk almak gerekir. Bu kendini daha iyi tanımanı, dirayetli olmanı ve kendini gerçekleştirmeni sağlar. Belki de en önemlisi, bu süreç insanı özgürleştirir…
Hayatı anlamak için kendini tanımak kadar önemli olan başka bir şey de diğerlerini anlamak ve sağlıklı ilişkiler kurmaktır. Bazen kendi iç dünyandan sıyrılıp, hayata başkalarının gözüyle bakmak gerekir. Başkalarının duygularını ve hislerini anlamak insan olmanın en önemli parçalarından biridir. Empati kurmak, sadece kendine değil, topluma karşı da bir sorumluluktur.
Canım Torunum,
Bu satırları okurken, belki de kendi değerlerini, önceliklerini ve ahlaki pusulanı sorguluyor olacaksın. Bil ki, insanıın içinde doğduğu aile, çevre, toplum ve çağ insana sürekli bir şeyler dayatır. Bu dayatılan kalıplar bir süre sonra dar gelip rahatsız etmeye başlar. İşte o an, kendini bulmaya başlamışsın demektir.
Herkesin yolculuğu farklıdır ve nelerle karşılaşacağı bilinmez. Belki bir mezarlık ziyaretinde sorumluluk, vicdan ve vefanın ne olduğunu anlayacak; toplumun değer yargılarının nasıl değiştiğine tanık olacaksın. Yarım kalmış bir mektup sana önceliklerini gözden geçirmeni sağlayacak. Plajda başkalarının attığı çöpleri toplayan bir kadın, sana ahlak ve etik üzerine derin bir bilgelik sunacak.
İoanna Kuçuradi “Anlam: Değer, ahlak ve öncelik sıralamasının kavuştuğu yerde başlar ve herkes için farklıdır” der. Sen de kendi yolculuğuna devam et ve unutma: Bu satırların yazarı ve okuru belki hiç tanışmayacak; yine de aralarında kurdukları anlam köprüsü, onları birbirine bağlayan en güçlü unsurdur.