Bu sözü anlamlı bulurum. Hoşuma gider. Yalnız bir veya bir kaç kişiye değil, çok kişiye söylemek isterim. Güneşim ol aydınlat, önümü göreyim. Güneşim ol ışıt beni, kendimi bulayım, korunayım. Güneşim ol hayat bulayım.
Yakma canımı, moralimi bozma, yaşamı sürdürebilmem için kolaylık sağla. Elimden tutabilirsen tut. Samimiyetinle birazda gönülden tut. Yaşamın tadı bir başka olsun, yaşam daha güzel olsun.
Çok eski yıllarda Sinop’ta Romen Diyojen isiminde bir bilge insan yaşarmış. Romen Diyojen’i gündüz vakti sokakta bir fenerle dolaşırken görmüşler. Merak edip görenlerden birisi sormuş, “Hayrola gündüz vakti böyle fenerle ne arıyorsun?” Romen Diyojen, “İnsan arıyorum” diye yanıt vermiş. Bu bilge kişiye insan arıyorum dedirten sebep neydi acaba?
İnsanlar arasında yalan, dolan çok mu yaşanıyordu? Çürüme, kirlenme hat safhaya mı gelmişti? Dedikodu yapıp, bir başkasına çamur atanların sayısı oldukça fazla mıydı? Kalleşlik moda haline mi getirilmişti?
Bir başkasına tepeden bakma, aşağılama, ötekileştirme alışkanlıklarımı yaşanıyordu? Keşke Romen Diyojen aradığı insanı bulmuş olsa ve o insanlarla bütünleşebilseydi…
Romen Diyojen bir sonbahar günü bir yamaca oturmuş denizi seyretmektedir. Daha soğuklar başlamamıştır. Denizden karaya doğru serin ve tatlı bir rüzgar esmektedir. Akşam gördüğü rüyanın etkisi altında epey dalgınlık içindedir. Romen Diyojen’in bu hali oradan geçen birisinin dikkatini çeker, “Bu ne haldir, denizde gemilerin mi battı, ne düşünüyor, ne istersin” deyince Romen diyojen yine bilgece yanıt verir, “Gölge etme başka ihsan istemiyorum.” Kötülüğün dokunmasın yeter ki anlamında..
Gerçekten kimsenin kimseye kötülüğü dokunmasın. Hele bilerek ve isteyerek bir başkasına hainlik düşünmek kimsenin aklından geçmesin. Bu duygulardan kurtulabilirsek insan olur, insanlığımızı buluruz.
Bir büyüğüm “İyilikte yarış halinde olmalıyız” derdi. İyilik yarışında olur, hergün bir iyilik yapabilirsek kardayız. Yoksa zarardayız. İyilik yapıp denize atıldığında balıklar bunun kıymetini bilecektir.
Devletin başlıca görevi eğitimdir, öğretimdir, sağlıktır. Çalışma barışını sağlamak, işsizliği önlemek, insanların huzur ve güven içinde yaşamasını sağlamaktır.
Çalışmak isteyen iş bulamıyorsa, üreticinin ürettiği tarlada kalıyorsa, insanlar kaygılı ve kuşkulu ise, insanlar üzerinde baskı uygulanıyor, korku yaratılıyorsa orada işlerin iyi ve yerinde gitmediğinin işaretleri yaşanıyor demektir.
Lütfen insanlar birbirlerine saygılı olsun. Hele devlet yönetiminde görevli olanlar ince eleyip sık dokuyarak saygı sınırlarını bozmamak için ellerinden gelen tüm çabayı göstermelidir. Hak, hukuk, adalet, eşitlik kardeşlik gibi kavramların kutsallıkları vardır. Bu kavramlara uymak avanaklık değildir. Siyaset sahnesinde hizmet edeceğim diye ortaya çıkanların uymaları gereken hususlardır.
Bilerek, kötülük yapanlar, çamur atanlar, hainlik düşünenler sevgi ve barıştan olursa uzak, bu insanlığa en büyük tuzaktır. Bu tuzaklara uygun ortam yaratanlar bir gün bu tuzaklara düşebilecek ahlara, vahlara, acılara sebep olanlar, bu ahlar, bu acılar ve bu vahlara boğulup gidebilecektir.
İyi bir eğitim ve öğretimin hüküm sürdüğü, herkesin işinin, aşının olduğu bir çalışma ortamı, insanlarımızın mutlu ve huzur içinde, sağlıklı yaşadığı bir ülke hepimizin hayalidir.
Güneşim ol yeter!
Aydınlık ve güzel günleri birlikte yaşayalım.