Merhaba sevgili okuyucularım haftalık yazıma kıskançlık üzerinden devam etmek istedim.
Bu hafta çocukların ve biz yetişkinlerin diğerlerinin başarısı ile ilgili kıskançlığı üzerine bir alıntı yaparak devam etmek istiyorum.
“Öğretmen sınıfındaki çocukların davranışlarına öğrenme biçimlerine dikkat ediyordu. Sınıfının içindeki zeki ama diğerlerini çok kıskanan ve bu yüzden kendi performansına odaklanamadığını gördüğü öğrencisini gözlemliyordu. Onunla diğer arkadaşları sınıftan çıktığında sınıfta tek kaldıklarında çocuğa dedi ki: “Niçin arkadaşlarını çekemiyor, onların oyunlarını bozuyor, derste cevaplamak istedikleri soruları manipüle ediyorsun ve sürekli onlarla kavga ediyorsun, bir arkadaşın senden başarılı olduğunda onun adına sevinmiyor ve ondan uzaklaşıyorsun, birinin başarılı olması seni neden bu kadar üzüyor” diye sordu.
Öğrenci ilk başta öğretmeninin bu sorusuyla afalladı ve biraz düşündükten sonra “Çünkü sınıftaki kimsenin en yakın arkadaşımın bile beni geçmesini istemiyorum. En iyi ben olmalıyım.”dedi.
Öğretmen çocuğu dinledikten sonra eline bir parça tebeşir aldı ve tahtaya 15 cm. Uzunluğunda bir çizgi çekti, kıskanç öğrenciye bakarak “ Bu çizmiş olduğum çizgiyi nasıl kısaltırsın?” dedi.
Öğrenci öğretmeninin çizdiği çizgiye bakıp, içinde çizgiyi bir kaç parçaya bölmek de olan birkaç cevap verdi.
Öğretmen kıskanç öğrencisinin vermiş olduğu cevapların hiçbirini kabul etmedi ve çizmiş olduğu çizginin yanına daha uzun bir çizgi daha çizdi.
Öğrencisine “Şimdi birinci çizgi nasıl görünüyor?” diye sordu.
Çocuk çizgilere baktığında ilk çizilen çizginin kısa kaldığını söyledi.
Öğretmen o zaman öğrencisine yaşamı boyunca faydalanabileceği şu öğüdü verdi: “Bilgini ve yeteneklerini artırarak kendi çizgini uzatman, rakibinin çizgisini bölmeye çalışmandan daha iyidir. Seni başarıya götürecek olan şey diğerlerinin çizgisine ( başarılarına ) odaklanmak değil, kendi çizgine odaklanmandır.” diyerek kıskanç öğrencisine farkındalık katmış ve bu konuşmadan sonra öğrencisi kendi çizgisini uzatmaya çalışarak sınıfta uyumlu başarılı ve bir o kadar da arkadaşlarının başarısı ile gurur duyan hep öğrenmeye çalışan bir birey olarak yaşamına devam etmiştir.
Sevgili okuyucularım sizler diğerlerinin çizgi uzunluğunu mu hesaplıyorsunuz yoksa sadece ve sadece kendi çizginizin uzunluğuna uzunluk katmakla mı meşgulsünüz? Bu soruma kendi içinizde cevaplayın ve cevabınız ne olursa olsun sadece ve sadece kendinizle yarış içinde olun.
Sevgiyle kalın.
Klinik Psikolog Gülsüm Bircan