Zor ve sıkıntılı günlerden geçiyoruz. Hepimiz tedirginiz , merak içindeyiz. Belli etsek te etmesek te az çok korkuyoruz. Sevgili okuyucularım; şunu bilmenizi isterim ki bu hastalığı da şu veya bu şekilde ve en az hasarlaatlatacağımızı umut ediyorum.
Uzmanların tavsiyelerine anlattıklarına uymak gerekir. Önlem ve tedbirlerinizi almalısınız; sosyal izolasyon, evde kalma , gereksiz yere sokağa çıkmama ve görevli değilseniz işinizi evden yönetme gibi.
Sevgili okuyucularım, Virüs bir şekilde vücuda girdiğinde bizim vücut direncimizle virüs arasında bağlantı savaşı başlamış demektir. Virüsü yenmenin yolu ise güçlü bir bağışıklık/savunma sistemine sahip olmakta geçiyor. İstirahat, iyi uyuma , dinlenme , beslenme, düzenli egzersiz ve kendine iyi bakmak gereklidir.
Bağışıklığımızı arttıracak besinler beslenmemizde mutlaka olmalıdır. Bağışıklık öğelerimiz proteinlerden oluşur. Bu nedenle sabah kahvaltımıza mutlaka yumurta, öğünlerimize ise et-tavuk-balık mutlaka eklenmelidir. Fakat işlenmiş ürünler ( salam, sucuk,sosis gibi) bağışıklık sisteminin gücünü düşüreceğinden uzak durulmalıdır.
Antioksidan bakımından zengin bitki ve baharatlar tüketmek de bağışıklığımızı arttırmaktadır. Bunlara örnek olarak : sarımsak, karanfil, meyan kökü, tarçın, zerdeçal, zencefil, ginseng, altın kök, kimyon, acı toz biber verilebilir. Fakat, kan sulandırıcı, tansiyon ilacı ve antidepresan kullanan kişiler dikkatli tüketmelidirler.
Besinlerden, badem, bitter çikolata yoğurt/kefir , yaban mersini, brokoli ve tatlı patates de bağışıklık sistemini iyi yönde desteklemektedir.
Bitki çayı olarak adaçayı, ekinezya, kuşburnu, ıhlamur, yeşilçay gibi çaylar tüketebilirsiniz.
Bu dönem kontrollü bir şekilde probiyotik ,propolis, çinko, kara mürver özü, C ve D vitamini takviyeleri alınabilir.
Bu süreçte gün içinde düşük enerjili, şok diyetler yapmamalısınız, olabildiğince yeterli ve dengeli beslenilmelidir. Bununla birlikte en önemli konulardan biri de sigara içenler için virüse yakalanma riskinin 14 kat fazla olmasıdır. Sigara içiyorsanız, bırakmalısınız.
Sevgili okuyucularım , bedenimiz kadar ruhumuzu da iyi beslemeliyiz. Bağışıklık sistemimizin ne kadar iyi çalıştığını ne yiyip ne içtiklerimiz belirlemiyor, ne düşündüklerimiz de neleri düşündüklerimiz de önemlidir. Vücudumuzu dinlendirmeliyiz. Ne kadar kaygı içinde olursak bağışıklık sistemimiz düşecektir. Negatif duyguları ruhun içinde körükleyip durmamak gerekir. Bağışıklık sisteminin güçlü kalması için pozitif yaklaşımlarla, iyi beklentilerle, olumlu düşünmeliyiz.
Sağlıklı günler dilerim.
Senanur Yeşiloğlu
[email protected]
Köşe Başlığı: Pembe Önlüklü Diyetisyen