Savrun Köyünden Kumluca Ovasına bakıp destan yazmak, asırlık çam ağaçlarına şiir mırıldanmaktır…

Kumluca’nın kadim mesleklerini düşünüp geçip giden zamana bir “ah” çekip; Bakırcıları, Kalaycıları, Demircileri, Yemenicileri, Dokumacıları, Bıçakçıları, Dülgerleri, Çuhacıları ve Keçecileri hatırlayıp nereye gitti bunca esnaf ve sanatkâr diye hayıflanmaktır…

Portakal bahçelerinin buram buran nisan ayını şenlendirdiği o muhteşem kokuya destan yazıp yerine dikilen binaları görüp görüp içten, samimi bir EYVAH savurmaktır…

Rhodiapolis’ten bakıp Kumluca’ya: yok olup giden CORYDALLA’yı görememekten üzüntü duyup için için ağlamaktır…

Bir ufuk çizgisinden bakıp denizin maviliğine, maviliğin içindeki canlıların çekip gitmesine ve nerede o canım balıklar nidasını atmaktır…

Kumluca’yı kin ve nefret çukuruna dönüştüren Siyaset Cambazlarına ve Siyaset Baronlarına; artık bir “durun” demektir…

Daha çok sanatı, kültürü ve edebiyatı düşünüp Kumluca’yı birinci sınıf yaşanan bir merkeze taşımaktır…

Kumluca’nın mimari özelliklerini bozan, betonlaştıran yerel yönetim temsilcilerine “Bak torunun geleceğini çaldın” cümlesini unutturmamaktır…

Kumlucaspor’u liglere taşıyamamaktan üzüntü duyup sporun hemen her alanına Emek vermemekten utanmaktır…

Olympos’da Şiir Festivalleri, Yaylalarında Kültürel Dokunun korunması bağlamında; Yörük Şenliklerine yeni bir bakış acısı geliştirmektir…

Köy Enstitülü öğretmenlerini hiç ama hiç unutturmayıp Kumluca’nın kalbine bu öğretmenleri yazmaktır…

Kumluca’yı bir MÜZEKENT çizgisine taşıyıp, öncelikle bir Tarım Müzesi, Arkeoloji Müzesini yapıp misafirlerine “Buyurun Dünya Kenti Kumluca’ya Hoş Geldiniz” demektir…

İnsanı yiyip bitiren Tüketim Kültürüne ve Yoz Yaşam İlişkilerine karşı bir tavır geliştirip; daha insani ve aile ilişkilerine özen ve hassasiyet geliştirmektir…

Hızla çoğalan fast food çılgınlığına karşı, Kumluca’nın kendine has beslenme kültürünü ve yemeklerini unutturmamaktır…

Dağlarındaki Arı Serenlerinin mimari dokusunu görüp tam beş bin yıllık öykünün takipçisi olmaktır…

Köylerindeki Büyülü Ambarlara şapka çıkartıp bereketin simgesi haline getirmektir…

Kumluca’yı giydiren terzilerini unutturmayıp bir saygı geliştirmek ve hayatta olmayanlara rahmet dilemektir…

Kadim ilişkileri kemiren dedi kodu sarmalına ve korku baronlarının ortaya koyduğu ilişkileri, tarihin çöplüğüne gömmektir…