Sevgili okuyucularım; sizlere geçmiş yazılarımda suyun öneminden bahsetmiştim. Bu hafta ise; çalışmasında suyun büyük bir önemi olan böbreklerimizden bahsetmek istiyorum. Böbrekler; tüketilen besinler metabolizmada işlem gördükten sonra ortaya çıkan atık maddelerin atılmasından sorumlu, karın boşluğunun alt kısmında ve omuriliğin iki yanında bulanan fasulye şeklindeki organdır. Böbreklerimiz adeta bir fitre görevi görür ve kandaki tüm yabancı maddelerin süzülerek idrar yolu ile atılmasını sağlar. Ayrıca, vücut sıvı ve elektrolit dengesini sağlayan, bazı hormonların üzerinde düzenleyici etkiye sahip, hayati önem taşıyan organımızdır.
Böbreklerin görevini yerine getiremediği durumlar böbrek yetmezliği olarak tanımlanmaktadır. Vücudumuz için yaşamsal bir öneme sahip olan böbreklerimiz ile ilgili yapılan araştırmalar ise hiç de iyi sonuçlar vermemektedir. Çünkü; dünya genelinde kronik böbrek hastalığının görülme oranı yüzde 10-12 civarında olup, kadınlarda ise bu oran yüzde 14’e kadar çıktığı görülmektedir ve bu sonuçlar her geçen gün artmaktadır. Böbrek yetmezliği hiçbir belirti vermeden son aşamaya kadar gelebilen sinsi bir hastalık olduğu bilinmektedir. Bu yüzden dolayı belirli aralıklarla kan ve idrar tahlili ihmal edilmemelidir. Yapılan son çalışmalara göre böbrek yetmezliğine neden olan hastalıklarında başında ise; diyabet ve hipertansiyon hastalıkları bulunmaktadır. Obezite ve sigara içimi de diğer risk faktörleri arasında sayılmaktadır.
Böbrek hastalıklarının hem geciktirilmesinde hem de tedavisinde beslenme büyük bir öneme sahiptir. Çünkü, yenilen tüm besinler vücutta metabolize edildikten sonra böbreklerden süzülmektedir. Haliyle böbrekleri yoracak şekilde beslenmek yıpranmayı hızlandıracak veya böbrek rahatsızlığı olan bir bireylerin ise şikayetlerini artıracaktır. Hastanın bir an önce iyileşmesi diyetinin iyi düzenlenmesiyle mümkün olur. Vücutta hasar oluşmaması için günlük alınması gereken kalori dengeli tutulmalıdır. Ayrıca yeterli kalori böbrekleri yormayacak besinlerden sağlanmalıdır. Bu yüzden dolayı böbrek hastalarının beslenmeleri mutlaka bir diyetisyen tarafından kişiye özel hazırlanmalıdır. Çünkü böbrek yetmezliği olan hastaların günlük olarak almaları gereken sodyum, potasyum, fosfor ve protein miktarları; kan bulgularına, hastalığın derecesine göre ve bireyin kilosuna göre değişiklik göstermektedir. Bilinçsiz bir şekilde azaltma veya arttırma yapılması vitamin ve mineral eksikliği veya fazlalıkları sonucunda durumun daha da kötüleşmesine neden olabilmektedir.
Özellikle diyabet ve hipertansiyon hastalığına sahip olan bireyler beslenmelerine dikkat etmedikleri takdirde böbrek yetmezliğiyle karşı karşıya olan en riskli grup olduklarını unutmamalıdır. Çünkü günümüzde diyaliz tedavisi görmekte olan hastaların yüzde 30-40'ında böbrek yetmezliğinin sebebi diyabete bağlı böbrek hasarlarıdır. Ancak doğru ve düzenli bir beslenme programı, bireyleri hem diyabet ve hipertansiyonun etkisinden korur, hem de bu hastalıkların böbreklere hasar vermesini engelleyecektir.
Beslenme olarak nelere dikkat etmeliyiz ?
1. En büyük risk diyabet gurubunda olduğu için; kan şekeri belirli aralıklarla kontrol edilmeli. Özellikle bir bireye şeker hastalığı tanısı konmuş ise kesinlikle beslenmesi bir diyetisyen ile kendine uygun şekilde ayarlanmalıdır. Glisemik indeksi düşük beslenme ile kan şekerlerini daha rahat kontrol edebilecektir. Buna ilk olarak basit şekerli hazır gıdaları tüketmeyi bırakmaktan başlayabilirsiniz. Aksi halde yüksek seviyedeki kan şekeri zaman ile böbreklerinize zarar verebilir.
2. Yüksek tansiyona dikkat edin. Sağlıklı beslenin ve tuz alımını sınırlayın. Dünya Sağlık Örgütünün belirlediği bir günlük tuz ihtiyacı olan 5 gram tuz miktarına uymaya çalışın. Oysaki Türkiye de sadece ekmekten 7.2 gram tuz alındığını unutmayın. Tuz tüketimi günde en fazla bir çay kaşığı olacak şekilde kendinize kural koyun. İşlenmiş gıdalar ve fast food tarzı beslenme yerine taze sebze meyve ve ev yemekleri tüketilmeye çalışın.
3. Yeterli miktarda su için. Yeterli su tüketerek böbreklerinizi koruyabilirsiniz. Yetişkin bir bireyin günlük 1.5-2 litre su içmesi böbrek sağlığı için önemlidir. Bu miktar egzersiz, ateşli hastalıklar, hamilelik veya emzirme gibi özel dönemlerde artırılmalıdır.
4. Düzenli egzersiz yapmayı unutmayın. Haftada 3-4 kez yapılan 30 dakikalık tempolu yürüyüş ve düzenli egzersizler kan basıncını düşürerek böbrek sağlığının korunmasını sağlamaktır.
Aşırı Tuz Tüketimini Azaltmak İçin Pratik Öneriler
Daima taze ve tuz eklenmemiş besinleri tercih edilmeli
Yemeklerin tadına bakmadan tuz eklenmemeli
Tuz içeriği yüksek olan salamura besinleri (zeytin, peynir, turşu gibi) ve konserve besinleri daha az tüketilmeli
Hazır besinlerin etiketleri mutlaka okunmalı ve daha az tuzlu olanları tercih edilmeli
Yemeğinizin lezzetini arttırmak için tuz yerine maydanoz, nane, kekik, dereotu, rezene, fesleğen, limon gibi besinler ile baharatları kullanılmalı
Maden suları kaynağına göre farklı miktarda sodyum içerir, sodyum içeriğini etiketinden kontrol edilmeli
Sevgili okuyucularım, böbrek rahatsızlığında diyet hayati önem taşır. Doğru, düzenli ve sağlıklı beslenin sağlıklı kalın.