Bu sabah Beykonak sahili her zamanki sakinliği ve manzarasıyla büyüleyiciydi. Güneş, Melanippe’nin arkasından havayı aydınlatmaya başlamıştı. Beş Adalar ve bulutlar muhteşem görünüyordu. Plajın sakinliğinde tek duyulan dalga sesleriydi. Göz alıcı manzara ve ona eşlik eden dalgalar, bu soğuk kış sabahı içimi ısıtıyordu. Ne kadar şanslıyım diye düşündüm…  Benden birkaç yüz metre ileride yürüyen birinin ayak izlerini takip ediyordum. Bir süre sonra yürümeyi bıraktı. Öylece, uzun bir süre ufka doğru baktı… Ne düşünüyor diye kendime sormadan edemedim. O da kendini şanslı hissediyor muydu acaba benim gibi?

İşte empati kurmak tam da burada başlıyor sanırım: Kendi iç dünyamızdan bir an için sıyrılıp, başkasının gözünden hayata bakmaya çalışarak…

Empatiyi, hayata bir başkasının gözünden bakarak onun duygularını, hislerini ve tepkilerinin ardındaki nedenleri anlama yeteneği olarak tanımlayabiliriz. Kendini başkasının yerine koymak karışık bir süreçtir. Kimi insan bu konuda doğuştan yeteneklidir, kimisinin ise öğrenmek için daha çok çaba sarf etmesi gerekir. Empati, hayat boyu geliştirilmesi gereken bir beceridir.

Empati düzeyi yüksek kişiler olumlu ve sağlıklı ilişkiler kurabilirler. Bu durum aile içi ilişkilerde büyük önem taşır. Ebeveynler, haklı olarak, disiplin ve sorumlulukların çocukların gelişiminde önemli rol oynadığını savunurken; çocuklar ise kendi kimliklerini keşfetmeye ve ifade etme özgürlüğüne ihtiyaç duyarlar. Her iki taraf da kendi bakış açısında haklıdır aslında. İşte bu noktada empati devreye girer. Ebeveynler çocukların kendilerini bulma ve özgürce ifade etme çabalarını anladığında, çocuklar da ebeveynlerin endişelerinin sorumluluk duygusundan kaynaklandığını fark ettiğinde, aralarındaki çatışma yerini sağlıklı bir iletişime bırakabilir.

Empati becerisi gelişmiş kişiler sağlıklı ilişkiler kurabilmenin yanında hayatın getirdiği zorluklara karşı daha dirençlidir. Dirençli ve iletişim becerisi yüksek bireyler duygusal zeka, esneklik, güven, problem çözme vb. gibi doğru sosyal becerileri geliştirebilirler. Sosyal becerilerin gelişmesi  toplumsal ilişkileri ve toplumsal konulara bakışımızı da olumlu yönde etkiler.

Empatinin kuşkusuz en kritik etkisi değerlerin ve değer yargılarının benimsenmesine yardımcı olmasıdır. Toplumsal değer yargılarını oluşturmak için öncelikle değerleri doğru tespit etmek gerekir. İnsanlar başkalarının acılarını anladıklarında adalet ve eşitlik gibi değerlere daha duyarlı hale gelirler. Irkçı ve etnik önyargılar ise empati kurmayı zorlaştırır. Arthur Schopenhauer “Merhamet, ahlakın temelidir” der.

Ahlak, hak, hukuk ve adaletin temelinde empati yatar. Yıllardır süregelen toplumsal sorunları çözemememizin altında yatan neden belki de empati eksikliğidir. Empati kurmak yalnızca kişisel bir yolculuk değil, aynı zamanda ahlaki bir sorumluluktur.