Hayvanlara seslenmek isterdim ama beni anlayamayacaklar. Öyleyse insanlara sesleneyim. Bakalım kim nasıl anlayacak?
Ey insan!
Bir dünya var. Ve insan... Dünya insanlar için dizayn edilmiş ve insanlar dünya için...
Ne istersin? Su, hava, besin... Neyin eksik?
Belki erdemliliğin...
Var oluş hikayen kavgayla başlasa da, kavganın yanlışlığını anlayasın diyedir. Altı kişiyken paylaşılamayan dünyada, bak milyarlarca oldun. Altıya bölemediğin dünyayı milyarlarla bölüşmek zorundaysan altındaki kavgan sana bahşedilen erdemi sindiremeyen beynindir.
Hava bedava ve her yerde aynı. Kimse boğazını sıkmıyor. Kirletme yeter. Su bedava değilse bile henüz uğruna savaşılacak kıtlıkta değil. Hırsına yenilme yeter. Nimetler alabildiğine. Tıka basa yiyebiliyorsun. Tık ama basma yeter. Bastıkların, attıkların milyarlara yeter.
Özgürlük, dilinin uzadığı kadar. Aklını doğru besle yeter.
Dünyada bul yaratıcıyı. Yarattıklarında ara. Sureti yarattıklarına bahşedilmişse önce kendini sev suretinden, sonra herkesi ve herşeyi. Çünkü beğenmediğin, sevmediğin her şey bahşedilmiş suretin inkarıdır. Sevgisiz kalpler cennet yolunun riyakarıdır.
Dünyada kurabiliyorsan cenneti, hak edersin asıl cenneti...
Dünyada savaşarak insanla, yanında cennete götüreceğim diye uğraşma. Önce kendin bul orayı, bırak herkes sensiz bulsun. Senin gibi olmadılar diye cehenneme çevirdiğin dünyadan sonra, kimse seninle aynı yere gelmesin.
Evreni sev. Ormanı sev. Doğayı sev. Kurdu kuşu, turnayı sev. Taşı, toprağı, kayayı sev. Yağmuru, suyu, havayı sev. Kadını, çocuğu, yuvayı sev. Yalanı, talanı değil, yılanı sev. Kafanda değilse örümceği, kovandaki böceği sev.
Zevki, sefayı, parayı da sev amma; insanı da sev.
İnsana nefretin, insanlığının illeti.
Sevgiyle hak edersin cenneti.
Önce yaratını güzel sev...
Sonra yaratılandan ötürü yaratılanları sev...
Şaban BALTACIOĞLU