Ölçek ve oran, mimarinin ve tasarımın temel unsurlarındandır. Birbirleriyle bağlantılı bu iki unsur tasarım sürecinde kritik bir öneme sahiptir.
Bir yapının göze hoş gelmesi kadar işlevselliği ile de ilgilidirler. Aynı zamanda bu iki kavram, yalnızca bir mekanı nasıl gördüğümüzü değil, orada nasıl hissettiğimizi de belirler.
Ölçek, bir yapının ya da nesnenin çevresine ve diğer nesnelere ya da insan boyuna göre büyüklüğüdür. Oran ise bir bütünün kendi içindeki parçalarının birbirleriyle olan uyumudur.
Ölçek ve oran, yalnızca mimaride ve tasarımda değil, toplum olarak nerede olduğumuzu da anlamamıza yardımcı olacak kavramlar olabilir. Bu yüzden, diğer ülkelere kıyasla nerede durduğumuzu görmek, bize daha geniş bir bakış açısı sunabilir.
Enflasyon, fiyatların artması anlamına gelir. Yüksek enflasyon, kırılgan ve yanlış yönetilen bir ekonominin en belirgin göstergesidir. Uluslararası Para Fonu (IMF) 2025 yılı verilerine göre Türkiye; Sudan, Güney Sudan, Venezuela ve Arjantin’den sonra en yüksek enflasyon oranına sahip 5. ülke konumundadır.
Gini Katsayısı, gelir dağılımındaki adaletsizliği ölçmeye yarayan bir yöntemdir. 0 ve 1 arasında değişir; 0 tam gelir adaletini gösterirken 1 tam gelir adaletsizliği demektir. TÜİK verilerine göre Türkiye’nin 2024 Gini katsayısı 0,413 ile Avrupa Birliği ülkeleri arasında son sırada bulunuyor.
PISA olarak kısaltılan Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) tarafından gerçekleştiriliyor. Öğrencilerin okulda öğrendikleri bilgi ve becerileri günlük yaşamda kullanma becerisini ölçüyor. 2022 yılı verilerine göre 81 ülke arasında Türkiye; fen alanında 34., matematik alanında 39. ve okuma becerileri alanında 36. Sırada bulunuyor.
Basın Özgürlüğü Endeksi, Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) tarafından hazırlanan ve ülkelerin basın özgürlüğü durumunu değerlendiren bir endekstir. Dünya Bankası tarafından da kullanılır. 2024 yılı verilerine göre 180 ülke içinde Türkiye 158. sıradadır.
Freedom House; demokrasi, siyasi özgürlükler ve insan hakları konularında çalışmalarıyla bilinen ve kar amacı gütmeyen bir kuruluştur. Çalışmaları Dünya Bankası tarafından da kullanılan bu kuruluş, her yıl Dünya Özgürlük Raporu’nu düzenler. 2025 yılı raporunda Türkiye 100 üzerinden 33 puanla özgür olmayan ülkeler statüsünde bulunuyor.
Yolsuzluk Algısı Endeksi (CPI), Uluslararası Şeffaflık Örgütü (Transparency International) tarafından hazırlanan ve ülkeleri yolsuzluk düzeyine göre puanlayan ve sıralayan bir rapordur. 2024 yılı verilerine göre Türkiye bu endekste 34 puanla 180 ülke içerisinde 107. sırada bulunuyor.
Son olarak da, Dünya Ekonomik Forumu (WEF) tarafından hazırlanan Küresel Cinsiyet Eşitsizlği Endeksi’ne bakalım. Bu raporun amacı, dünya genelinde kadınların karşılaştığı cinsiyet eşitsizliklerine dikkat çekmek ve bunların sebeplerini analiz etmektir. 2024 yılı raporuna göre Türkiye 146 ülke arasında 127. sırada bulunuyor.
Türkiye gibi potansiyeli yüksek bir ülkenin yukarıda bahsedilen raporlar ve endekslerde bulunduğu konum düşündürücü. Bu ülkenin, hak ettiği yeri ararken herkesin üzerine düşenden fazlasını yapması gerektiği bir dönemdeyiz. Buna da, şimdiye kadar nerelerde hata yaptığımızı sorgulayarak; yıllardır süregelen kısır siyasi döngülerden ve tartışmalardan sıyrılıp, değişen ve dönüşen dünyada, ideolojiler yerine hayatın gerçek ihtiyaçlarına nasıl çözümler bulabileceğimizi düşünerek başlamak gerekiyor olabilir.